Seçimlerden önce soranlara şu karşılığı veriyordum: Milletvekili seçimini muhalefet alır ama diğeri ortada.
Cumhurbaşkanlığı seçimini bir kenara koyacağım çünkü hem yanılmadım hem de ilgilenmiyorum. Ama “milletvekili seçimini niye iktidar koalisyonu kazandı” sorusunu deşmeye çalışacağım, tabii kendimce.
Muhalefet 190 bini aşkın sandıkta en az bir tane müşahit bulunduramadı. Bu durumda şu soru akla geliyor: Kaç sandıkta müşahit bulunduramadınız? Beş bin mi, on bin mi, yirmi bin mi yoksa elli bin mi?
Bu soruya henüz yanıt veren CHP’li çıkmadı. CHP Parti Meclisi Üyesi Gökhan Günaydın, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 14 Mayıs’taki ilk turunda sandık güvenliğinin sağlanamadığını belirterek “Egemen olamadığımız ve seçim sonucunu değiştirebilecek sandık sayısının varlığından hepimiz haberdarız” dedi. Günaydın bunu cumhurbaşkanlığı seçimi için söylüyor ama bu durum genel seçimler için de geçerliydi tabii ki çünkü ikisi aynı anda yapıldı.
Günaydın yukarıda sorduğum soruya da yanıt veriyor meslektaşlarımın “kaç sandığa egemen değildiniz” sorusu üzerine: “Bakın bu rakamları telaffuz etmek istemiyorum çünkü verisi bende yok”. Daha sonraki konuşmalarından Günaydın’ın parti içinde birilerini işaret ettiği anlaşılıyor ama kimleri belli değil. Buradan da ortaya çıkıyor ki parti karman çorman ve herkes birbirine girmiş durumda.
Konum CHP değil, genel seçim sonuçları. Bu nedenle CHP’yi CHP’lilere bırakarak konuma devam edeceğim.
Eğer muhalefet tüm sandıklardan ıslak imzalı belgeleri toplayabilmiş olsaydı ben seçimi muhalefetin kazanmış olacağına inanıyorum. Tabii “ispat et” derseniz ben de “seçimi yineleyelim ve tüm sandıklara teker teker muhalefetten müşahitler koyalım” derim.
Yani bunun düzü de tersi de ispat edilebilecek gibi değil ama istenirse seçim yinelenir ve adaletli bir biçimde oylar sayılır ve ne olduğu görülebilir. Tabii iktidar buna asla yanaşmaz. Çünkü atı alan Üsküdar’ı geçti onlara göre.
Ancak bence sonuçlar doğru değil ve bunu hepimiz biliyoruz. Bazı meslektaşlar çıkıp “her iki kanat da (CHP ve YSP kastediliyor) hile yapılmış bile olsa sonucu değiştirecek oranda olmadığını söylüyor” gibi laflar etti. Bu lafları nasıl ettiler anlayamadım. Sanki kaç sandıkta müşahit olmadığını biliyormuş gibi davrandılar. Bunu bilmeleri olanaksız çünkü muhalefet bile bilmiyor bu bilgiyi ve söylüyor da bilmediğini. Böyle bir laf edebilmeleri soru işaretlerine yol açıyor aynı zamanda. Bilip de söylemedikleri bir şey mi var gibisinden.
Bir de seçimler sanki adil bir biçimde yapılmış da sonuçlar da adilmiş gibi davranan gazeteciler var. Acaba diyorum onlar açıklayamadıkları bilgilere mi sahipler? Çünkü bilindiği kadarıyla kimsede tüm sandıklara ait gerçek ıslak imzalı belgeler yok. Yani muhalefet bizzat tüm sandıklarda müşahit bulunduramadığı için ıslak imzalı belgelerin ne kadarının sahte ne kadarının doğru olduğunu bilmiyoruz.
Bunun için sevgili arkadaşım Ruşen Çakır’a “üzülme” diyorum. Bir de çıkıp “neden yanıldım” diye video yayınladı. Çok dürüsttür bilirim. Ama bence yanılmadı Ruşen, çünkü tüm veriler, tüm anketler onun söylediklerini doğruluyordu. Asıl sorulması gereken soru şu: Nasıl oldu da tüm anket şirketleri yanıldı ve muhalefet partileri haydi açık söyleyelim aslında CHP ve İYİP bu seçimi kaybetti?
Hem “tüm sandıklarda müşahidimiz yoktu” diyen bir muhalefet var hem de herkes bu seçimin adil bir seçim olduğundan söz ediyor.
Ben işte bu fikirdeyim. Belki tüm sandıklarda müşahit bulundurulsaydı da muhalefet kaybedecekti bilemiyorum ama ben iktidarın bu seçimi bileğinin hakkıyla aldığından hiç ama hiç emin değilim. Emin olanlara da gülüyorum.