Dünyada gözlemleyebildiğimiz ve hep yinelenen dört mevsim olduğunu biliyoruz.
Vedik bilgilere göre evren de farklı dönemlere sahiptir. Tıpkı ilkbahar, yaz, sonbahar, kış mevsimleri gibi. Ama zaman doğrusal değil döngüseldir.
Evrensel zaman döngüsü de hep yinelenen dört çağa ayrılıyor.
Biz şu an bu döngüde en son dönem olan “Metal Çağı”ndayız (Kali Yuga). İçinde bulunduğumuz metal çağının daha çok uzun süreceğini ve canlı-cansız her şeyin bu çağa uzun uzun tanıklık edeceğini söyleyebilmek mümkün.
Bu dört çağın her biri değişimin aşamalarını içerir.
Evrim sadece fiziksel evrenin değişime uğradığı değil, aynı zamanda insanlığın tüm düşünce sürecinin ve bilincinin, o çağa bağlı olarak iyi ya da kötü yönde başkalaşım yaptığı bir durumdur.
Dört çağın döngüsünde en yüksek nokta “Altın Çağ” ile başlar. Oradan, aşama aşama ilerler, ta ki şu an içinde olduğumuz kötülüğün ve cehaletin karanlık “Metal Çağı”na ulaşana kadar. Sonra tekrar pozitifliğe doğru ilerler, döngüyü tamamlamak için “Altın Çağ”a geri döner.
Kadim Vedik bilgilerde bahsedilen bu dört çağ için aşağıdaki detaylar anlatılmaktadır:
1. Altın Çağı (Satya Yuga)
1.728.000 dünya yılına denk gelmektedir. Bu çağ için en dikkat çekici detay, insanların yoğun meditasyon yaptığı ve istedikleri her şeyi düşünce gücü ile elde edebildikleridir. Hastalık, yaşlanma, kibir, keder, korku yok. İbadet edilen ilahi gücün enkarnasyonu “Narayana” idi ve ten rengi beyazdı. İnsanlar dört temel ilke olan feragat, temizlik, merhamet, doğruluk ilkelerine sıkı sıkı bağlıydı. Sınıf, kast ve inanç farkı yoktu ve herkese “bir” olarak muamele edildi. Ortalama yaşam süresi 100.000 yıldı. Bu çağın sonuna doğru feragat ilkesi zayıflamaya başlar.
2. Gümüş Çağı (Treta Yuga)
1.296.000 dünya yılına denk gelmektedir. İnsanlar sunu-adak törenleri yaparak ibadet etmeye yöneldiler. Dört temel ilkenin sadece üç tanesi; temizlik, merhamet, doğruluk takip edildi. Ortalama yaşam süresi 10.000 yıldı. Bu çağın sonuna doğru merhamet ilkesi zayıflamaya başlar.
3. Bronz Çağı (Dvapara Yuga)
864.000 dünya yılına denk gelmektedir. Bu çağda insanlar tapınaklarda ibadet etmeye başladılar. Dört temel ilkenin sadece ikisi; temizlik ve doğruluk takip edildi. Ortalama yaşam süresi 1000 yıldı. Bu çağın sonuna doğru temizlik ilkesi zayıflamaya başladı.
4. Metal Çağı (Kali Yuga)
432.000 dünya yılına denk gelmektedir. Bu çağda insanlar ibadet olarak ilahinin kutsal isimlerini zikretmeye başlar. Kavga ve çekişme çağı olarak bilinen bu çağda devamlı olarak doğal felaketler, hastalıklar, savaşlar yaşanır. Yaklaşık 5000 yıl önce başladığı varsayılan bu çağda “Vedalar” yazıya döküldü. Daha önce insan bilgiyi zihninde zahmetsizce tutabilirken bu özelliğin körelmesiyle bilgilerin yazıya dökülmesi ihtiyacı doğdu. Antik Hindistan’ın kadim yazmaları olan “Vedalar”, “Rig, Sama, Yajur ve Atharva” olmak üzere dört bölüme bölündü. Bu bölünme ile birlikte her biri belirli bir sınıfa ait insanları belirli bir dizi etkinliklere ve gruplara atayan toplum sınıfları (rahipler-öğretmenler, yöneticiler-savaşçılar, tarımcılar-tüccarlar, işçiler) haline getirdi.
Ama daha da üzücü olanı töresel temizlik sistemine göre birbirinden ayrılan (kast) bir bölünme yaşandı. Hint toplumu beş kasta (rahipler, Savaşçılar, tüccarlar, işçiler ve köleler- mahkumlar veya onların torunları olan dokunulmazlar) bu çağda dört temel ilkenin sadece bir tanesi, doğruluk kısmen takip edildi. Ortalama yaşam süresi 100 yıldır.
Hindu felsefesine göre, bir yaratılış döngüsü (dört çağ) sona erdiğinde, ilahinin tüm enerjilerini kendine çektiği ve tamamen hareketsiz olduğu bir dinlenme dönemi olur. Bu dinlenme döneminden sonra, ilahi faaliyetlerine devam eder ve sonsuz sayıda yeni canlı ve yaşam formuyla kendini gösteren yepyeni bir dünyayı yeniden yaratmaya başlar.
İnsanlık olarak “Altın Çağ”ı başlatma gücümüzün olduğu düşünüyorum ama başaramayacağımızı da biliyorum. Bu sebeple belki de tanıklık ettiğimiz bu yıkım, gerçekten yaratılış sürecinin yeniden başlaması içindir.
Namaste…