Bir arkadaşımızla yürürken bazen fark etmeden adımlarımızı eş zamanlı olarak atabiliyoruz. Ya da heyecanlı bir film izlerken arkadaşımızla aynı anda nefes alıp verebiliyoruz. Benzer şekilde iletişim hâlindeki iki insanın beyin dalgaları da senkronize olabiliyor.
Bir arkadaşımızla konuşurken, bir yazı okurken hatta uyurken beynimiz sinirsel dalgalar üretiyor. Çünkü beynimizdeki milyarlarca sinir hücresi arasındaki iletişim, elektriksel sinyaller aracılığıyla sağlanıyor. Bu sinyaller bir araya gelerek beyin dalgalarını oluşturuyor. Beyin dalgaları elektroansefalogram (EEG) adı verilen yöntemle kaydediliyor.
Beyin dalgaları frekans, genlik, faz gibi dalgaların sahip olduğu temel özelliklere göre tanımlanıyor. Beş tür beyin dalgası var: gama, alfa, beta, teta ve delta dalgaları.
Sinir bilimciler ve psikologlar genellikle beyindeki sinirsel aktiviteyi belirli işlevler sırasında (örneğin bir resme bakarken) kaydeder. Ancak son yıllarda insanların birbirleriyle iletişim kurdukları sırada beyinlerinde neler olup bittiğine yönelik gerçekleştirilen çalışmaların sayısı arttı. Bu çalışmalar ilginç bir bulguyu ortaya çıkardı: İnsanlar sohbet ettiklerinde veya bir deneyim paylaştıklarında beyin dalgaları senkronize oluyor.
Biriyle sosyal iletişim ve etkileşim kurduğumuzda beynimizden yayılan dalgalar ile tek başımızayken beynimizden yayılan dalgalar birbirinden hayli farklı. İki insan etkileşim hâlindeyken beyin dalgaları senkronize olduğunda, beyinlerinin ilgili bölgelerindeki nöronlar aynı anda aktifleşiyor. Etkileşim devam ettikçe iki beyin aktivitesi giderek daha da birbirlerine benziyor. Bu olgu “beyin dalgaları senkronizasyonu” olarak isimlendiriliyor.
Bir düşünün!
Sevdiğiniz bir şarkıyı kulaklıktan dinlerken yaşadığınız deneyim ile konserde canlı dinlerken yaşadığınız deneyim aynı mı? Dinlediğimiz şarkı aynı olmasına rağmen konserde yaşadığımız deneyim çok daha etkileyici olabiliyor. Çünkü bulgulara göre, konser sırasında şarkıyı söyleyen müzisyen ile beyin dalgalarımız senkronize oluyor. Bu sayede ortak ve daha güçlü bir deneyim yaşıyoruz.
Peki ama beyin dalgalarımız nasıl senkronize oluyor?
Beyin dalgalarının senkronizasyonunun nasıl gerçekleştiği hâlâ tam olarak bilinmiyor. Etkileşim hâlinde olan iki insanın beyinleri arasındaki uyum, ortak bir deneyimin sonucu ortaya çıkabilir veya aynı uyaranlara maruz kaldığımız, örneğin aynı sesleri duyduğumuz ya da aynı görüntüleri gördüğümüz için gerçekleşebilir. Çünkü ses, koku, görüntü gibi benzer uyaranlar beynin benzer bölgelerinin aktif olmasını sağlayabilir. Ancak araştırmalar daha karmaşık bilişsel işlevler sırasında da beyin dalgalarının senkronize olabileceğini gösteriyor.
Örneğin yakın zamanlarda yapılan bir çalışmaya göre öğrenci ile öğretmenin sosyal etkileşimde bulunması, beyin dalgalarının senkronize olmasını ve öğrencilerin konuları daha iyi öğrenmesini sağlıyor. ABD’de 4 öğrenci ve 1 öğretmenden oluşan gruplarla yapılan bir araştırmada, öğrencilerin ve öğretmenin interaktif bir şekilde ders işlemesinin beyin dalgalarının senkronize olmasını sağladığı anlaşıldı. Yapılan testler bu öğrenmenin daha kalıcı olduğunu gösteriyor. Ayrıca öğrencilerin öğretmen tarafından sorulan bir soruya doğru cevap verdiği sırada beyin dalgalarındaki senkronizasyonun daha yüksek olduğu görülüyor.
Bilim insanları, ortak deneyimlerin sosyal etkileşim ve iletişimde pozitif bir etkinin ortaya çıkmasını sağladığını düşünüyor. Bu da beynimizin aktif olması ve gelişmesi anlamına geliyor. Aynı zamanda bu sonuçlar sosyal izolasyonun ve sosyal etkileşimden mahrum kalmanın, fiziksel ve bilişsel sağlığımız için son derece zararlı olabileceğini gösteriyor.