Cuma, 27 Haz 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Köşe Yazıları

‘Ördek Sendromu’

Erdal Çolak
Son güncelleme: 8 Mayıs 2024 00:48
Erdal Çolak
Paylaş
Paylaş

Birey içinde yaşadığı toplumun karakter yapısını alırken kendi içinde kimliğini oluşturduğu gerçek dünya ile idealar dünyası arasında sıkışıp kalmıştır.

İki dünya arasında kalmış kişi var oluşunu anlamlandırabilmek için yaşadığı toplumla ekonomiden kültüre, dinden siyasete, sağlıktan eğitime kadar toplumsal kurumların hepsi ile özdeşim kurar. Kişinin ibadetten tüketime, modadan sosyal ilişkilere, internetteki davranışlardan sosyal aktivitelere kadar günlük hayat pratiklerinin bütününe uyma uğraşı, bu rollerin hepsinin amacı var oluşunu anlamlandırma çabasıdır.

Kendini gerçekleştirme mantığı kendini tanımakla başlar. İnsan kendi yeteneklerini sonuna kadar kullanarak, istediği yere gelebilme, hedeflerine ulaşabilme arzusu ile yanıp tutuşan bir canlıdır. Toplum tarafından nesiller boyunca oluşturulan deneyimsel bilgi ve kültür insanın doğuştan getirmiş olduğu potansiyeli gerçekleştirebilmesine yardımcı olur. Bu mantık bireyin kendini, çevresini algılama biçimine, davranışlarına, uyum ve mutluğuna yansır.

Hayat denen serüvenin içinde ideal benlik olmak istediğimiz benliktir. Yaşam içerisindeki hedef, arzu ve tutkuları bireyin ulaşmak istediği, sahip olduğu takdirde kendisini çok değerli bulacağı benliktir. Gerçek benlik kişinin olduğu kişiliktir. İdeal benlik ile gerçek benlik arasındaki mesafe gittikçe açıldığında kişinin kendinde görmek istediği konum, kendine atfettiği benlik, sahip olmak istediği karakter özellikleriyle gerçekte sahip olduğu özelliklerin örtüşmemesi, kişinin başka biri gibi davranma dürtüsünü ortaya çıkaracaktır. Yapılan araştırmalara göre, idealize edilen yaşamla gerçek yaşam arasındaki mesafenin açılması birçok psikolojik sorunla karşılaşılaşılmasına sebep oluyor.

Dalgalı bir suda ördeklere dışarıdan bakıldığında çok sakin bir şekilde, dans eder gibi estetik tavırla yüzdükleri görülür. Ancak suyun altına baktığımız zaman ördeklerin bacakları hızla çalışmaktadır. Sakinlik sadece suyun yüzeyinde ördeğin görünen tarafıdır. Suyun altındaysa çok fazla çaba emek var. Sudaki ördeğe ilk baktığımızda yüzme işini yaparken sanki suyla mücadele etmediğini, savaşmadığını veya çaba göstermediğini zannederiz. Oysa ördekler suyun altında o küçük perdeli ayaklarını hızla çarparak suyla mücadele eder. Yani suyun üzerinden her şey kusursuz görünüyor olsa da suyun altında bambaşka bir gerçeklik vardır. Ördeğin suyun yüzeyindeki yani, dışarıdan bizlere yansıyan aldatıcı, şaşırtıcı dingin, güzel, asil, akışkan ve keyifli bir hayat yaşıyor olabilir. İşte bizi aldatan kısmı burasıdır.

İdealize edilen yaşanmışlıklara gerçek benlik, gerçek yaşanmışlıklara ideal benlik birbirleriyle uyuşmadığında “Ördek Sendromu” dediğimiz durum ortaya çıkar. Bu sendrom kusursuz görünme çabasıdır. İnsanlar başkaları tarafından kusursuzmuş gibi görülmek ister. Mesela ideal olanla gerçek olan arasındaki en önemli fark, kişinin sosyal medyadaki paylaşımındaki görünüşünü kontrol etme imkanına sahip olmasıdır. Hemen hemen herkesin son dönemlerde kullanılan filtreler uygulamalarıyla kişi kendi görünüşünü kontrol etme imkanı bulunmaktadır. Bu sayede güzel, estetik fotoğraflarını sosyal medya aracılığıyla paylaşmaktadır. Aynı zamanda gerçek olanı gizleyebilme imkanına sahiptir.

Sosyal medyada takılan karşılıklı maskeler… Sosyal medya kullanan kişilerin sadece güzel, başarılı ve mutlu anlarını paylaşmaları ya da yaşıyormuş gibi göstermeleri kendilerini yakından tanıyanlar tarafından eleştiri konusu olur. Kısacası herkes olduğu gerçek kişiliği ile değil de ideal bir gerçeklik ile karşımıza çıkıyor.

Bunu yapan kişi takipçilerini bilinçli olarak etkilemeye çalışmaktadır. Eşlerin birbirlerine yaptıkları doğum günü sürprizlerinin ya da birbirlerine aldıkları hediyenin sosyal ağlarda eş zamanlı paylaşılması “Ördek Sendromu”na örnek verilebilir.

Esas soru şu: İnsanlar gerçekten göründüğü kadar mutlu, zengin, başarılı rahat ya da mükemmel mi? Evet, cevabı hepimiz biliyoruz, değiller… İçinde bulunduğu hayatını daha iyi yapabilme olanağına ve yeteneğine sahip olmadıkları için hayallerini gerçek gibi gösteriyorlar.

Dışarıdan bakıldığında hiç çaba göstermeden başarılı ve mutlu olduklarını düşündüğümüz insanların başarılanın arkasında pek çok gayret ve sabır vardır. İşini aslı şudur ki, bir insanın hayatı, örneğin suyun üzerindeki süzülüş kadar hayranlıkla izlenesi değildir. Mesele, ördeğin suyun altındaki verdiği çabayı görebilmektir.

Akıllı görünmeye çalışmak, olduğundan daha akılsız görünmekten başka işe yaramaz. Dünyanın ağır yüküdür, kendini olduğundan farklı göstermeye çalışan insanın yükü. Bir ömür başkasını taşır sırtında…

EtiketlendiSeçilen
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanErdal Çolak
Takip et:
Gazeteci-yazar-akade​misyen. Konya’nın Cihanbeyli ilçesine bağlı Kuşça kasabasında 1975’te doğdu. İlk ve ortaöğretimini Konya’da tamamladı, 1996 yılında başladığı Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi’ndeki üniversite, daha sonra Danimarka Kraliyet Okulu’nda (İVA) Copenhagen (The Royal School of Library and Information Science) Kütüphanecilik bölümünde tamamladı. Kütüphanenin Kültüre Etkisi ve Bilginin Bilimselliği üzerine doktora yaptı. Danimarka The Union Press Associat​ion IPC yönetim kurulu üyesi, uluslararası basın yayın kartı sahibi. Kişisel gelişim alanında eğitimler aldı. Psikoterapi Eğitimi sertifikası, Yaşam Koçluğu ve NLP (Zihinsel ve Dilsel Programlama) konusunda diploma sahibi. ”Sonsuzluk İle Hiçlik Arasındaki İnsan” adlı deneme kitabı Dancaya, ”Yalnızlık Aşktır; Yalnızlık, Yokluğun, Hiçliğin Şiirleri” kitabı”. ”Loneliness Is Love” adıyla İngilizceye çevrildi. ”Yüreğim Sensizliğim”, ”Yalnızlık Aşktır”, ”Ben Sana Değil Kendime Geç Kalmışım” adlarında şiir kitapları var. Danimarka’da yaşamaktadır.
Önceki Makale Mitoloji ve dinler
Sonraki Makale İsrail kararının riskleri…

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

Köşe Yazıları

İran’da kadınlar, savaş ve rejim

İsmail Boy
25 Haziran 2025
Köşe Yazıları

İran’da sol nasıl kaybetti?

Ulaş Başar Gezgin
24 Haziran 2025
Köşe Yazıları

Sakız’daki gizemli Türk yatı

Cenk Başlamış
22 Haziran 2025
Köşe Yazıları

Libya’nın doğusundan sürpriz çıkış

Aydın Sezer
21 Haziran 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?