Salı, 20 May 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Günlük

Mücadeleyle kazanılan hak

Medya Günlüğü
Son güncelleme: 1 Mayıs 2024 01:00
Medya Günlüğü
Paylaş
Paylaş

“Günlerin bugün getirdiği baskı zulüm ve kandır 

Ancak bu böyle gitmez sömürü devam etmez 

Yepyeni bir hayat gelir bizde ve her yerde” 

İşçi ve emekçilerin türküsünün, 1 Mayıs’la özdeşleşen dizeleri… 

XIX. yüzyılın sonlarında tüm dünyada başlayan sanayi devrimi işçi ordularının oluşmasına neden oldu. Fabrikalar harıl harıl işliyor, kadınlar, erkekler ve hatta çocuklar günde 14-15 saat aralıksız, çok az bir ücrete köle gibi çalıştırılıyordu. Hükümetler, iş yeri güvenliğini, sağlık koşullarını, örgütlenmeyi ve grev gibi en temel hakları bile kalkınmanın devam etmesi için gözardı ediyordu.

Bu duruma bir dur denmesi gerekliydi. İlk kıvılcım Avustralyalı işçilerden geldi. 1856’da, sekiz saatlik iş günü hakkını elde etmek için ilk kitlesel greve imza attılar. Grev sırasında toplantılar, gösteriler ve eğlenceler de düzenlendi. Fabrika ve atölyelerin ‘köleleri’ ilk defa seslerini duyuruyordu. İşçiler ellerindeki gücün farkına varıyor, patronlar bu uyanışı kırmak için yollar arıyordu. Ülkedeki bu ilk grev o kadar başarılı oldu ki her yıl kutlanmasına karar verildi.

Avustralya’da oluşan dalga diğer ülkelere de kısa sürede ulaştı. Amerika Birleşik Devletleri’nde 1 Mayıs 1886’da yaklaşık 350 bin işçi greve çıktı. Fakat hükümet ve işverenler bu grevi sert bir şekilde bastırdı. Boston’da 40 bin işçinin üzerine patronlar tarafından kiralanmış sokak çeteleri salındı. Grevden sonra işten atmalar arttı, işçiler mahkemeye verildi ve 8’i idam cezasına çarptırıldı.

Özür dilemesi halinde idamdan kurtulacağı sözü verilen Albert Persons adındaki işçi mahkemede söylediği şu cümle ile tarihe geçti: “Bütün dünya biliyor suçsuz olduğumu. Eğer asılırsam cani olduğumdan değil, emekçi olduğumdan asılacağım.”

İdam edilen işçiler tüm dünya işçilerini şoke etti. II. Enternasyonal 1889’da Paris’te düzenlediği kongrede, Amerikan işçilerinin mücadelesini desteklemek amacıyla dünya çapında gösteriler düzenledi. 1890’dan başlamak üzere 1 Mayıs’ı da, “Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü” olarak kabul etti.

Bu işçi hareketlerinin izlerine Türkiye’de ise ilk defa 1905’te rastlandı. İzmir’de yapılan 1 Mayıs kutlamasının 5 yıl ardından, işçi bayramı İstanbul’da da düzenlendi. Birinci Dünya Savaşı’nın yaralarını sarmaya çalışan Osmanlı İmparatorluğu’nda, 1920’deki 1 Mayıs kutlamalarına işgal idaresinin ve Osmanlı hükümetinin yoğun baskılarına karşın bütün işçiler katıldı.

İşçiler üzerindeki baskı ve yasaklar Cumhuriyet sonrasında da devam etti. 1925’ten 1935’e kadar geçerli olan Takrir-i Sükun Kanunu kutlamaları rafa kaldırdı.

1 Mayıs’ın tarihi yasaklarla yazılıyordu.

1970’ler ise işçilerin meydanları yeniden doldurduğu yıllar oldu. 1976 ve 1977’deki 1 Mayıs kutlamalarına katılmak için gelenlerin sayısı İstanbul’un ünlü Taksim Meydanı’nda yarım milyona ulaştı. Fakat 1977’de korkulan oldu ve bayram havası yerini kan kokusuna bıraktı. Dönemin DİSK Genel Başkanı’nın konuşmasının hemen ardından emekçilerin üzerine ateş açıldı. Yaşanan panikte 37 kişi hayatını kaybederken 200’den fazlası yaralandı.

1980 askeri darbesinin yasaklarından 1 Mayıs da kurtulamadı. 7 yıl boyunca işçi kutlamalarına izin verilmedi. 1987’de sadece milletvekillerinden oluşan bir grup Taksim anıtına çelenk bırakabildi. 1989 ve 1990’daki kutlama girişimlerinde bir işçi hayatını kaybederken bir üniversite öğrencisi felç oldu.

2010, işçi bayramının yeniden binlerce kişi ile kutlandığı ilk yıldı. Taksim Meydanı’nı 200 bin kişi doldurdu, görkemli bir kutlama gerçekleştirildi.

Fakat 2013’te mügelerin yerini yine göz yaşartıcı bombalar ve şiddet aldı.

(Euronews)

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
Önceki Makale Yüzünüzü çiğle yıkayın
Sonraki Makale Paul Auster hayatını kaybetti

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

GünlükManşet

Köşe yazılarından seçmeler

Medya Günlüğü
20 Mayıs 2025
GünlükManşet

Rusya Af Örgütü’nü yasakladı

Medya Günlüğü
20 Mayıs 2025
GünlükManşet

Trump-Putin telefon zirvesi

Medya Günlüğü
20 Mayıs 2025
*Günlük

Şara kontrolden mi çıkıyor?..

Medya Günlüğü
20 Mayıs 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?