Pazartesi, 12 May 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Köşe Yazıları

İnsan bilmek ister

Emre Dilek
Son güncelleme: 4 Haziran 2023 00:41
Emre Dilek
Paylaş
Paylaş

Aristoteles Metafizik kitabına ‘’İnsan bilmek ister’’ diye başlar. İnsanın bilme konusundaki temel motivasyonu hayatta kalma içgüdüsüdür.

İnsan, biyolojik olarak zekâ konusunda doğadaki diğer canlılardan daha yetkin olması ve hayatta kalma içgüdüsünün tetiklenmesi sonucunda neden sonuç ilişkileri kurarak bir bilgi ortaya çıkarır. Örneğin, gece karanlık bir ormanın derinliklerinde avlanırken, hayatta kalma isteğiyle oranın güvenli olup olmadığı konusundaki bilgiyi elindeki meşale ve yanındaki insanlardan edinebilirdi.

Fakat durup dururken kıtaları yerinden oynatacak şiddette bir sarsıntı ya da gökyüzünün aniden kararıp akıl almaz miktarda suyun gökten düşmesi ve şimşeklerin çakmasının sebebini bilmesine imkân yoktu.

Bugün bilim yoluyla biliyoruz ki, yağmurlu havada şimşekler çaktığında, bir bulutun yüksek miktarda + (pozitif) veya yüksek miktarda – (negatif) yüklendiği durumlarda bir elektrik boşalması olayı gerçekleşmektedir. Böylece şimşek olarak bildiğimiz doğa olayı oluşur.

Baştaki giriş cümlesine dönersek, nedeni anlaşılmayan bu olaylar karşısında dahi insanın bilme isteği son bulmaz, bu isteğini tatmin etmesi gerekmektedir. Burada soyut düşünme yeteneği ortaya çıkar ve insan bu yeteneği sayesinde anlaşılmaz olaylar hakkında hikayeler yaratabilmiştir.

Önce gökyüzünde bir yerde oturan ve bu şimşekleri atan bir adam yaratırsınız. Ayrıca bu şimşeklerin rastlantısal değil de bir neden-sonuç ilişkisi içerisinde mesela cezalandırma amacıyla atıldığını düşünüyorsanız, ikinci bir hikâye yaratırsınız ve bunu bilgi olarak kabul edersiniz.

Peki, dönemin insanları bu hikayeleri ateş başında otururken eğlence olsun diye mi birbirine anlattı? Bu soruyu Harrari’nin ‘’Sapiens’’ kitabındaki temel argümanı ile cevaplayabiliriz. Bu yaptığımız kurgular ve yarattığımız hikayeler, sadece bir şeyleri hayal etmeyi değil, bu hayallere kolektif olarak inanmaya ve belirli bir hedef birliği içerisinde doğayı ve dünyayı anlamlandırma konusunda ortak değerler yaratmamıza sebep oldu.

Mitler, üretildikleri süreçte, diğer bir deyişle en canlı ve en diri olduğu evreleri kapsayan yüzyıllarda bile kaçınılmaz olarak sürekli değişime uğradı. Her yeni kabilede, her yeni toplumda aristokratik sınıftaki güç değişikliğinde, kahramanların soyunda ya da aileler arasındaki geçmiş çatışmaların sonuçlarında ve insanlar ile tanrılar arasındaki hassas dengelerde bir miktar değişiklik demekti.

Bir bölgede geliştirilen yeni bir versiyonun, diğer bölgelerdeki düzinelerce eski ya da yeni biçimleri ile örtüşmediği ortadadır. Örtüşmesi de beklenmemiştir. Ne mitleri anlatanlar ne de dinleyenler bilgindiler. Sadece kendi toplumunun değişik sosyal etkinliklerini yürüten üyeleriydiler.

Miti olmayan bir toplum bilinmiyor. Aslına bakılırsa bir toplumun mitsiz olması kuşku ile karşılanması gereken bir olgudur. İnsanlığın en ilkel evrelerden geçip uygarlık düzeyine ulaşmasındaki ölçütlerden biri de bu mitleri sorgulama yolu ve arayışlarını gittikçe daha akılcı biçimde yürütebilme becerisidir.

Doğa filozofları (M.Ö. 600-545) cinlerden, perilerden ve duygusal inançlardan sıyrılmış̧ olarak doğa olaylarını özgür düşünceyle ele almışlar ve bugünkü Batı uygarlığının bir nevi öncüleri olmuşlardır. Bu özgür araştırma yolu ile Thales, M.Ö. 28 Mayıs 585’te olagelen güneş tutulmasını önceden hesaplayarak haber vermiştir. Bu bir doğa olayının ortaya çıkmasından önce hesaplanmasının tarihteki ilk örneğidir.

Böylece, Miletli Thales, Anaximandros ve Anaximenes gibi doğa filozoflarının özgür düşünce yöntemiyle çalışmaya başlamalarının sonucunda Doğu’nun bilgisi bilime dönüşür. Yıldızlara bakarak fal okuyan astroloji yerine gerçekleri araştıran astronomi ortaya çıktı.

Hastalıkları muskalarla önlediğini sanan, perilere, cinlere, şeytanlara inanan üfürükçülük yerine İstanköylü Hipokrat’ın müspet tıp bilimi gelişti. Bunlarla birlikte geometri ve matematik bilimlerinin ilk araştırmaları yapılarak, değindiğimiz gibi Batı uygarlığının ilk temelleri, üzerinde yaşadığımız bu topraklarda atıldı.

İnsanlar çevresindeki doğayı tanımlama ve onu anlamlandırmaya başladı. Önünde akan suya “nehir” dedi, aslanı gördü “tehlikeli” dedi, ağaçları gördü, meyvelerini tattı besin elde etti, karşıda gördüğü yüksek dağa baktı “şimşek atan adamın oturduğu ulaşılmaz bir dağ” dedi. Sonra bir gün birisi çıktı ve “acaba o dağın ardında ne var” diye merak etti. İşte Milet Okulu’nun İyonyalı doğa felsefecileri o dağın ardını merak eden insanlardı.

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanEmre Dilek
Takip et:
1968 yılında Ankara’da doğdu, İstanbul’da büyüdü ve İsveç’te olgunlaştı. Turizm yöneticiliği ve uluslararası ilişkiler konusunda lisans ve yüksek lisans yaptı. Şimdilerde klasik filolojiye merak sardı, bu sebeple üniversiteye tekrar başladı. Genel kültür ve tarih ve dile merakı var. Bu konuda bildiklerini ve öğrendiklerini gerek sözlü gerekse de yazılı olarak paylaşmaktan mutlu oluyor...
Önceki Makale Bir zamanlar yazlık sinemalar
Sonraki Makale Rusçanın Türk dillerine etkisi…

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

EditörKöşe Yazıları

Paşinyan’a muhalefet artıyor

Okay Deprem
12 Mayıs 2025
EditörKöşe Yazıları

Anneliğe selam olsun…

Ulaş Başar Gezgin
11 Mayıs 2025
EditörKöşe Yazıları

Başöğretmen gibi olmak

Dr. Nevin Sütlaş
11 Mayıs 2025
Köşe Yazıları

Hariciye geleneğimiz ve kurumsallaşma…

Hasan Sevilir Aşan
8 Mayıs 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?