Sayın Genel Başkanım,
Öncelikle CHP Genel Başkanlığına seçilmeniz nedeniyle içtenlikle kutlar, önümüzdeki süreçte çalışmalarınızda başarılar dilerim. Bu süreçte size yardımcı olacak arkadaşlarınızın genç ve kadın parti mensupları arasından seçilmiş olmasından duyduğum memnuniyeti bu vesile ile belirtmek isterim.
Kasım Kurultayı’nın ardından oluşturulan bu dinamik kadronun katkılarıyla CHP’den beklenen, arzu edilen değişimin ve dönüşümün gerçekleştirilebileceğine inanıyorum.Önümüzdeki süreçte iç siyasi gelişmelerde etkili olabilecek 2024 Mart Yerel Seçimlerinde de, adaylar belirlenirken aynı yaklaşımın sürdürüleceği kanaatindeyim. Yerel yönetimlere adaylar belirlenirken de donanımlı, birikimli, yerel de tanınırlığı olan liyakatli gençlerin ve kadınların tercih edileceğini umuyorum.
A.Ü. Siyasal Bilgiler Bilgiler Fakültesi mezunuyum (1968). Emekli diplomatım (2010). Başkonsolos (Mainz, Zürih), Başbakanlık İnsan Hakları Üst Kurulu Sekretarya Başkanı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği ARDE Başkanı görevlerini üstlendim. Emekli olduktan sonra gazete ve dergilerde güncel iç ve dış siyasi gelişmeler ile insan haklarını ve milli güvenliği vs. ilgilendiren konularda yazılar kaleme alıyorum. Bir yıldır Antalya’da yayınlanan Akdeniz Gerçek gazetesinde yazıyorum. Atatürk’ün Almanya Gezisi, Avrupa’daki Türkler üzerine kitaplarım var.
Bu mektubu kaleme alma nedenim, kadınların siyasette daha geniş temsil edilmelerine yönelik tarafınızdan dile getirilen açıklamalardan cesaret alarak, yerel yönetimlerde kadınların daha fazla söz sahibi olmalarına yönelik düşüncelerimi sizinle paylaşmak.
“Yerel yönetimlerde seçilmiş kadınların oranı %3’de kalmamalı. Hedefimiz en az %50 olmalı”. Bu çağrı kadınların siyasette eşit temsiline yönelik çalışmalarda bulunan Eşitlik İçin Kadın Platformuna ait. Platform kadınları 2024 yılı Mart ayında yapılacak yerel seçimlerde aday olmaya çağırıyor. Kadın Adayları Destekleme Derneği de (KA.DER), aynı hedef doğrultusunda çalışmalarda bulunuyor. Kadınları, siyasette söz sahibi olmaya, karar mekanizmalarında yer almaya ve daha yaşanabilir toplumu yaratmak için katkıda bulunmaya davet ediyor. “2024 yerel seçimlerinde aday olmak için ilk adımı atın ve kendi potansiyelinize güç katın” diyor.
Kadın kuruluşlarının bu çağrılarına yanıt veren illerden biri de kalkınma ve değişimin öncü şehirlerinden biri olan Antalya. Gazeteci ve siyasetçi Songül Başkaya Muratpaşa için düğmeye bastı. Kamuoyu yoklamalarını da değerlendiren Başkaya, CHP’den Muratpaşa Belediye Başkanı Aday Adaylığını açıkladı. Başkaya, “Deneyimimizle, tecrübemizle, gençliğimiz ve enerjimizle biz hazırız” diyor. Songül Başkaya’nın aday adaylığına ilişkin haberleri ilk duyduğumda sosyal medyada şöyle bir paylaşımda bulunmuştum:
“Muratpaşa’nın bayrağını artık bir kadın taşısın. O kadın da Songül Başkaya olsun.”
Bu paylaşımı yaparken Başkaya’nın aday gösterilerek, seçilmesi halinde Muratpaşa’ya ne denli değerli hizmetlerde bulunabileceğinin bilincindeydim.
Kamu yönetiminde yüksek lisansını yerel yönetimler üzerine yapan Başkaya, gazeteci olarak da kentin ve ilçenin sorunlarına hakim ve Muratpaşalıların, Belediyeden beklentilerini bilen ve bu beklentilere cevap verebilecek bir isim. Çok sayıda ödüle sahip. Antalya siyaset ve akademi dünyasının tanıdığı , diğer partilerle de çeşitli konularda temas kurabilen partiler üstü bir kişi. Kadın, çevre, insan hakları konusunda pek çok projenin içinde yer alan Başkaya, kadın hareketinin içinden geliyor. Sadece Muratpaşa’nın değil, diğer ilçelerin altyapı sorunlarıyla da ilgilenmiş, Belediyelerin sorunları iyi bilen biri. Bu nedenlerle CHP parti yönetiminin, Muratpaşa Belediyesi için aday belirlerken tercihini “seçimi kazanabilecek bir aday olan” Songül Başkaya’dan yana kullanmasını diliyorum. Aday adayları arasında seçim yapmanın ne denli zor olduğunu biliyorum. Bu zor süreçte kararlarınızda sizlere yardımcı olabileceği düşüncesi ile bu önerimi size sunuyorum.
Sizin de çeşitli zamanlarda işaret ettiğiniz gibi, günümüzde kadının siyasete katılımı hala erkeklerle eşit düzeyde değil. Bu durum ülkemizdeki kadın hareketinin önemli mücadele alanlarından biri. Bu konuda, yukarıda işaret gibi, kadın sivil kuruluşlarının ve toplumumuzun duyarlılığı da giderek artmakta. Seçilme hakkından yararlanma ve yerel yönetimler dahil siyasal karar mekanizmalarında yer alma konusunda cinsler arası eşitsizlik çok belirgin biçimde varlığını sürdürmekte ve kadınlar erkeklerin çok gerisinde kalmakta.
Oysa siyaset erkeklerin kadınlarla birlikte yürümeleri gereken bir yol. Yerel siyaset de buna dahil. Ülkemizin önemli güç kaynaklarından olan ve Cumhuriyet Türkiye’sinde pek çok alanda başarılı çalışmalarda bulunan kadınlarımız siyasete de değerli katkılarda bulunacak konumdalar. Dileğimiz önümüzdeki yerel seçimler sonucu kadınların yerel yönetimlerde temsil oranının %3’de kalmaması, çok daha artması. Mevcut tablo, Atatürk’ün Türk kadını için öngördüğü hedefin çok gerisinde.
Kadının toplum içindeki konumunu ve önemini en güzel, 1934’te Türk kadınına seçme seçilme hakkını tanıyan ve kadınların siyasal yaşama katılmasının yolunu açan Atatürk dile getirmiş. Atatürk’ün 1923’te vurguladığı şu sözler, başta siyasetçiler olmak üzere herkesin kulağına küpe olmalı:
“İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil midir ki, bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin?. Daha esenlikle, daha dürüst olarak yürüyeceğimiz yol vardır. Türk kadınını çalışmamızda ortak yapmak, hayatımızı onunla birlikte yürütmek, Türk kadınını ilmi, ahlaki, sosyal, ekonomik hayatta erkeğin ortağı, arkadaşı, yardımcısı ve destekleyicisi yapmak yoludur.”
Çalışmalarınızda başarı dileklerimi tekrarlar, saygılarımı sunarım.
A.Gürsel Demirok
E. Diplomat
Fotoğraf: chp.org.tr