“Geleceğin yıldızı Arda Güler”, “Harika gol, süper gol”, “Türk futbolunun umudu”, “Geleceğin yıldızı”, “Türkiye, ondan çok şey bekliyor!” Ve daha fazlası.
Fenerbahçe taraftarı, 18 yaşındaki futbolcuları Arda Güler’in bu sezon kaydettiği goller ya da yaptığı asistlerden sonra spikerler tarafından sarf edilen bu sözleri duymaya çok alıştı.
Ayağına topu her alışı, attığı her çalım ya da maç içinde aldığı sorumluluklar, sadece Fenerbahçe taraftarını değil, tüm futbolseverleri fazlasıyla heyecanlandırmaya yetiyor.
Dünya basınının “Yeni Messi” diye duyurmaya başladığı Arda Güler şimdi bir yol ayrımında. Dünya futbolunun dev kulüpleri yetenekli futbolcu için Fenerbahçe kulübü ile pazarlık halinde.
Sarı lacivertli taraftarlar dokuz yıllık şampiyonluk hasretinin bu sezon sonlanması için Güler’in kulüpte kalmasını istiyor. Ancak karşılarında İspanya ligi La Liga’nın iki ezeli rakibi Barcelona ve Real Madrid’in taraftarları var.
Basına düşen transfer haberleri ise gün gün değişiyor. Bir önceki gün Barcelona’nın transfere çok yakın olduğunu yazan İspanyol gazeteleri, bir sonraki gün Arda’nın Real Madrid’e gideceğini duyuruyor.
Arda bugün birçok İspanyol spor gazetesinin manşetindeydi. Marca gazetesi, “Madrid, Güler’i Barcelona’nın elinden alıyor” diye yazarken bir diğer büyük İspanyol gazetesi As ise “Güler Madrid’i seçiyor” manşetini attı.
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç ise kulübün yeni teknik direktörü İsmail Kartal için düzenlenen imza töreninde, “Arda, Fenerbahçe’de kalmayacak. Fenerbahçe’de kalmak istemiyor” dedi.
Peki, Arda Güler’in Avrupa’ya transferi ne anlama geliyor?
Güler’i “yetenek tavanı olarak Türkiye’nin gördüğü en özel futbolculardan birisi” olarak tanımlayan Socrates Dergi’den Can Önduygu, BBC Türkçe’ye yaptığı değerlendirmede genç futbolcunun kariyerini noktaladığında belki de daha önce başarılmamış pek çok şey başarmış olacağını söylüyor.
Arda Turan dışında Türkiye doğumlu hiçbir futbolcunun Şampiyonlar Ligi’nde final göremediğini belirten Önduygu, Güler’in oynayacağı büyük kulüplerle kupayı kaldırma ihtimalinden bahsediyor:
“Ancak tek bir yetenekli futbolcunun tüm sorunların çözümü olacağını söylemek de zor. Tabii ki bir temsilcimizin elit kulüplerde oynamasının faydası olacaktır, ancak ülkedeki futbol yapılanmasında büyük değişimler görmeden tüm beklentiyi aynı kişiye yüklemek mantıklı olmaz.”
YouTube kanalı Vole’nin yorumcularından Ilgaz Çınar da transferden çok transfer sonrası sürece odaklanarak, “Türkiye’den transferi doğrudan yapan az sayıdaki oyuncu kervanına katılacak” diyor.
Çınar’a göre Güler’in süre almaya başladığında değeri daha da artacak:
“Bizim gidip dönen değil de gidip oynayan ve kalıcı olan oyuncuya ihtiyacımız var.”
Tivibuspor editörü Rezzan Yetiş, Güler’in Türk futbolunun “tek ses” olabildiği nadir bir yetenek olduğunu belirtiyor.
Yetiş, “oynadığı takıma bakmaksızın her futbolseverin beğenerek izlediği, takdir ettiği ve başarılarıyla mutlu olduğu bir futbolcu” diye tanımladığı Güler’in Avrupa devlerinden herhangi birine transferinin Türk futbol camiasının heyecanla beklediği bir gelişme olduğunu dile getiriyor:
“Bir diğer yandan Arda’nın Avrupa’ya transferi, tıpkı onun gibi Türk futbolunda yetişen ve gelişen diğer gençlerin takip edilme sıklığını arttırabilecek bir hamle. Ayrıca yabancı sınırlamasının bu kadar tartışıldığı bir ortamda Türk futbolcuların tabiri caizse ‘yan gelip yatmak’ yerine Arda’nın ayak izlerini takip ederek motive olmasını sağlayabilecek bir durum olduğunu düşünüyorum.”
Güler, Gençlerbirliği altyapısının Türk futboluna kazandırdığı yeteneklerden birisi. Henüz 14 yaşında iken Fenerbahçe’ye transfer olan Güler, kısa sayılabilecek bir süre içerisinde “genç yetenek” unvanını taşımaya başladı.
Transfermarkt verilerine göre 2020/21 sezonunda Fenerbahçe’nin 19 yaş altı takımıyla 22 maça çıkan Güler 10 gol ve 7 asistlik performansıyla dikkatleri üzerine çekti. Bu sezon Fenerbahçe’nin iki Süper Lig maçında da yedek oturdu.
Bir sezon sonra sarı lacivertli takımın başına geçen Vitor Pereira ise Arda Güler’e as takımda ilk kez forma şansı veren hoca oldu.
Pereira’nın takımdan ayrılmasından sonra Güler Avrupa müsabakaları dahil toplamda 24 maçta Fenerbahçe forması giydi. Bu maçlarda 7 gol 11 asistlik skor katkısının dışında göze hoş gelen futbol tekniğiyle de büyük beğeni kazandı.
Artık 18 yaşına basan Güler için Jorge Jesus yönetimindeki bir sonraki sezon daha parlak geçti. Hatta deneyimli teknik direktör Jesus, sık sık futbol kamuoyundan Güler’e yeterli süreyi vermediği gerekçesiyle eleştirildi.
Sezon sonuna doğru daha fazla giyme fırsatı bulduğu Fenerbahçe formasıyla toplamda 35 maçta 1.547 dakikada sahada kalan Güler, bu süre zarfında 6 gol atıp, 7 de asist yaptı.
Can Önduygu, aldığı sürenin ve bu sürede gösterdiklerinin transfer sürecine yaptığı katkının yadsınamayacağını söylüyor.
Fenerbahçe’yle Türkiye Kupası’nı kaldırması, özellikle de ligin 31’inci haftasında İstanbulspor’a karşı 30 dakika içinde iki gol atmasının kayda değer performanslar olduğunu belirten Önduygu, Milli Takım’la Galler’e uzak mesafeden attığı golü de hatırlatıyor.
Ilgaz Çınar’a göre Arda Güler, geçen sezon bu denli süre almasaydı, ne futbol devlerinin gündemine girebilirdi ne de transferi mümkün olurdu.
Rezzan Yetiş de Güler’in geçen sezon daha az süre bulması durumunda, “futbol kamuoyunun bugün bu güzel gelişmeler yerine Arda’nın süre bulamamasını, dolayısıyla özellikle Fenerbahçe içinde yaşanabilecek olası krizleri tartışabileceğini” söylüyor.
Ancak yeterince süre bulamamış bir Arda Güler’in de er ya da geç Avrupa’ya gidebileceğini de sözlerine ekliyor:
“Bu belki Barcelona veya Real Madrid kalibresinde bir kulüp olmazdı ama en azından kendini daha fazla gösterip, daha büyük yerlere gidebileceği Benfica veya Ajax gibi bir takıma giderdi.”
Can Önduygu’ya göre La Liga Arda Güler’e en uygun liglerden biri.
La Liga’nın Premier Lig kadar fiziksel ve hızlı olmadığını, bunun da oyunculara biraz daha zaman ve alan sağladığını söyleyen Önduygu, “Arda’nın da bu zaman ve alanı sihirli bir şekilde kullanabileceğini söyleyebiliriz” diyor ve şöyle devam ediyor:
“Arda’nın İtalya ve Fransa Liglerinde de fark yaratan bir oyuncuya dönüşmesi bence çok zaman almazdı. Ama şu aşamada Beş büyük lig arasında Arda’ya en uygununun İspanya olduğunu düşünüyorum.”
Arda’nın yeteneği ve potansiyeli doğrultusunda sık sık yapılan “Messi” benzetmelerin İspanyol kulüplerinin dikkatini çekmeye yeteceğini öne süren Rezzan Yetiş, Arda’nın “abartı ve benzetmeden” çok daha fazlası olduğunu söylüyor ve ekliyor:
“Oyun stili de İspanyol futbolunun estetiğine fazlasıyla uyuyor.”
Türk futbolundan Avrupa’ya giden oyunculara odaklanan Yetiş, futbolcuların kademe kademe ilerlemelerine alışkın olduklarını ifade ediyor.
Nitekim Arda’nın da Benfica ya da Ajax gibi bir takımdan sonra Avrupa sahnesinde büyük bir sıçrama yapmasının hiç de şaşırtıcı bir şey olmadığını belirtiyor ve değerlendirmesini şöyle sürdürüyor:
“Ancak Fenerbahçe’den direkt olarak LaLiga’ya; oranın en üst seviyesine gidiyor olması Arda’nın kariyeri açısından tarifi mümkün olmayan bir şey. Henüz 18 yaşında bu şekilde transfer olması, 22-23 yaşına geldiğinde Türkiye’deki 33-34 yaşındaki bir futbolcunun elde edeceği tecrübeye denk bir gelişim kat etmesi demek olacak, tabii ki aldığı süreye bağlı olarak.”
Ilgaz Çınar ise Güler’in Ajax’a gitmesinin, orada daha doğru, eksik giderici öğrenme süreci sonrası “tabela yaparak” transferi daha da iyi olacağı düşüncesinde:
“Yetenek olarak değil, oralarda oynamayı bilmek ya da doğru kurgusu olan takıma gidip/gitmemek olarak değerlendirebilirim kendi adıma.”
Fenerbahçe yönetiminin Arda Güler’in transfer olsa bile bir yıl daha takımda kalmasını istediği basında çokça yazıldı.
Taraftarın da şampiyonluk özlemini Güler’in büyüyerek sürecek performansıyla gidermek istediği de bir gerçek.
Ilgaz Çınar, Fenerbahçe’nin kendi açısından haklı olduğunu, oyuncuyu elinde tutup, daha da fazla süre verip daha yüksek bedelle göndermek istediğini dile getiriyor.
Fenerbahçe’nin transfer sürecinde elinden geleni yaptığına şüphe olmadığını belirten Can Önduygu “Arda’nın kararına da saygı duymak gerekiyor” diyor.
Arda Güler’in performansını, hayal ettirdiklerini vurgulayan Yetiş, “Ben de herkes gibi Arda’yı bir sene daha Türkiye’de izlemek isterim” cümlesini kuruyor. Bunun sebebi olarak da şunları söylüyor:
“Buradan büyük bir transfer yaparak ayrılmadan önce oynadığı kulüpte en azından bir lig şampiyonluğu yaşayarak ayrılmasının onun da kariyeri açısından daha iyi olabileceğini düşünüyorum.”
‘Ucuza’ mı gidiyor?
Henüz Arda Güler’in hangi takıma ve hangi bonservis bedeliyle gideceği belli değil.
Ancak gerek İspanyol gerekse de Türk basınında konuşulan olası bir Barcelona ya da Real Madrid transferinde Fenerbahçe’nin kasasına 17,5 milyon euro civarında bir paranın gireceği belirtiliyor.
Real Madrid’in geçen yıl o dönem 15 yaşındaki Endrick’e 37.5 milyon euro ödediğini hatırlatan Can Önduygu, bu miktarın Güler için biraz kelepir bir bonservis bedeli olduğu düşüncesinde.
Güler’in şu anki seviyesiyle bu civarlara yaklaşabileceğini, belki de geçebileceğini söyleyen Önduygu, “Ama sözleşme ve transfer görüşmelerinde yaşananları bilmeden bu konu hakkında dışarıdan konuşmak çok doğru olmaz” diyor.
“Arda üzerine planlanmış bir oyun kurgusunda Fenerbahçe’de neler olabileceğini gördükten sonra gitseydi belki de minimum konuştuğumuz bedel, 17.5 milyon euro’dan daha fazlası olurdu” diyen Rezzan Yetiş böyle yeteneklere kolay kolay paha biçilemediğini ifade ediyor.
Güler’i kadrosuna katmak isteyen kulüpler için durumun oldukça net olduğunu da sözlerine ekleyen Önduygu ise “Arda Güler’i 17,5 milyon euroya alma şansınız varsa, bunun için elinizden geleni yaparsınız” diyor.
Fotoğraf: fenerbahce.org