Türkiye ile Yunanistan’ı 1996 yılında savaşın eşiğine getiren Kardak kayalıklarına Türk bayrağı dikilmesine benzer bir operasyonu bundan 70 yıl önce Britanya Kraliyet Donanması da yapmıştı.
Fakat Kardak’la Rockall Adası operasyonları arasında iki büyük bir fark vardı: Birincisi, Ege Denizi’deki Kardak kayalıkları toplam 40 dönümlük bir alanı kaplıyordu, Kuzey Atlantik Okyanusu’ndaki Rockall’ın ayakta durulabilecek alanı sadece ve sadece 3,5 metreye 1,3 metreydi. İkinci fark ise, Türk SAT ve SAS komandolarının karşısında Yunan Deniz Kuvvetleri’nin bulunması, buna karşılık Britanya Kraliyet Donanması’nın karşısında başka bir devletin olmamasıydı.
Dünya askerlik tarihinin herhalde “en minik operasyonu”nun ilginç öyküsü şöyle:
1956’da İngiliz doğa bilimci James Fisher, Rockall’ı “dünyanın okyanuslarındaki en izole küçük kaya parçası” olarak tanımlamıştı. Rockall Adası neredeyse hayal edilemeyecek kadar uzaktı, İskoçya’nın Dış Hebrid Adaları’ndan 11 saatlik bir tekne yolculuğu mesafesindeydi. Üstelik son derece küçüktü: Genişliği yalnızca 25 metre, deniz seviyesinden yüksekliği ise 17 metre. Neredeyse tamamı dik, çıplak granitten oluşan adada, yalnızca 3,5 metreye 1,3 metrelik küçük bir alan üzerinde durmak mümkündü. Bu sivri kaya çıkıntısı ne kadar önemsiz görünürse görünsün, Kraliçe II. Elizabeth 14 Eylül 1955’te Rockall’ın Britanya topraklarına katılmasına onay verdi ve Kraliyet Donanması’na “Ada üzerinde egemenlik ilan edilmesi” talimatını gönderdi.
Rockall’ın tam konumu ilk kez 1831’de Kraliyet Donanması haritacısı Kaptan A.T.E. Vidal tarafından belirlenmişti. Ancak Rockall, 1949 yılına kadar pek tanınmıyordu. O yıl, BBC Radyosu’nun Shipping Forecast (Denizcilik Tahmini) bülteninde adı geçen deniz bölgelerinden birine “Rockall” adının verilmesiyle dikkat çekmeye başladı. Aynı dönemde Britanya hükümeti, Rockall’ın stratejik önemini fark etti. “Soğuk Savaş”ın kızıştığı, NATO ve Sovyet denizaltılarının Kuzey Atlantik’te devriye gezdiği o yıllarda, Rockall’ın kontrol altına alınması deniz sahasının güvenliği açısından kritik görülüyordu. Dahası, 370 kilometre doğuda yer alan Güney Uist Adası’nda, ABD yapımı güdümlü nükleer füzeler için İngiltere’nin ilk test sahası kurulmuştu. 1970’te gizliliği kaldırılan NATO belgeleri, hükümetin “düşman ajanlarının” Rockall’a yerleşip bu testleri gözetlemesinden endişe ettiğini ortaya koydu.
Bir Kraliyet Donanması araştırma gemisi olan HMS Vidal, 15 Eylül 1955’te Rockall’a ulaştı. Ancak sert rüzgârlar nedeniyle üç Kraliyet deniz piyadesi ve bilim insanı James Fisher’ı taşıyan helikopterin kayaya inebilmesi için üç gün daha beklenmesi gerekti. Nihayet 18 Eylül’de indirilen ekip, Birleşik Krallık bayrağını dikerek adayı resmen Britanya adına sahiplenmiş oldu. HMS Vidal’ın kaptanı Komutan Richard Connell, BBC muhabiri Neville Barker’a o günü, “Majestelerinden Rockall Adası’nı onun adına ilhak etme talimatı almıştım. İşimiz bitince ‘Operasyon Rockall başarıyla tamamlandı’ mesajını gönderdik. Hayatımda hiçbir mesajı bundan daha büyük bir mutlulukla iletmemiştim” diye anlattı.
James Fisher, Britanya Jeoloji Derneği tarafından incelenmek üzere adadan kaya örnekleri almakla görevlendirilmişti. Rockall, eski bir volkanın aşınmış kalıntılarından oluşuyordu ve Fisher oradaki granitin “görünüşe göre benzersiz” olduğunu söylemişti. Yıllar sonra Rockall granitini inceleyen jeologlar gerçekten de, dünyada daha önce hiç görülmemiş bazirite adında yeni bir mineral keşfetti.
Yararlanılan kaynak: bbc.com
Benzer yazılar:
***
Medya Günlüğü sosyal medya hesapları:
