Cuma, 9 May 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Köşe Yazıları

Reisi İran’ı yakacak!..

Hasan Sevilir Aşan
Son güncelleme: 25 Eylül 2023 00:50
Hasan Sevilir Aşan
Paylaş
Paylaş

“Siz özgürlük isterseniz biz de tecavüz edenleri özgürleştiririz!..”

İran’ı dikkatlice izlemeye devam ediyoruz. Kadınların başlattığı direniş şimdilik biraz durulmuş gibi görünse de gidişat her an patlamaya hazır bir saatli bomba sanki.

İran Cumhurbaşkanı Reisi, geçen hafta Birleşmiş Milletler’deki konuşmasında, insanlığı kurtaracak olan mehdinin dünyaya, aramıza indiğini müjdeleyip, herkesi şaşırtmıştı.

“Tahran Kasabı” lakaplı Reisi, Mehsa Emini’nin ölüm yıl dönümünde yaşanabilecek olası taşkınlıkları önlemek amacıyla, İslam Devrimi’nden ödün verilmeyeceği, şeriatın eksiksiz uygulanacağı çıkışları ile ülkeyi germişti.

İranlılar, ideolojik çöküntü içindeki Mollalar rejimin başka söyleyecek bir şeyi ve yönetme yeteneğinin kalmadığının bilindiğini, çaresizlik içinde tehlikeli manevralara başvurabileceklerine dikkat çekmektedir.

Reisi’nin tehditlerinin fiile dökülmesi halinde, İran’da yeniden kan akıp, genç infazların yaşanması kaçınılmaz olacaktır.

Yarım asırdır iktidarda olan Ayetullahlar, kitle gösterilerini yeryüzünde Allah ve Peygamber’e savaş açmak olarak görmekte, Kuran’da bunun cezasının darağacı olduğunu, uhrevi misyonlarının insanları zorla cennete götürmek olduğunu iddia etmekte.

Kurguladıkları İslami yaşam tarzının neden hâlâ benimsenmemiş olmasının hayal kırıklığını yaşarken, başörtüsüne ilişkin en ufak açılımı “beka sorunu” olarak görmektedir.

Mehsa

Hatırlanacağı üzere, ahlak polisi geçen yıl Tahran’da Mehsa Emini isimli genç kızı “başörtüsünü düzgün takmadı” diye kaldırımlarda sürükleyerek gözaltına alırken ölümüne neden olmuştu.

Bu acı olay simgeleşerek kadınların başını çektiği, aylarca süren sokak gösterilerini tetiklemişti.

İnsan hakları kuruluşları, ülke geneline yayılan sokak gösterilerinde en az bin kişinin öldüğünü, 100’ü gazeteci olmak üzere 30 binden fazla gözaltı ve tutuklama rapor etmiştir.

Buna göre 1,500 gösterici idamla yargılanmaktadır, 25’i halihazırda hüküm giymiş olup, beşi infaz edilmiş, diğerleri her an infaz için sırada beklemektedir.

Rejim, göz dağı vermek için çok sayıda genci, savunmasını dahi almadan, ailelerine haber vermeden meydanlarda, vinç üzerinde idam etmiştir.

Ancak, tüm bu sert önlemlere rağmen gösterilerin dinmemesi üzerine Mollalar, sokaklardaki Besiç milislerini geri çekip, ahlak polisini frenlemek zorunda kalmış, protestoların ivme kaybettiği görülmüştür.

Reisi

Cumhurbaşkanı Reisi’nin, toplumsal direnişin göreceli de olsa hız kestiği bir zamanda, durup dururken “sokakları susturacağız, bu işi bitireceğiz” mealindeki tehditleri İran halkını endişelendirmeye yetti.

Reisi, ‘’İffet ve tesettürün muhafazası’’ kanununun gerekirse en ağır cezaları uygulayarak tam olarak uygulanacağını ilan etti.

Anlaşıldığı kadarıyla, İslami tesettürü uygulamayan kadınlar için 10 yıla varan hapis cezası, kamu görevlerinden uzaklaştırma, banka hesaplarının dondurulması, tiyatro sinema benzeri sosyal mekanlara girişlerinin yasaklanması gibi cezai tedbirler gündemdedir.

Reisi’nin tehditleri üzerine hemen harekete geçen İran istihbarat birimleri, tesettür ihlallerini tespit ve cezalandırmak üzere otobüste, trende, çarşıda, pazarda, sokakta elektronik yüz okuma dahil her yoldan fişlemelere başlamıştır.

“Ahlak polisi” olarak bilinen Besiç milisleri yeniden sertleşerek, mahalle aralarında rahatsızlık veren görünürlüğünü arttırmıştır. Öyle ki denetimlerin kapsamı, erkeklerin dar pantolonu, gömleklerin dirseklere kadar inmesi ve erkek çocukların şort boylarına kadar uzamıştır.

Genç idamlarla yeterince gözdağı veremediğini düşünen rejimin kitle katliamlarına başvurması dahi kimseyi şaşırtmayacaktır.

Şah döneminde olduğu gibi Mollalar da iktidarlarının bekası için istihbarat ağlarını itici güç olarak kullanmaktadır.

Tüm ülkeyi ahtapotun kolları gibi saran, dışarıdaki muhalifleri de yakın takibe alıp infazlar yapan istihbarat birimlerinin gerçek sayısı ve görev alanları İranlılar için de bir muammadır.

Rejimin derinlerdeki omurgası Devrim Muhafızları ve mahallelere uzanan istihbari kollarının, İran halkının son kitle gösterilerindeki hayatları pahasına gösterdiği kararlılığı göz önüne alarak, Reisi’nin el yükseltmeye çalıştığı tehdit ve baskılara ne ölçüde boyun eğip eğmeyeceğinin hesabını yapmış olması beklenir.

Bir cumhurbaşkanı ülkesini ateşe atar mı? Atabilir. O ülkenin istihbaratı, polisi, ordusu, resmileri el ele verip kendi halkını inim inim inletip, canlarına kast edebiliyorsa, başlarındaki ‘’baş’’ da ön alıp başı çekebilir.

Mollalar gösterilere katılan kadınlara, “siz özgürlük isterseniz biz de tecavüzcüleri özgürleştiririz” dese de, İran’da diş macununun tüpten çıktığı artık bir sır değil.

Karikatür: Marco Melgrati

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanHasan Sevilir Aşan
Takip et:
Emekli Büyükelçi. Adana doğumlu, Karadeniz Ereğli ve Ankara’da eğitimini tamamladı. Ankara Üniversitesi BYYO geçişli SBF Uluslararası ilişkilerden mezun. Dışişleri Bakanlığındaki 40 yıllık hizmetinde, Merkezde, personel, İktisat ve siyasi dairelerde görev aldı. Hariciye kariyerini Hindistan, Libya, Çekoslovakya ve İngiltere’yi takiben Tebriz ve Melbourne’da Başkonsolos, Arnavutluk ve Güney Sudan’da Büyükelçi olarak tamamladı. Çanakkale Savaşları Anma Törenleri Koordinatör Büyükelçisi ve G20 Türkiye Başkanlığında, Görev Gücü Başkanlığını yürüttü. İlgi alanları Balkanlar, Avustralya, Afrika, İran ve G20 ile Çanakkale 1915, Anzaklar, mülteci ve insani yardım meseleleri. 2019 yılından itibaren, Türkiye’nin en eski yerel gazetesi Yeni Adana’da, Defter başlıklı köşesinde diplomasi ve uluslararası ilişkiler üzerine düzenli yazıları yayınlandı.
Önceki Makale Sovyet ‘aldatma sanatı’
Sonraki Makale ‘Merhaba, Ben Hakkı’

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

Köşe Yazıları

Hariciye geleneğimiz ve kurumsallaşma…

Hasan Sevilir Aşan
8 Mayıs 2025
EditörKöşe Yazıları

Delilik ve “toplu itlaf”

Emre Dilek
8 Mayıs 2025
EditörKöşe Yazıları

Sahip olmanın kırılganlığı

Erdal Çolak
7 Mayıs 2025
Köşe Yazıları

Tabutun yanında savaştan bahsetmek

Okay Deprem
6 Mayıs 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?