Melek Ay
Başlığa bakıldığı zaman ilk akla gelen şey, az eşya ile bir yaşam anlayışını benimsemek gibi gelebilir.
Ancak sadelik yaşamda gerçek ihtiyaçlarımızı anlamakla başlayan bir var olma biçimidir.
Aslında ben sade yaşamı doğanın ta kendisi diye tanımlayabilirim.
Eskiden bir çiçeğe ne kadar güzel olduğunu söyleme ihtiyacı duyarken bugünkü bilinç seviyemde artık güzel-çirkin kavramları ön plana çıkmıyor. O çiçeğin kendi varoluşundaki o sade duruşunu görmek, bilmek kendimi bilmeme ve iyi hissetmeme aracı oluyor.
Günümüz cehalet çağı ya da biraz daha yumuşatarak söylemek gerekirse modern zamanımız, bizleri peri masalına sürükleyen bir etki yaratmaktadır. En iyiyi, en güzeli, en şahaneyi biz hak ediyoruz. Buna ikna olmamız için sadece reklamları bile izlememiz yeter. Böylece tüm gerçekliğimizi unutalım, var olduğumuzu unutalım diye.
İşte bu yanılsama ilkesinin üzerimizdeki etkilerine karşı uyanışa geçebildiğimiz zaman sadeliğin doğası kendiliğinden yaşamımıza yayılmaya başlıyor.
Tüm bu yanılgılar sebebi ile zihnimize tutuşturulmuş kulpsuz bavul ile dolaşıyoruz. Taşıması zor ama bırakamıyoruz.
Gerçek ihtiyaçlarımızı yanılgısız kavrayamazsak bir çift ayakkabı, kazak, telefon bizim gerçekliğimiz olmaya devam edecek.
Zamanında Leonardo da Vinci’nin de söylediği gibi “Sadelik aslında nihai gelişmişlik halidir.”
Kulpsuz bavulu taşımayı bırakarak bizim için konu her ne ise iyi bilmeyi gerektirir. Konuyu iyi bilmek için de uyanık bir bilinç gerekiyor.
Sade yaşama kendi yaşamımızdaki filtreleri kaldırarak başlayabiliriz.
Nefsimiz yanılsamalar içerisinde hep daha fazlasını isteyebilir ama ruhumuza daha azıyla yetinmeyi tekrar hatırlatabiliriz.
Her gün uyanır uyanmaz aynada kendimize bakarak en sade halimizin içindeki o akışa, dengeye temas etme gücümüz var. Biraz niyet, biraz çaba…
Yaşam dinamik bir alan elbette sürekli uyarılmaya devam edeceğiz ancak o aşkın alana varınca ötesindeki sadeliği görünce bilincimiz bir daha eskisi gibi olmayacak.
Derinde olanı anlamak tüm karanlık yönlerimizi aydınlatacak, bizi korkmaktan bile korkmayan cesur bir alana davet edecek.
Bu yıl sade yaşama ister evimizdeki fazlalıklardan kurtulup bunu sürdürebilir kılarak, ister ruhumuzu örten uyuşturucu her şeyden kurtularak, ister zihnimizi bulandıran yanılgılardan, vesveselerden kurtularak başlayalım ama bir yerden başlayalım.
Yeni gelen yılda bunu birlikte hatırlayalım istedim.
Karanlık bir odada aydınlık bir bedene-ruha-zihne sahip olmak paha biçilemez.
Herkese sade bir yıl dilerim.
Namaste…