TRT okulundan yetişmiş deneyimli spiker Gülgûn Feyman, Manisa Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’in vefat haberinin veriliş şekline haklı olarak feryat etti.
Feyman X hesabından yaptığı paylaşımda, “Muhabirlere etik yayıncılık, kalite eğitimi verseniz. Ferdi Zeyrek’in vefat haberini ilk duyuran kanal biz olduk ne demek? Yahu ne ayıp şey bu!” yazarak Halk TV’yi etiketledi.
Düşüncesi bile ürpertici, bir insanın ölüm haberini “önce biz verdik” diye övünmek…
Kabul etmesi ve sindirmesi güç de olsa bunlar iyi günlerimiz.
Medyada durum kötü ama daha da kötü olacak çünkü kamyonun freni çoktan patladı.
Freni patlayan kamyonda sadece iktidar yanlısı medya yok, muhalif medya da var.
Bazılarının yıllardır “liyakat” diye ortalığı ayağa kaldırması boşuna değil, bu sorun hayatın her alanında sürekli karşımıza çıkıyor.
Özellikle iktidarı destekleyen medyada liyakat zinciri çoktan kırıldığı için bir takım kişiler rüyalarında göremeyecekleri yerlere geldi.
Uçak kullanmasını bilmeyen bir kişinin yakınının torpiliyle pilot olması ya da tıp okumamış birisinin ameliyat yapmasından pek de farklı bir durum yok medyada: haber yazmasını bilmeyen muhabirler, asli görevlerinin yorumsuz haber vermek olduğunun farkına varamayan gazeteciler.
Eskiden çok kullanılan “elifi mertek sanmak” diye bir söz vardı, cahiller için söylenirdi. Şimdi medyanın “m”sini bilmeyenler televizyon kanalları ya da gazeteleri yönetiyor, köşe yazarı oluyor ya da ekranda yorum yapıyor.
Ağır baskı altında bulunan ve zar zor ayakta kalmaya çalışan muhalif medyada ise durum kısmen farklı.
Mesleğin tozunu yutmuş, yıllarını vermiş, çalıştıkları kurumların hafızası olmuş gerçek ve deneyimli gazetecilerin çoğu ya sektör dışına itildi ya marjinelleştirildi ya da böyle bir medya ortamında yer almamak için küserek köşelerine çekildi. Kalan az sayıda gazeteci mesleğini muhalif medya çatısı altında sürdürüyor. Ancak çoğu köşe yazdığı ya da ekranda yorum yaptığı için yönetimde doğrudan yer almıyor, dolayısıyla bildiklerini, deneyimlerini aktarma fırsatı bulamıyor. Her ne kadar muhalif seçmenin hoşuna gitse de muhalif medyanın büyük bölümü de gazeteciliği militanlıkla karıştırıyor.
Bu koşullarda alttan gelen genç gazetecilere doğrusunu gösterecek neredeyse hiç kimse kalmıyor.
Örneğin, “Ferdi Zeybek’in ölüm haberini önce bizim kanal verdi” diye övünen muhabir…
Ama bu muhabir arkadaşa kızmanın anlamı yok çünkü ona doğrusunu gösterecek kimse yok.
Keşke mesele sadece Halk TV meselesi ya da bir muhabirin pot kırması olsaydı.
Bugün herhangi bir kanalı açtığınızda ya da herhangi bir internet sitesine girdiğinizde deneyimli gazetecilerin kafasını duvarlara vurduracak o kadar çok hata var ki…
Bunlardan bazıları öyle vahim, öyle çiğ, öyle amatör hatalar ki, çıldırmak için illa gazeteci olmak bile gerekmiyor.
Gerçek şu ki bugün haber kanallarında canlı yayına çıkan genç gazeteciler ya da haber sitelerinde çalışan genç editörler öyle çamlar deviriyor, öyle cahilce hatalar yapıyorlar ki…
Fakat suç onlarda değil.
Kimse anasının karnından gazeteci doğmuyor.
Birilerinin onlara, “Dur bakalım! Yanlış yapıyorsun, şöyle yapman lazım, doğrusu bu, aman ha!” demesi lazım.
Ortada sadece bir avuç gazeteci kaldığı için genç muhabirlere doğrusunu gösterecek birisini mumla ara ki bulasın.
İlgili yazılar:
***
Medya Günlüğü sosyal medya hesapları: