Salı, 15 Tem 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
ManşetSerbest Kürsü

Kalkınmanın anahtarı

Yıldırım Aktuğan
Son güncelleme: 14 Temmuz 2025 08:27
Yıldırım Aktuğan
Paylaş
Paylaş

Bugün ekonomik büyümeden, teknoloji üretiminden ya da ihracatın çeşitlenmesinden bahsediyorsak, bütün bu dinamiklerin ardında görünmeyen ama belirleyici bir faktör vardır: Eğitim.

Türkiye’de eğitim hâlâ çoğunlukla sosyal bir mesele gibi algılanıyor; çocukların okula gitmesi, diploma alması ve bireysel başarı sağlamasıyla sınırlı bir anlayıştan söz ediyoruz. Oysa bu bakış açısı eksiktir. Daha doğrusu: ekonomik olarak yanıltıcıdır.

OECD’nin 2023 raporuna göre, eğitim seviyesi yüksek olan ülkeler, uzun vadede kişi başı milli gelirde daha istikrarlı artış göstermekte; inovasyon ve teknoloji üretiminde dünya ortalamasının üzerinde yer almaktadır. Eğitim sadece bireylerin değil, ülkelerin ekonomik kaderini belirler.

Örneğin Güney Kore… 1960’larda kişi başı geliri 100 doların altında olan bu ülke, 30 yılda dünyanın teknoloji devlerinden biri oldu. Bunu nasıl başardı? Eğitim reformlarıyla. 1970’lerden itibaren uygulanan ulusal eğitim stratejisi, temel bilimlere, teknik eğitime ve üniversite-sanayi işbirliğine öncelik verdi. Bugün Samsung, Hyundai gibi markalar sadece özel girişimcilikle değil, bu yapının sonucu olarak doğmuştur.

Türkiye ise genç ve potansiyelli nüfusuna rağmen, üniversite mezunu işsizliğinde OECD ortalamasının üzerindedir. Eğitim sisteminin iş gücü piyasasıyla olan bağları zayıf; müfredatlar çağın gerekliliklerine göre güncellenmemiş; öğretmen yetiştirme sistemleri yenilikçi pedagojiden uzak.

Peki ne yapmalı?

  • Üniversite ve meslek liseleri, sektörlerle doğrudan işbirliği içinde çalışmalı.
  • STEM (bilim, teknoloji, mühendislik, matematik) eğitimi güçlendirilmeli.
  • Yükseköğretim sonrası iş garantili, uygulamalı eğitim programları geliştirilmeli.
  • Eğitimde “ölçme-değerlendirme” sistemleri ezbere değil, analiz ve üretime dayanmalı.

İnsan sermayesi en değerli kaynak

Bir ülkenin zenginliği, doğal kaynaklarında ya da fabrika sayısında değil; insanında gizlidir. Dünya Bankası’nın 2019 raporuna göre, bir ülkenin uzun vadeli ekonomik büyümesinde fiziksel sermayenin payı yüzde 16, doğal kaynaklarınki %20 civarındayken, insan sermayesinin payı yüzde 64’tür. Bu da demektir ki bir ülkenin eğitim politikaları, doğrudan ekonomik performansını belirler.

Güney Kore ve İrlanda örneği

Güney Kore, 1960’larda kişi başı geliri 100 dolar civarında olan, yoksul bir tarım ülkesiydi. Ancak uyguladığı kapsamlı eğitim reformları sayesinde 30 yıl içinde yüksek teknoloji ihracatçısına dönüştü. İlkokuldan itibaren matematik ve fen bilimlerine ağırlık verildi, teknik eğitime yatırım yapıldı, üniversitelerle sanayi arasında yapısal bağlar kuruldu.

Benzer bir dönüşüm İrlanda’da da yaşandı. 1980’lerde işsizlik ve yoksullukla boğuşan ülke, 1990’larda eğitime yaptığı yatırımla bilişim ve finans merkezi haline geldi. Bugün Avrupa’nın en yüksek kişi başı gelirlerinden birine sahip olan İrlanda, başarısını doğrudan insan kaynağının niteliğine borçlu.

Türkiye: potansiyel var dönüşüm eksik

Türkiye ise genç ve dinamik nüfusuna rağmen, eğitimi ekonomik kalkınma stratejisinin merkezine koymakta gecikti. Yüksek okullaşma oranlarına rağmen işsizlik, özellikle gençler ve üniversite mezunları arasında yüksek seyrediyor. TÜİK verilerine göre 2024 itibarıyla üniversite mezunu işsiz sayısı 1 milyona yaklaştı. Bu, hem bireysel emeğin hem de kamu kaynaklarının israfı anlamına geliyor.

Sorun, yalnızca okula gitmek değil; doğru şeyleri, doğru yöntemle öğretmek. Türkiye’nin eğitim sistemi hâlâ ezbere, sınav başarısına ve teorik bilgiye dayalı. Oysa çağın ihtiyacı; eleştirel düşünen, problem çözen, ekip çalışmasına yatkın bireyler.

Eğitim olmadan inovasyon, inovasyon olmadan kalkınma olmaz

Yüksek katma değerli üretimin yolu inovasyondan geçer. İnovasyon ise eğitimle başlar. Merak eden, sorgulayan ve yaratıcı bireyler olmadan Ar-Ge, tasarım, marka ve teknoloji üretilemez. Bu nedenle eğitim politikaları, sadece sosyal bir alan değil, ekonomik rekabet stratejisinin temel parçası olarak ele alınmalıdır.

Stratejik bir yatırım olarak eğitim

Eğitime yapılan her yatırım, geleceğe yapılan en stratejik ekonomik yatırımdır. Okullara ayrılan bütçe, müfredatın güncellenmesi, öğretmen niteliğinin artırılması ve iş dünyasıyla eğitim kurumları arasında köprüler kurulması, uzun vadede yüksek verimlilik, istihdam ve ihracat artışı olarak geri döner.

Unutmayalım: Kalkınma fabrikada başlamaz. Kafada başlar. Eğitilmiş, düşünen, üreten bireylerle büyür. Bu nedenle eğitim, sadece sosyal bir mesele değil, stratejik ve ekonomik tercihtir.

***

Medya Günlüğü sosyal medya hesapları:

X

Bluesky

Facebook

Instagram

EtiketlendiEkonomi
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanYıldırım Aktuğan
Takip et:
1958 yılında İzmir’de doğan Yıldırım Aktuğan, 1982 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümünü tamamlamasının ardından iş hayatına 1984 yılında Başbakanlık Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı’nda başlamıştır. 1989 yılında Müsteşarlık bursu ile Boston Üniversitesinde Finans alanında yüksek lisans eğitimini tamamladıktan sonra Müsteşarlıkta çeşitli kademelerde yönetici olarak görev yapmıştır. Yurtdışında Şikago ve Tokyo’da ekonomi müşaviri olarak görev yapan Aktuğan, ayrıca Eti Bor A.Ş.de Yönetim Kurulu üyeliği ve Halk Bankası’nda Denetim Kurulu üyeliği görevlerinde bulunmuştur. Müsteşarlıktan ayrıldıktan sonra bir süre Çeşme Belediye Başkan Yardımcılığı ve Çeştur A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerini yapan Aktuğan halen Çeşme ilçesinde Kurumsal Yönetim Danışmanı olarak görev yapmaktadır.
Önceki Makale Rusya’da yeni gözde meslek
Sonraki Makale Avrupa’nın yeni alt sınıfı

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

GünlükManşet

Bugünkü köşe yazıları

Medya Günlüğü
15 Temmuz 2025
Köşe YazılarıManşet

Kimlik gölgesinde siyaset

İsmail Boy
15 Temmuz 2025
GünlükManşet

“Herkesin canı yanacak”

Medya Günlüğü
15 Temmuz 2025

Mehmet Şüküroğlu çiziyor

Mehmet Şüküroğlu
15 Temmuz 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?