Uzun zamandır medyadaki dönüşüm, “influencer etkisi” ve sosyal ağlar üzerine yazmak istiyordum.
Sanırım, Influencer Marketing Day kaynaklı olacak, üst üste posta kutuma düşen iki tane basın bülteni bu yazınının zamanının geldiğini gösterdi.
Influencer kampanyası yapan iki marka Dimes A.Ş. ve LC Waikiki, sanırım, influencerlarla gerçekleştirdikleri kampanyaların etkisine, kamuoyuna kendilerini anlatma olanaklarına tam olarak inanamamış. Birer basın bülteni yayımlayarak, geleneksel medyadan, bu alanda ne kadar başarılı işler yaptıklarını, kamuoyu ile paylaşmaları için basın bülteni çıkmaya karar vermişler.
Bunu, reklam kampanyaları için yapan marka çok. Influencer kampanyaları için yapmak niye garip olsun?
Neticede, hem reklam hem influencer için tonla para harcıyorlar. PR ajanslarına, reklam ajanslarına, planlama ajanslarına, influencer’lara, reklam oyuncularına tonla para ödüyorlar. Bu ödedikleri paraların yansımasını, bir şekilde görmek istiyorlar.
Anlamadığım, anlamlandıramadığım, niye bunu duyurmak için bila bedel, geleneksel medyadan yardım istedikleri!…
Reklam için kreatif ajansa, planlama ajansına, reklam yüzüne o kadar para ödüyorsun. influencer için ona para ödüyorsun. Helali hoş olsun.
Bu harcadığınız paralarla, istediğiniz etkiyi yaratamıyor musunuz? Yaratsanız!.. Geleneksel medyaya, “Bunu yaz lütfen” diye basın bülteni yollamazsınız.
Hem de bunu bedavadan yazmaları beklentisi ile.
Ben, şahsen, bu tür haberlere ne kendi sosyal ağ hesaplarımda ne de yazılarımın yayımlandığı mecralarda yer vermeye çalışıyorum.
Herkes para kazanıyor. Ben bu işi bedavaya niye yapayım? Niye herkesin para aldığı bir işi duyurmak için ben bedavadan ismimi, yayınımı, itibarımı öne süreyim?
Görüyorum ki!.. Bunu yapan yayın, kendilerine “gazeteci!..” diyenler var. Üzülüyorum. Herkesin para ile yaptığı işi, siz niye bedavadan yapıyorsunuz?
Reklamcı para almış.
Reklamda oynayan para almış.
Yönetmeni, oyuncusu, set ekibi vs. para almış.
Medya planlama ajansı para almış.
Influencer para almış.
Tek para almayan, geleneksel medya.
Siz, herkesin para aldığı işi, bedavaya kamuoyuna duyurmaya çalışıyorsunuz.
Sizin işiniz, Mithat Kahraman ağabeyin deyimiyle “birilerinin zevk pezevenkliğini yapmak” değil, kamuoyunu doğru bilgilendirmek.
Sonra da “medya gerektiği desteği bulamıyor” diye ağlıyorsunuz. Herkesin para ile yaptıklarını, siz bedavaya yapmaya devam ederseniz!… Sömürülmeye mahkumsunuz.
Bence medya ağlamasın. Pastadan kendi payını talep etsin.
Kamuoyunu doğru bilgilendirmek ve parasıyla içerik yayımlamak…
Birbiriyle ne kadar tezat.
Her şekilde, kamuoyu bundan zarar görüyor. Kamuoyu, doğru bilgi için para ödemedikçe de bu zararı görmeye devam edecek.
İster influencer, ister medya, ister reklam kanalıyla olsun.
Dünyada hiçbir şey ve özellikle bilgi bedava değildir. Bilgiye ulaşmak isteyen, parasını ödemeli.
Olayın marka, ajans, yayıncı, gazeteci, reklamcı, yönetici, cxo, PR, okuyucu vs. çok boyutlu bir yönü var.
Acil olarak tüm bu saydıklarım kendilerine bir çeki düzen vermez ise ortada ne medya kalır ne marka ne güven.
(Kemalettin Bulamacı, btdünyası.net Genel Yayın Yönetmeni)
Yazının orijinalini okumak için tıklayın
Görsel: @inscribez