Mencius Moldbug adını duydunuz mu hiç? Ya da gerçek adıyla söylemek gerekirse Curtis Yarvin kimdir biliyor musunuz?
Şu anda ülkemizde belki de çok fazla tanınmayan ve gündeme gelmeyen Curtis Yarvin, aşırı sağcı kimliği ile bilinen ve “neoreaksiyon” hareketinin babası kabul edilen bir internet ideologu. Başka bir deyişle, ABD ve Donald Trump’un yeni akıl hocası ve teorisyeni. Mencius Moldbug da onun internette kullandığı takma adı.
Son derece zeki ve genç sayılabilecek bu karizmatik adamı kısaca monarşi yanlısı, seküler, demokrasiye inanmayan, rasyonel bir kişilik olarak tanımlayabiliriz. Gelinen noktada ana akım Amerikan siyaseti ve Cumhuriyetçi Parti içinde güçlü bir etki ve nüfuz alanına sahip.
Aydınlanmanın özgür toplum idealini benimseyen, ancak bir yandan da demokrasi ve eşitlik ideallerini reddeden bu yeni sağ anlayış, Curtis Yarvin (Moldbug) isimli bir blogger tarafından kavramsallaştırıldı.
1973 yılında seküler ve eğitimli bir Amerikan Yahudisi ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Yarvin, zeki bir öğrenci olduğu için lisede sınıf atlayarak 15 yaşında üniversiteye girdi. Brown Üniversitesini bitirdikten sonra Berkeley’de bilgisayar programcılığı üzerine doktora yaptı. 1990’larda internet ve bilgisayar teknolojileri ile ilgili şirketlerde çalıştı.
Yarvin, Almanya doğumlu siyasi teorisyen ve Avusturya Okulu ekonomisinin önde gelen savunucularından Hans-Hermann Hoppe’un, akıl hocası Murray Rothbard’dan ödünç aldığı “büyük veya küçük, kamu veya özel, askeri veya sivil tüm kuruluşların tek bir yönetici tarafından yönetildiğinde en iyi şekilde yönetildiği” fikrini savunmaya başladı.
Yarvin’in dünya görüşüne göre, Amerikan demokrasisini bugün ayakta tutan şey seçimler değil, basın ve üniversiteler de dahil olmak üzere federal bürokrasiyle birlikte “Katedral” adını verdiği bir komplekste çalışan bir dizi kurum tarafından yansıtılan illüzyonlardır. Yarvin, “Katedral’in gizemi” diye yazıyor, “Modern dünyanın tüm meşru ve prestijli entelektüel kurumlarının, merkezi bir örgütsel bağlantıları olmasa bile, birçok yönden tek bir örgütsel yapıymış gibi davranmalarıdır.”
Demokrasinin başarısız ve ölmekteolan bir yönetim biçimi olduğu sonucuna varan Yarvin, demokrasiyi düzen yerine giderek düzensizlik üreten bir yönetim biçimi görüyor. Demokrasi yerine savunduğu yönetim şekli ise, “Siyasi sistemin sert bir şekilde yeniden başlatılmasından sonra gelecek olan aydınlanmış bir kurumsal monarşi.”
Donald Trump Beyaz Saray’a girdikten kısa bir süre sonra, Yarvin’in gizlice Trump stratejisti Steve Bannon’a danışmanlık yaptığına dair haberler dolaşmaya başladı. Yarvin, bazı önemli Silikon Vadisi yatırımcılarını ve Cumhuriyetçi politikacıları da etkilemiş. Özellikle PayPal’ın kurucusu Peter Thiel onun “en önemli bağlantısı” olarak tanımlanıyor. ABD Başkan Yardımcısı J. Vance de Yarvin’in düşüncelerinden etkilendiğini belirtiyor.
Bir makaleye göre, Yarvin demokrasiye ve eşitliğe karşı yazıları ile “Trumpizm için teorik temel” oluşturmuştur. Ona göre demokrasi, Amerikan medeniyetinin iflasına yol açacak bir politik sarmalı beslemektedir.
ABD hükümeti, artık büyük işler başaramayan, katılaşmış ve çürümekte olan bir kurumdur ve iflasın eşiğine gelmiştir. Güçler ayrılığı tarafından kısıtlanan başkan, Washington’ın yönetici sınıfının bir parçası olan “derin devlet” bürokrasisi ve sivil toplum kuruluşlarının aksine, arzuladığı şeyleri gerçekleştirme konusunda “neredeyse hiç bir güce” sahip değildir.
Yarvin açısından ideal olan yönetim, adeta bir şirket gibi yönetilen bir yönetimdir. Yani, tek bir liderin aşağısındaki herkes üzerinde mutlak güce sahip olduğu bir yapıdır. Bu monark-CEO, siyasi karar alma süreçlerine müdahil olan kamu görevlileri, yargıçlar, seçmenler ya da güçler ayrılığıyla uğraşmadan işleri istediği gibi yürütebilecek bir yetkiye sahip olmalı. Kısacası, etkili yönetim “doğru kişi”nin bulunduğu ve yetkilendirildiği monarşist bir çerçeve içinde şekillenmektedir.
Temelleri Curtis Yarvin tarafından bu yeni alternatif sağ siyasetin Cumhuriyetçi Parti içindeki birçok isim tarafından takdir gördüğünü ve önümüzdeki günlerde çok fazla gündeme geleceğini ya da konuşulacağını söyleyebilirim.
Bunun için Trump’ın başkan olduktan sonra dile getirdiği söylemlere ve yapmak istediklerine bakarsanız Yarvin’in önemi de kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Fikirleri ve düşünceleri doğru veya yanlış onu zaman gösterir ama kabul etsek de etmesek de artık Yarvin yakın geleceğin filozofu ve en etkili kişiliklerinden biridir.
Kaynak: Tabletmag
Orijinal fotoğraf: whitehouse.gov