Çok iddialı bir başlık olduğunun farkındayım. İlk kez yazıya döküyorum bu düşüncemi. Daha önce arkadaş sohbetlerinde çok konuştum ama yazılı olarak ilk kez ifade ediyorum. “Neyi ifade ediyorsun ki, soru sormuşsun yalnızca” diyeceksiniz. Sorunun yanıtını kastediyorum: Kemal Bey bir proje bana göre.
2023 seçimlerine kadar şahsına büyük saygı besliyordum çünkü SSK Genel Müdürlüğü sırasında kendisiyle bir özel hastane dolayısıyla söyleşi yapmıştım. Sevk edilen işçilerin yüzde 25’inin öldüğü kalp ameliyatları dolayısıyla suçlanan özel hastaneyi kapatmıştı Kemal Bey. Benim haberim de Evrensel gazetesinde “İşçi sınıfı cennete gider” başlığıyla yayınlanmıştı. Bu yüzden kendisine saygı duyardım.
2016 yılında “milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasına Anayasa’ya aykırı ama evet diyeceğiz” demişti. Hem de ilk oylamada çoğunluk sağlanmamışken ikinci oylamada düzenlemenin halk oylamasına gitmemesi için CHP’lileri evet demeye çağırmıştı Kemal Bey.
2017 Anayasa değişikliği halk oylamasında mühürsüz oy pusulalarının da kabul edilmesi için YSK halk oylaması sürerken karar almıştı ve Kemal Bey gıkını bile çıkarmamıştı. Oysa bu oylamanın iptali için yeterli bir gerekçeydi.
Çok seçim kaybetti Kemal Bey. Hani CHP’nin oyu yükseldi ama kazanmaya yetmedi gibi bir durum olsa yine de zevahiri kurtarırdı ama parti oyunu da bir milim artıramadı hiçbir seçimde. Kemal Bey yine de genel başkanlıktan istifa etmeyi aklının ucundan geçirmedi.
2023 seçimlerine gelirken genel başkanların cumhurbaşkanı adayı olmaması gerektiğini söylemişti. Yani “altılı masadaki hiçbir genel başkan aday olmamalı” demişti. Ama sonra kendisi aday oldu. Şimdi çıkmış diyor ki “ben hiçbir makama talip olmadım.”
Nasıl yani?
Niye cumhurbaşkanlığına aday oldunuz o zaman?
Silah mı dayadılar kafanıza Kemal Bey?
2010 Mayısında CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın bir CHP milletvekiliyle seks kaseti çıkınca genel başkanlıktan ayrılması gerekmişti. Ardından Kemal Kılıçdaroğlu gerçekten de ittire kaktıra genel başkanlığa getirilmişti. O konuyla ilgili böyle söylese kesinlikle doğru derdim. Ama ondan sonra ne olduysa oldu ve Kemal Bey’i kimse tutamadı. Oturduğu koltuktan hiçbir biçimde kaldıramadı onu CHP’liler.
Ama asıl kıyamet 2023 seçimlerinde uğranan hezimetten sonra koptu. Tüm anketlerin önde gösterdiği Kemal Bey ancak yüzde 48 oy alabildi. Kaç tane sandıkta görevli bulunduramamışlardı bu hâlâ bilinmiyor ve ısrarla sorulmasına rağmen Kemal Bey dahil kimse bu konuda hiçbir açıklama yapmadı bugüne dek.
Ama ikinci tur seçim sürecinde Zafer Partisi’nin nasyonal sosyalist yani Nazi düşünceli genel başkanı Ümit Özdağ’a içişleri bakanlığı ve başka bakanlıklar önerdiği ortaya çıktı seçimden sonra. Bunu kendisi hâlâ çok mantıklı bir şey yapmış gibi savunuyor. Kemal Bey’e soruyorum, o zaman siz de Nazi düşüncesini kendinize yakın mı buluyorsunuz Kemal Bey? Herhalde öylesiniz ki Ümit Özdağ’a içişleri bakanlığını teklif edecek kadar gözünüz kararmış.
Kemal Bey’in bir iki gün önce bir TV kanalında sorulara verdiği yanıtları görünce “proje” düşüncemi açıklamamın hiçbir sakıncası olmadığına karar verdim. Bir de 26 Mayıs Pazar günü İstanbul’da Karslı bir Alevi arkadaşımla Alevilerle ilgili sohbet ederken aklıma geldi, “Kılıçdaroğlu hakkında ne düşünüyorsun” dedim. Hiç beklemediğim bir biçimde “o bir proje” dedi. 67 yaşında bir Alevi Kemal Bey hakkında böyle düşünüyordu. Beni biraz da cesaretlendiren bu yanıt oldu.
Böyle düşünen sayısı çok değil biliyorum ama kendi düşüncem de bu yönde. Çünkü, Kemal Bey’in TV’de sorulara verdiği yanıtlara bakınca kendisinin aslında bunu hırsından yapmadığı anlaşılıyor. Kifayetsiz muhteris derler ya, kesinlikle öyle biri değil. Tamamen görevli biri gibi konuşuyor. Yani görevini yerine getirmesinin engellendiğini söylüyor satır aralarında sanki. Bu kadar şeyi hırsla açıklamak mümkün değil. Hırslı biri nereye kadar gücü yettiğini ve realiteyi zorladığını görür, orada da durur, durmasını bilir. Kemal Bey’de böyle bir durum yok. Durmuyor, duramıyor çünkü kendisine durmaması gerektiği söylenmiş sanki.
Kırk iki yıldır siyaseti izliyorum bir gazeteci olarak ve fikrimi söyleme gereksinimi duyuyorum doğallıkla. Ülke benim de ülkem ve zararını ben de çekeceğim kötü gelişmelerden ki zaten çekiyorum, çekiyoruz. Kemal Bey’le ilgili fikrimi açıklamama lütfen bu gözle bakın. Zaten anlaşılmıştır, CHP’li değilim. Kimse Ekremci veya Mansurcu ya da Özgürcü falan zannetmesin beni. Hani “kim bilir kimin taraftarı” demeyin.
Ama bu üçüne de Kemal Bey’in büyük kötülük yaptığını düşünüyorum. Bilerek, isteyerek, arzulayarak, artık başka hangi sözcük geliyorsa aklınıza ondan dolayı bunu yapıyor.
Çünkü o bir görevli.
Herkese keyifli günler diliyorum.
Fotoğraf: chp.org.tr