Pazartesi, 27 Eki 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Beyaz Önlük

Nahoş bir duygu

Osman Akdemir
Son güncelleme: 13 Nisan 2024 00:01
Osman Akdemir
Paylaş
Paylaş

Sözcüğü içimizden söylerken bile ne kadar nahoş bir his yaratıyor değil mi?

“Tiksinmek”, “iğrenmek”, “iğrenç.”

Böyle bir duygunun, dolayısıyla sözcüğün olmadığı bir âlemde yaşamak daha güzel olmaz mıydı? Bu soruya “evet, güzel olurdu” cevabını verenler olabileceğini tahmin ediyorum.

Gerçekten öyle midir?

BBC’nin sitesinde 2014 yılında internet ortamında gerçekleştirilen bir araştırmada katılımcılara bir dizi fotoğraf gösteriliyor, bunları ne derece tiksindirici bulduklarına dair sorular yöneltiliyordu. Gelişigüzel sıralanmış yedi fotoğraf çiftinde görüntüler temelde benzer olmasına karşın bir fotoğraf diğerinden bir hastalık tehdidi çağrıştırmasıyla ayrılmaktaydı. Örneğin iki kâse fotoğrafından birisinde kâsedeki sıvı parlak maviyken diğerinde kırmızı benekli ve yeşilimsiydi. Temiz bir yanık yarasının yanında iltihap kapmış olanı gösterilmişti. Boş bir tren ve trenin insanlarla dolu resmi yan yanaydı. Aynı kişinin sağlıklı görünümüyle ateşli, sivilceli resmi tiksindirici etkileri bakımından kıyaslanmaktaydı.

Yüz altmış beş ülkeden 40 binden fazla katılımcının tamamladığı çalışmanın sonuçları beklendiği gibi dolu trenin boş olana göre, yeşilimsi sıvıyla dolu olan kâsenin mavi sıvıyla dolu olana göre, iltihap kapmış yaranın temiz görünene göre, hasta görünümlü simanın sağlıklı görünene göre daha tiksindirici bulunduğunu ortaya koydu. Yaş ilerledikçe bu tiksindirici etkiye hassasiyet azalırken genellikle kadınlarda bu hassasiyet daha fazlaydı.

Evet, tiksiniriz biz insanlar.

Neden bazı şeyleri iğrenç bulmuş ve bulmakta oluşumuz sorusunun cevabını yalnızca Hipokrat, Pastör, Koch gibi bilimsel gerçekçiliğin köşe taşlarından neyin kirli neyin hijyenik olduğuna dair öğrendiklerimizde bulmamız zordur.

Bir şeylerden tiksinme duygusu bilimin, kültürün hatta insanlık tarihinin de çok öncesinde bir yerlerden bugünümüze şuursuzca akıp gelmektedir.

Uzun bir evrimin öyküsüdür bu; hayvan türlerinde bu hissi geliştirebilmiş, dolayısıyla hastalık kapma riskini azaltabilmiş olanlar yaşama uyum sağlama avantajına sahip olabilmişlerdir. Milyonlarca yıl önce var olmuş birkaç yüz nöronlu kurtçukların bulundukları ortamdaki onları hasta edebilecek basilleri tanıdıkları ve uzak tuttukları biliniyor. Hasta edebilecek mantarları ve kendi içlerindeki ölü, hastalıklı türdeşlerini ortamdan ustalıkla uzaklaştıran karıncaların davranışı hijyeniktir. Arılar hasta ve ölü yavruları uzaklaştırır, yuvalarından uzak yere dışkılarını bırakır ve yuvaları parazitlerden korumak amacıyla antibakteriyel bileşikler salgılarlar.

Hijyenik davranışlara kurbağalarda, yarasalarda, balıklarda, kuşlarda, koyunlarda, tüm omurgalılarda rastlamak, örnekler vermek mümkündür.

Erkek şempanzelerin çiftleşme sonrasında cinsel organlarını temizledikleri, anne şempanzelerin yavrularının arkalarını dışkılamaları sonrasında sildikleri gözlemlenmiştir. Dışkıya, vücut sıvılarına, çürümüş gıdaya baktığımızda hissettiğimiz tiksinme duygusu bilinçli bir tepki değil, hijyene dönük bir otomatik reaksiyondur.

Hayvanlarda, biz insanlarda özünde tiksinme duygusunun yattığı koruyucu davranışları yerleştirmiş olan öğretmen evrimin ta kendisidir.

Tiksinebilen bir türün mensuplarıyız ve bu duygu tüm kültürlerde ortaktır. Tiksinme duygusu bize bu gezegende varoluş serüvenimiz boyunca bizi hasta edebilecek maddelerden ve olaylardan kendimizi uzak tutma dürtüsünü sağlamıştır. Başka bir deyişle bizleri hijyene gösterdiğimiz özene teşvik eden duygunun adıdır tiksinme.

Evrimin öğrencilerinin yalnızca insanlar, hayvanlar, bakteriler olduğunu düşünürsek yanılgıya düşeriz. İnsanların kalabalıklar halinde bir araya geldikleri topluluklar, toplumlar, halklar arasında da istikrar gösterip ayakta kalabilenler olduğu gibi, bugün isimlerinin bile hatırlanmadığı ölçüde uzun süre önce tarihe karışmış olanlar yok mudur?

İnsan toplulukları arasında da bünyelerini hasta ederek yitip gitmelerine neden olabilecek kirlilikleri kendilerinden uzak tutabilme yeteneklerini geliştirebilenler ve geliştiremeyenler aynı ölçüde talihli olabilmişler midir?

KAYNAKLAR

•  Curtis VA: Dirt, disgust and disease: a natural history of hygiene. J Epidemiol Community Health 2007;61: 6604

•  http://www.bbc.co.uk/science/humanbody/mind/surveys/disgust/

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanOsman Akdemir
Takip et:
Tıp doktoru; kardiyoloji profesörü. Yazmış olduğu dört kitap bölümü ve uluslararası & ulusal dergilerde yayınlanmış çok sayıda araştırması bulunuyor. 2015 yılından bu yana Medya Günlüğü'ndeki Beyaz Önlük köşesinde koruyucu kalp & damar sağlığıyla ilgili makalelerinin yanı sıra, Dikiz Aynası köşesinde tarihle tıbbın kesiştiği geçmişten öyküleri ve mektupları yayınlanıyor.
Önceki Makale Alfabenin evrimi
Sonraki Makale Marka kentler için dersler (2)

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

Beyaz Önlük

Kadına şiddet damarlara hasar

Osman Akdemir
25 Ekim 2025
Beyaz Önlük

Hayvanlar ve kalbimiz

Osman Akdemir
18 Ekim 2025
Beyaz Önlük

Çevre gürültüsü ve kalp sağlığımız

Osman Akdemir
11 Ekim 2025
Beyaz Önlük

Yaşlanan kalp kapakları

Osman Akdemir
4 Ekim 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?