Cuma, 13 Haz 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Köşe Yazıları

Kötü ruhlu insanlar

Erdal Çolak
Son güncelleme: 15 Şubat 2025 12:05
Erdal Çolak
Paylaş
Paylaş

Son günlerde hayata dönüp baktığımda herkesin birilerinin kuyusunu kazdığını görüyorum. Dahası, herkes kötülükten şikayet ediyor. Peki haklılık payı var mı? Var…

“Ben bu dünyanın evrenin cehennemi olduğunu bazı insanlar sayesinde öğrendim” diyebilirsiniz. Gerçekte içlerindeki fesatlıktan başkalarının mutluluğuna tahammülü bile olmayan insanlar. Bu yüzden testide, kalplerde ne varsa o çıkıyor.

Şu yaşadığımız hayatın anlaşılması en zor problemlerinden birini kötülük problemi oluşturuyor. Tarih boyunca pek çok filozofun düşünce dünyasını meşgul etmiş bir konu bu. Kötülük sorunu öyle ya da böyle insanın ruhuna bulaşmış bir hastalık. Kaynağının nereden geldiği meçhul, belki de iyilik olgusunun olmayışından. Kişi bilinçli bir şekilde kötülük mü yapıyor yoksa farkında olmadan mı? Dürtülerine, içgüdülerine teslim olmasından mı? Sadist bir kişilik bozukluğundan dolayı bir başkasına zarar verme arzusundan mı? Kötülük yaparak başkalarının acı çekmesine sebep olacak kadar bilişsel duygudan uzak olmaktan, aşırı bencillikten mi?

Bunların hepsi veya birçok başka sebep yazılabilir. Kötülük insanın başkalarına zarar verecek duygu, düşünce ve davranışlar ya da sözel anlamda olumsuz olan her şeydir. İnsanlar tarafından istenilmeyen, beğenilmeyen, kabul edilebilir nitelikte olmayan, hoşa gitmeyen ya da canlılara olumsuz etkileri olanlara atfedeceğimiz bir durumdur. Yaşadığı toplumda korku, endişe ve tehlikeli davranışlar sergileyen insanları kötü olarak nitelendiririz. Aklınıza gelebilecek bütün zihinsel, bilişsel, psikolojik, dini, siyasi, ideolojik ve aklın beğenmediği güzel, faydalı olmayan, acı, endişe ve rahatsızlık veren şeylerin tamamına kötülük diyebiliriz. Kötülük yaşama, insanlara canlıya, doğaya zarar veren şeylerin genel toplamı gibi bir şeydir.

Genel çerçevede kötülük problemini ele aldığımızda nesnel dünyanın verdiği duyumlardır. Bu dünya görüşünden hareket edildiği zaman, kötülüğün varlığının çoğunlukla nedeni insan kökenli ahlaki kötülüktür. İnsanın iç dünyasında yaşadığı fiziksel acı, keder ve ıstıraptan dolayı doğaya, diğer insanlara, canlılara hatta eşyaya yaptığı kötülüklerdir. İnsanın cevabını bilemediği, içinden çıkamadığı, sonlu, olumlu bir hayat varlığının kendi elinde olmaması, buna gücünün yetemediği için ortaya çıkan metafizik kötülük olarak ifade edebiliriz.

Anladığım kadarıyla ya da ifade edebildiğim kadarıyla iki tür kötülükten bahsetmek gerekiyor: Ahlaki kötülük ve fiziksel kötülük. Kötülük dediğimiz şey, insanın iç dünyasıyla alakalıdır. Kötülük için seçim yapmak hayatın özünü oluşturur. Çünkü seçim yapabilen insan, iradesini özgür biçimde kullanıyordur. Bahsettiğim ahlaki kötülük daha çok insanın kendi iradesine bağlı kalarak gerçekleştirdiği kötülüktür. Özgür bir iradeyi yanlış kullanan buna bağlı olarak gerçekleşen acımasızlık, adaletsizlik, hırsızlık, işkence, zulüm, kötü ve sapık düşünceler gibi kötülükleri bu kategoride ele almak gerekir. İyi ve kötüyü seçme yetisi bulunur. İnsanlar iyiyi seçebildikleri kadar kötüyü de seçtikleri için bu ahlaki kötülüğün kaynağı veya nedeni insanın özgür iradesini yanlış kullanmasıdır.

İnsan kötülük potansiyeli olan bir canlıdır. Doğasında köklerini derinlerine salmış, onu kötüye çeken karşı konulmaz bir içgüdü vardır. Bu yüzdendir ki insan kendi türünden milyonlarcasına zarar verebilen, kötülük yapabilen tek varlıktır. İnsanın en büyük düşmanı insandır. Örnek mi? Yaptığı tek bir bomba ile binlercesinin ölümüne sebep olabilir. Hiçbir canlı türü kendi türündeki bir canlıya böyle bir kötülükte bulunmaz. İnsan sadece kendi türüne kötülük etmemekle kalmamış, doğadaki diğer canlılara da kötülük yapmıştır. İnsanı bu dünyadan alın dünya cennete döner, canlılar, doğa uyum içinde yaşar. Kişilik yapısı olarak baktığımızda en kolay kötülük yapabilenlerin hemen hemen hepsinin empati eksikliği çektiğini, aşırı hedonist, vicdansız ,bencil, sadist, narsist, anti sosyal kişilik yapısına sahip psikopat, sosyopat kişiler olduğunu görebiliriz. Bütün bu kötülüklerin kaynağı insandır. Bütün bunların sebebi ise eksik olan erdemdir. Bu erdem eksikliği insanın kendi türüne baskı, adaletsizlik, aşağılama, hakaret, şiddet, ayaklanma, savaş, iftira, ihanet gibi davranışlarda bulunmasına sebep oluyor. William Carr`ın dediği gibi ”Almanya’nın felaketi tek başına Hitler değildir. Alman felaketinin sorumlusu, bir Hitler yaratan ve kendi kaderini onun ellerine kendi isteğiyle teslim eden Alman halkıdır.” Ben de diyorum ki dünyadaki acı ve ızdıraptan bir kişi değil, milyonlarca insan değil, milyarlarca insan suçludur…

Sonuç olarak insan öyle bir noktaya geliyor ki bir yerde iyilik yoksa orada kötülük vardır. Bu da şunu gösteriyor, acının var olduğu, iyiliğin olmadığı yerde kötülük vardır. Bu da insanın mutlu olmasının önündeki en büyük engeldir. İnsanın bu dünyadaki en temel amacı mutlu olmaktır. Mutluluğumuzun gerçekleşmesini engelleyen bir kötülük sorunu ile karşı karşıyayız. İnsanı kötülük etme duygusundan alıkoyacak tek şey vicdanıdır. Tabii bu da sadece iyiliğe yönelme ile olabilir…

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanErdal Çolak
Takip et:
Gazeteci-yazar-akade​misyen. Konya’nın Cihanbeyli ilçesine bağlı Kuşça kasabasında 1975’te doğdu. İlk ve ortaöğretimini Konya’da tamamladı, 1996 yılında başladığı Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi’ndeki üniversite, daha sonra Danimarka Kraliyet Okulu’nda (İVA) Copenhagen (The Royal School of Library and Information Science) Kütüphanecilik bölümünde tamamladı. Kütüphanenin Kültüre Etkisi ve Bilginin Bilimselliği üzerine doktora yaptı. Danimarka The Union Press Associat​ion IPC yönetim kurulu üyesi, uluslararası basın yayın kartı sahibi. Kişisel gelişim alanında eğitimler aldı. Psikoterapi Eğitimi sertifikası, Yaşam Koçluğu ve NLP (Zihinsel ve Dilsel Programlama) konusunda diploma sahibi. ”Sonsuzluk İle Hiçlik Arasındaki İnsan” adlı deneme kitabı Dancaya, ”Yalnızlık Aşktır; Yalnızlık, Yokluğun, Hiçliğin Şiirleri” kitabı”. ”Loneliness Is Love” adıyla İngilizceye çevrildi. ”Yüreğim Sensizliğim”, ”Yalnızlık Aşktır”, ”Ben Sana Değil Kendime Geç Kalmışım” adlarında şiir kitapları var. Danimarka’da yaşamaktadır.
Önceki Makale Barış Bir Gün Toprak Olur…
Sonraki Makale Anka Habercilik Etik İlkeleri’ni yayınladı

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

*Köşe Yazıları

Bir Türk’ün Tahran günlüğü…

İsmail Boy
13 Haziran 2025
Köşe Yazıları

Hayat bayram olsa…

Hasan Sevilir Aşan
12 Haziran 2025
Köşe Yazıları

Medyanın çöküş dönemi

Cenk Başlamış
12 Haziran 2025
Köşe Yazıları

Uygarlığın cinsiyet körlüğü

Erdal Çolak
11 Haziran 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?