13 Mayıs günü, dünyanın en sade ama en derin liderlerinden biri olan José “Pepe” Mujica 89 yaşında aramızdan ayrıldı.
Eski bir gerilla, eski bir başkan ama her şeyden önce inandığı değerlere tutkulu bir insan olarak yaşadı ve öyle de uğurlandı. Arkasında ise halkının engin sevgisini, bütün dünyanın hayranlığını ve daha sade bir hayatın mümkün olduğuna dair güçlü bir mesaj bıraktı.
Mujica, 2010-2015 yılları arasında Uruguay devlet başkanı olarak görev yaptı. Ancak onu özel kılan şey, asla bu ünvan değil, bu ünvana karşı tutumu, onunla kurduğu ilişki biçimiydi. Başkanlık konutuna taşınmayı reddetti, 1987 model Vosvos arabasıyla dolaştı, maaşının yüzde 90’ını yoksullara bağışladı. Küçük çiftliğinde karısı ve üç bacaklı köpeğiyle yaşadı. O, gösterişsizliği ilke edinmiş bir başkandı.
Gençliğinde Tupamaro gerilla hareketinde yer aldı. Cezaevinde 14 yıl geçirdi, işkence gördü, tecritte kaldı. O yıllar hakkında şöyle derdi: “Deliliği tanıdım. Sanrılar gördüm. Karıncalarla konuştum.”
Ama bu karanlık geçmiş, onda ne kin bıraktı ne hırs. Aksine, serbest bırakıldığında yaptığı ilk konuşmada şöyle seslendi:
“Seçimi kazanmış olabiliriz ama henüz muzaffer değiliz. Çünkü gerçeğin tek sahibi değiliz.”
Mujica’nın Uruguay’ı, Latin Amerika’nın küçük ama örnek ülkelerinden biri haline geldi. Ücretsiz eğitim ve sağlık hizmetleri, yaygın sosyal reformlar, esrarın yasallaşması, eşcinsel evliliklerin tanınması… Hepsi onun döneminde gerçekleşti. Kamu harcamaları arttı, ekonomik büyüme hızlandı, yoksulluk oranı düştü.
Ancak Mujica’nın gerçek devrimi, yaşam felsefesiydi. Tüketim çılgınlığına karşı sade bir yaşamı savundu. Ona “dünyanın en fakir başkanı” denildiğinde cevap şöyleydi:
“Hayır, ben fakir değilim. Asıl fakirlik, elde ettiğinle yetinememektir.”
Onun ölümüyle sadece bir siyasetçi değil, bir bilgelik sesi de sustu. Ama söyledikleri hâlâ yankılanıyor:
“Evsizler için ev, suyu olmayanlar için su lazım. Eğer herkes daha fazlasını isterse, bir gün kimseye bir şey kalmaz.”
“Asıl özgürlük, yaşamak için kazandığın zamandır.”
Bugün bizlere düşen, sadece onu anmak değil, onun gösterdiği sade, dürüst ve insanca yolu da hatırlamak.
Fotoğraf: elpais.com
***
Medya Günlüğü sosyal medya hesapları: