Salı, 24 Haz 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Serbest Kürsü

KKTC’de asgari ücret 40 bin lira

Alper Eliçin
Son güncelleme: 18 Aralık 2024 05:30
Alper Eliçin
Paylaş
Paylaş

Yılın üçte ikilik zamanını Kıbrıs’ta geçiriyorum. Bu dönemlerde beni en çok zorlayan konulardan biri olağanüstü hayat pahalılığı.

Tüketici enflasyonu Kasım 2024 sonu itibarıyla yıllık yüzde 59,88. Üstelik Kasım ayı enflasyonun yüzde 0.78 gibi son derece düşük bir artış göstermiş olmasına rağmen. İnsan ister istemez nedenlerini, aklı yettiği kadar da çözümlerini düşünüyor. Bir ekonomist olmasam da bu kez çok kimsenin nasırına basacağımı bilerek bu konudaki kendi düşüncelerimi sıralayacağım.

KKTC’deki yüksek enflasyonun en temel kaynağı, nas nedeniyle yüksek enflasyonla boğuşan Türkiye’ye ekonomik açıdan göbekten bağlı olması.

Ancak KKTC’deki fiyat artışlarının Türkiye’nin hâlâ oldukça üstünde bulunmasının başka nedenleri de olmalı. İlk aklıma gelen KKTC’de gerçek enflasyon rakamlarını açıklanırken Türkiye’deki rakamların masajlanması. Zaten bu nedenle son yıllarda Türkiye’de “TÜİK enflasyonu” diye yeni bir tanım ortaya çıktı. Ancak, bu durum enflasyon farkını tamamen açıklamıyor.

Bu farkın bir başka nedeni ise, KKTC hükümetinin enflasyonu düşürmek için hiçbir tedbir almıyor olması. Örneğin vergi oranları son derece düşük. Standart KDV yüzde 16. Üstelik pek çok istisnası da var. Emlak vergisi oranları restoranlarda garsonlara verdiğiniz bahşiş düzeyinde. Yeniden değerlendirmeye tabi değil. O nedenle Meclis’ten yasa geçmediği sürece yüksek enflasyon nedeniyle anlamsız seviyelerde kalıyor. Normal bahçeli bir evin yıllık vergisi birkaç yüz lirayı geçmiyor. Akaryakıtın vergisi de çok düşük. Hiç olmazsa Güney Kıbrıs’la aynı düzeyde olmalı diye düşünüyorum. Bütçe gelirlerinde açık oluşunca, maaş ödemelerine para çıkışmayınca Kıbrıs’ta istikamet Ankara! Yatırımların parası da zaten Türkiye’den geliyor. Ülkenin kendi para birimi olmadığından para politikası yok. Ancak, mali politikası da yok. Yani vergi, kamu harcamalarında israfın önlenmesi, yapısal reformlar konusunda da ciddi bir çalışma yapılmıyor.

Neoklasik ekonominin en önemli isimlerinden olan Milton Friedman’ın önemli bir hipotezi var; “Enflasyon tamamen parasal bir olaydır” diyor. Yani Friedman “Piyasada ne kadar çok para o kadar enflasyon” diyor. Tabii burada vurgulanmak istenen karşılıksız basılan para. KKTC para basmıyor ama sanki para basıyormuş gibi her ihtiyacı olduğunda Ankara’dan karşılıksız kaynak sağlıyor. Hiçbir şey üretmeden, katma değer yaratmadan piyasaya verilen bu para enflasyona neden oluyor.

Yukarıda değindiğim gibi Türkiye yatırımlar için de para yolluyor ama bu kaynağın da çok önemli bir bölümü üretimi artırmaya yönelik değil. Din liseleri, 30 milyon euroya mal olan Lala Sultan Camii, Lefkoşa’da inşa edilmekte olan yeni meclis binası, cumhurbaşkanlığı ve cami gibi binalardan oluşan (tahmini yapım bedeli 150 milyon euro olan) külliye, katma değer yaratmayan yatırımlara örnek olarak verilebilir. Üretime dönüşmeyen yatırımlara yapılan harcamalar da enflasyonu körüklüyor.

KKTC’deki enflasyonun önemli nedenlerinden biri de elektrik kesintileri. On yıllardır bu konuya ciddi bir çözüm getirilmedi. Halk da, çıkmaz ayın son çarşambasında Türkiye’den kablo ile getirileceği söylenen elektrikle uyutuluyor. Halbuki sadece yukarıda değindiğim cumhurbaşkanlığı-meclis külliyesine harcanan parayla ülkenin elektrik üretimi sorunu çözülebilirdi. Hâlâ Sultan Camii’ne harcanan parayla da dağıtım şebekesi modernize edilebilir, güneşten üretilen yenilenebilir enerjiye uygun bir altyapı oluşturulabilirdi. Bu da enflasyonun orta vadede kalıcı olarak düşmesine önemli katkıda bulunurdu.

Türkiye’nin önemli ekonomi yazarlarından olan rahmetli Güngör Uras’ın deyimiyle iş insanları için en pahalı elektrik “olmayan elektrik”tir. Zira hangi sektörde olursanız olun, üretim yapamazsınız. Bazı durumlarda jeneratör kullanarak durumu geçici olarak idare edebilirsiniz ama maliyeti çok yüksek olur. Sonuçta peynir de üretiyor, otel de işletiyor olsanız işletme maliyetiniz artar, bu da fiyatlara yansır.

Kıbrıs’ta başka bir ciddi sorun da denetim eksikliğidir. Özellikle zincir marketler fiyatları istediği gibi şişirir. Kimse de “durun bakalım ne yapıyorsunuz” diye sormaz. Edilen kârın vergilendirilmesinin gerçekçi olup olmadığına da pek bakılmaz.

Ahlaki sorun

Bu durum da yönetişimsizlik konusunu öne çıkarıyor. Yıllardır ‘cek-cak’ larla milleti oyalayan politikacılar hem ciddi şekilde liyakatsız hem de Ankara’daki rejimin ağızının içine bakmaktan iş yapamıyor. Galiba ahlaki bazı sorunlar da var. Örneğin, enerji konusunda yapılması gereken yatırımlar yerine yakıt ihaleleri ile ilgilenmeyi tercih ediyorlar.

Liyakatsizlik nedeniyle kolay çözümlere kaçmak da enflasyonun yükselmesine yol açıyor. Mesela Türkiye’de asgari ücret ayarlaması enflasyonla mücadele programının önemli bir parçasıyken KKTC’de böyle bir dert yok. Asgari ücret yılda üç kez enflasyon oranında artırılıyor. Ocak’ta yeniden ayarlanacak olan asgari ücret halen 40 bin TL’nin üzerinde. Bu rakamlar KKTC ekonomisinin kaldıramayacağı düzeylerde. Özel sektörün üretim yapmasını olumsuz yönde etkiliyor. Mali danışmanımın söylediğine göre en düşük emekli maaşı da 40 bin TL civarında. Ocak ayında eşel mobil sistemiyle hem asgari ücret hem de emekli maaşları yeniden ayarlanacak. Ayrıca hem memur, hem de emekli maaşlarında 13. maaş da söz konusu.

Popülist bir anlayışla yapılan ücret artışları anında piyasadaki fiyatlara yansıyor ve bir iki ay içerisinde maaş artışları eriyor. O zaman hop tekrar ücretlere, maaşlara zam. Bu durum sendikaların ve hükümetin işine geliyor. Hükümet parayı Ankara’dan aldığından umursamıyor, ayrıca seçmenin gözüne giriyor. Sendikacılar ise yüksek zam nedeniyle üyelerinin gözünde itibar kazanıyor. Ancak, bu işin sonu yok. KKTC’de herkes birbirini aldatıyor ama sonuçta herkes kaybediyor.

Refah düzeyi KKTC’den birkaç kat daha yüksek olan Güney Kıbrıs’ta hayat daha ucuz. Türk parası kazanıp avro harcamanıza rağmen günlük alışveriş, giyim kuşam, dayanıklı tüketim malzemeleri, restoranlarda yemek Güney’de artık daha ucuz olduğundan Türkler artık bu alışverişlerini büyük oranda Rum kesiminde yapmaya gayret ediyor. Yani Türkiye’den gelen paralar önemli oranlarda Güney’in ekonomisinin çarklarını döndürüyor. Kuzey Kıbrıs ise slumpflasyonla (enflasyon ortamında küçülme) boğuşuyor.

Kuzey Kıbrıs’ta enflasyonun bir başka nedeni de kara para. Yasal kumar, sanal bet, uyuşturucu ticareti gibi kaynaklardan ülkeye kara para akıyor. Sokaklar hiç tahmin etmeyeceğiniz kişilerin altındaki ultra lüks araçlarla dolu. Kara paranın getirdiği mafyalaşma ve bunun sonucu olarak ortaya çıkan  hesaplaşmalar da işin cabası.

Sonuçta bu girdaptan çıkabilmek ve enflasyonu hiç olmazsa Türkiye ile paralel bir şekilde düşürebilmek için KKTC hükümetinin, işverenin ve sendikaların olaya bambaşka bir gözle bakması elzem.

Not: Bu yazım ilk olarak noktakibris.com sitesinde yayınlanmıştır.

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanAlper Eliçin
Takip et:
1974 yılında Alman Lisesi’nden mezun oldu. Öğrenimine Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nde devam etti. İngiltere’de Sussex Üniversitesi’nde Yöneylem Araştırması ve ABD’de Clemson Üniversitesi’nde İşletme alanlarında yüksek lisans yaptı Dünya Bankası'na değişik projelerde danışmanlık yaptı, Çukurova Metropolitan Bölgesi Kentsel Gelişim Projesi'nde ise proje direktör yardımcılığı görevini üstlendi. Gayrimenkul geliştirme projelerindeki deneyimini zaman içerisinde turizm yatırımlarına yönlendirmiştir. İş yaşamına 1990 yılından itibaren Pegasus Havayolları'nda kurucu ortak olarak devam etti, şirkette genel müdür yardımcısı ve yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. İstanbul Havayolları'nda genel müdür yardımcılığı, Kavrakoğlu Management Institute’da başkan yardımcılığı görevlerinde bulundu. Havayolu yönetimi, yeniden yapılandırılması, şirket birleştirme, ayırma ve satın almaları ve gayrimenkul yönetimi konuları uzmanlık alanlarından. Merkezi Paris'te olan Milletlerarası Ticaret Odası Havacılık Komitesi'nde uzun yıllar Türkiye'yi temsil etti, Türkiye Havacılık Vakfı Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Türkiye Özel Sektör Havacılık İşletmeleri Derneği Başkan Yardımcılığı görevlerinde de bulundu. 2008 yılında BCD Eğitim ve Danışmanlık Ltd’nin kurucu ortağı oldu. Halen serbest danışman ve eğitmen olarak çalışmaktadır. Bugüne kadar Türkiye, KKTC, Rusya, Gürcistan, Azerbaycan, Romanya, Mısır, Belçika, İsviçre ve Avusturya’da eğitimler vermiş, danışmanlık yapmıştır. Ayrıca, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde dijital yayın organlarında köşe yazarlığı yapmaktadır. Çok iyi düzeyde Almanca ve İngilizce biliyor. Dağ tırmanışları ve doğa yürüyüşlerine ilgi duyuyor, Ağrı ve Musa dağları tırmandığı dağlar arasındadır. Okumak ve seyahat etmekten büyük zevk alıyor.
Önceki Makale ‘Nefes’ iddialı geliyor
Sonraki Makale Gazetecilere saldırıya kınama

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

EditörSerbest Kürsü

Türkiye’nin sürdürülebilir büyüme potansiyeli

Yıldırım Aktuğan
23 Haziran 2025
Serbest Kürsü

“Kirli işler” ve “kirli ilişkiler…”

Gürsel Demirok
23 Haziran 2025
Serbest Kürsü

Dırdır mı dediniz?

Dr. Nil Gönce
22 Haziran 2025
Serbest Kürsü

Çocuksu yetişkinlikte direnmek

Medya Günlüğü
22 Haziran 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?