Yeni bir burç kötüleme yazısı ile yine karşınızdayım… Bundan önce Yay ve Oğlaklara her türlü pisliği atıp yerin dibine geçirdiğimi biliyorsunuzdur. O yazıları okumayanlar, geçmiş yazılarım içinden bularak okuyabilir. Sıra geldi Kovalara, toplaşın bakalım Kovalar..
Kovaları gömmeye başlamadan önce bundan önceki burç kötüleme yazılarımla ilgili olumlu-olumsuz birçok tepkiler, geri dönüşler aldığımı itiraf etmeliyim. Açıkçası bu yazılarımın bu kadar ilgi ile karşılanacağını tahmin etmiyordum.
“Evet tıpatıp beni anlatmışsınız”, “aynı eşim” “birebir her şey aynı” “yok artık o kadar da değil” “amma da atmışsın” “haksızlık bu” diyenler olduğu gibi, bu yazılar yüzünden küsenler, kırılanlar, sitem edenler hatta belki inanmayacaksınız ama sosyal medyada takibi/arkadaşlığı bırakanlar bile oldu.
Bir kez daha söylüyorum; ben bu burç işini ciddiye almıyorum, yazdıklarım tamamen hoşça vakit geçirmeye eğlenmeye yöneliktir, o yüzden siz de bunları ciddiye almayın derim. Ayrıca söz verdik bir kere tüm burçlar bitene kadar yazmaktan, burçlara pislik atıp kötülemekten geri dönüş yok.
İsteyen kırılır, küser, takibi bırakır, yapacak bir şey yok…
Neyse lafı fazla uzatmadan gelelim Kovalara. (21 Ocak-18 Şubat)
Şimdi efendim bu Kovaların en büyük özellikleri, ukala, çok bilmiş olmaları ve karşılarındaki insanları aptal yerine koymayı çok sevmeleridir. Evet merak ettikleri konularda araştırma yaptıkları ve bu konuda derinliğine bilgi sahibi oldukları doğrudur. Arkadaş ortamlarında veya topluluk içinde bu bilgileri satmaya bayılırlar. Onları dinlerken sanırsınız ki dünyanın en bilge kişisi karşınızda. Hele sizin o konuda eksik, bilgisiz, yetersiz olduğunuzu anlarlarsa yandınız. Anında sizi aşağılamaya, yerin dibine geçirmeye bayılırlar. Öyle de acımasızdırlar yani…
Ben bu işlerden pek anlamam ama bu işi bilenlerin söylediğine göre bu Kovalar dünyaya tartışmak ve muhalefet yapmak için gelmiş insanlardır.
Asi, öfkeli, dik kafalı, kavgacı, dediğim dedik tiplerdir. Sakın bunlarla sözlü tartışmaya filan girmeyin, gidin duvara toslayın daha iyi. Her tartışma sonunda kıyameti koparıp bütün öfkelerini sizin yüzüne kusup rahatlarlar. Tartışma sırasında hiç ayarları yoktur, ağızlarına geleni söylerler.
Şimdi bunlara sorsan “sizin en büyük özelliğiniz nedir” diye hemen özgürlüklerine düşkün olduklarını, toplumsal duyarlılıklarının yüksek, sağduyu sahibi ve her konuda öncü bireyler olduklarını söyleyeceklerdir. Evet bunlar kısmen doğru olabilir ama hemen şımarmayın Kovalar…
Kovaların en önem verdiği konu belki de eşitlik… En hassas noktaları ise toplumsal duyarlılık… Kendilerinden ve prensiplerinden ödün vermeyi sevmezler. Bağımsızlık bayrağını sonuna kadar taşımayı severler. Belki inanamayacaksınız ama bağımsızlıklarını kısıtlar diye bunların içinde çocuk sahibi olmaktan vazgeçenler bile var. “Yok artık” demeyin çevrenize bir bakın, sorun soruşturun. Kısıtlayıcı her şeye karşı tavır koyarlar.
Dünyayı ve insanlığı değiştirme hedefleri vardır. Bu yüzden en basit günlük işlerini bile bazen unutabilirler.
Önceliği her zaman prensipleridir. Kova, yeniliğin ve değişimin savunucusudur. “Değişim” derken yanlış anlaşılmasın, sadece kendi doğruları, kendi inandıkları için değişim olsun isterler. Hoşlarına gitmeyen birşeyi hemen değiştirmek ve ideallerine göre uyarlamak isterler. Yoksa inatçı, egoist ve sabit fikirli insanlardır. En korktukları ise, görüşlerine ve zekalarına değer verilmemesidir.
Bunların ne yapacağı da belli olmaz, değişik etkilerle dengeleri çabuk bozulur, aşırılığa kaçan davranışlara eğilimlidir. Duygularından korkarlar, aşktan uzak durular. Çünkü aklın yardımıyla kontrol edemedikleri durumlar onlara göre değildir. Aşkın arkasında büyük tehlikeler olduğuna inanır, aşksız bir dünyada daha az karmaşanın olacağını düşünürler. İşin garibi kızdıkları tiplere aşık olurlar, kendilerini sevenleri görmezler. Mutsuz olunca da mızmızlanıp kendilerini suçlarlar.
Soğuk, egoist, sorumsuz, saplantılı, bilgiç ve inatçı tiplerdir. Sert ve oturaklı görüntülerinin altında hemen hepsi sulu gözlü, duygusal tiplerdir. Yani karakterlerinde bir tutarsızlık mevcuttur.
Kova insanı görmek istemezse görmez. İdeallerini gerçekleştiremezse içine kapanır ve kendi duvarlarının arkasına çekilir, kimseyi kendine yaklaştırmaz. Kendini beğenmiştir. İnsanların arkasından çok konuşur, dedikoducudur. Çıkarı için yapmayacağı şey yoktur. Agresif ve zihinleri dağınıktır. Yalan söylemeyi pek beceremezler.
Yemek yemeği çok severler. Dikkat etmezlerse obeziteye yatkın olurlar. İş hayatında ise hep kolay işleri tercih ederler. Genellikle kendi kurdukları işlerde başarılı olurlar. Maddiyata çok önem vermezler. Okul hayatları da öyle çok parlak değildir. Nostalji meraklısıdırlar, ellerindekileri atmaya kıyamazlar, biriktirirler.
Yeter mi Kovalar? Daha devam edeyim mi? Bence sizlere de yeteri kadar pislik atıp kötüledim. Neyse siz de sıranızı savmış oldunuz, gelecek ay sıra Balıklarda. Bu yazı dizisi tamamen bitince sanırım birkaç ay ortalarda görünmemeliyim.
Başka bir burç kötüleme yazısında görüşmek dileğiyle…
Kalın sağlıcakla…
Gelecek yazı: Balık burcu