Pazartesi, 13 Eki 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Serbest Kürsü

Homo sapiens’in ataları kimlerdi?

Metin Gülbay
Son güncelleme: 21 Temmuz 2025 19:53
Metin Gülbay
Paylaş
Paylaş

Bilimin bulgularına inanıyorsanız primatlardan geldiğimizi ve milyonlarca yıl içindeki evrim sürecinde çeşitli insansılardan türediğimizi ve son olarak da Homo sapiens türüne ait olduğumuzu biliyorsunuz demektir.

Homo sapiens’in atasını merak edeniniz oldu mu peki?

Şu ana kadar elde edilen bulgular Homo heidelbergensis türünün Afrika’da evrimleştiği ve Avrupa ve Asya’ya yayıldığı, Avrupa’ya yayılanların Neandertallere, Afrika’da yaşayanların ise Homo sapiens’e evrimleştiğini gösteriyor. Neandertaller ile Homo sapiens’in heidelbergensis’ten kopma tarihi olarak da 350 ile 400 bin yıl öncesi veriliyor. Böyle kesin bilgilermiş gibi konuştuğuma bakmayın, ben yalnızca bilim insanlarının yalancısıyım.

“Peki Homo heidelbergensis türü ne zaman ortaya çıktı” diye sorabilirsiniz doğal olarak.

Bu tür, 700 bin ile 200 bin yılları arasında yaşadı diye biliniyor. Beyin hacmi, ortalama 1.200 cc (santimetreküp) idi. Ortalama boyları ise yalnızca üç bölgede keşfedilen kalıntılara göre tahmin edilebiliyor: İspanya’da Sima de los Huesos’da bulunan kalıntıların boyları erkeklerde 169,5 cm (santimetre) ve kadınlarda 157,7 cm olarak; Çin, Jinniushan’dan bir kadının boyu 165 cm olarak ve Zambiya, Kabwe’den bir örnekte 181,2 cm olarak hesaplanmış. Homo heidelbergensisler’in Neandertaller gibi, geniş göğüsleri vardı ve genel olarak sağlam bir yapıya sahiplerdi.

Bizim beyin hacmimizin 1260 cc (erkeklerde) olduğuna bakarak Homo heidelbergensis’le aynı beyin hacmine sahip olduğumuz söylenebilir. Boyun uzunluğuna bakarak da bizden daha uzun oldukları kanaatine varılabilir, bilhassa kadınların.

Homo heidelbergensis avlanma ve kesmek için taş aletler yapmıştı. Grupça ve yetenekli bir şekilde avlanan Homo heidelbergensis’in kullandığı en yaygın alet, taştan yapılmış el baltasıydı. El baltasının yanında, ucu sivri taştan oluşan ahşap mızraklar da kullandılar, ateşi de kontrol edebilen Homo heidelbergensis’in, ateşi avlanmak için bile kullanmış olduğu düşünülüyor. 

Hayvan derisinden yapılma giysiler giydikleri tahmin ediliyor, çünkü yaşadıkları ortamlar soğuktu.

Homo heidelbergensis’in çok büyük bir kaş çıkıntısı, daha büyük bir kafatası ve önceki insan türlerine göre daha düz bir yüzü vardı. Daha soğuk iklimlerde yaşayan ilk insan türüydü; kısa, geniş gövdeleri muhtemelen ısıyı korumaya yönelik bir adaptasyondu. Barınak inşa eden, ahşap ve kayadan basit evler yaratan ilk türdü. Bunun kanıtı Fransa’nın Terra Amata bölgesinde bulundu.

Homo heidelbergensis aynı zamanda büyük av hayvanlarının da ilk avcısıydı; Heidelbergensis fosillerinin bulunduğu bölgelerde yabani geyik, at, fil, su aygırı ve kemiklerinde kasaplık izleri yer alan gergedan kalıntıları bir arada bulundu. Avcılıklarının kanıtı, Almanya’nın Schöningen bölgesindeki taş aletler ve 10’dan fazla kesilmiş atın kalıntılarıyla birlikte bulunan 400.000 yıllık tahta mızraklardan geliyor.

İspanya’nın kuzeyindeki Atapuerca’da yaklaşık 400.000 yıl öncesine tarihlenen bir alan, bu insanların ritüellerinin neler olabileceğine dair kanıtlar da gösteriyor. Bilim insanları, kasıtlı olarak bir çukura atılmış yaklaşık 30 heidelbergensis bireyinin kemiklerini buldu. Çukura Sima de los Huesos (Kemik Çukuru) adı verildi. Bilim insanları, iskelet kalıntılarının yanı sıra, Homo heidelbergensis’in alet yapma yeteneğini gösteren, iyi yapılmış tek bir simetrik el baltası ortaya çıkardı.

En eski Britanyalı

Umarım kimse bunu en eski İngiliz, Galli ya da İskoç falan gibi anlamaz. Britanya Adası’nda bulunan en eski fosili anlatmak için bu muzip başlığı kullandım. Soyu 200 bin yıl önce tükenmiş bir türün Britanyalıların atası olması zaten mümkün değil tahmin edersiniz ki.

26 Mayıs 1994’te bilim dergisi Nature’da yayımlanan bir makaleye göre Britanya’nın güneyindeki Boxgrove’da bir Homo heidelbergensis fosiline ait bir incik kemiği bulundu ve bu kemiğin sahibine kâşif Roger Pedersen’e ithafen Roger adı verildi. Roger, tarihte bilinen en eski Britanyalıdır. Bundan bir yıl sonra bulunan iki tane diş ile Boxgrove insanlarının Homo heidelbergensis olduğu kanıtlandı. Bulunan birey muhtemelen erkekti ve kırk yaşına kadar yaşamıştı. Bulgular yaklaşık olarak 1,8 metre uzunluğunda ve 90 kilo ağırlığında güçlü bir insan olduğunu gösteriyor. Dişlere gelince kesik izleri çenesini tutmak için kullanan sağ elli bir bireye ait olduğunu da gösteriyor. Aynı zamanda başka bulgular ile birlikte Homo heidelbergensis’in diğer Homo türleri gibi sağ elli olduğunu biliyoruz

Gelelim heidelbergensis’in atası kimdi sorusuna… Öyle ya madem merak ediyoruz, merak etmenin sonu yok, zaten merak etmezsek nasıl yeni bilgilere ulaşacağız değil mi?

Homo heidelbergensis’in ilk olarak 700 bin mi yoksa 1,3 milyon yıl önce mi ortaya çıktığına ilişkin soru bilim insanlarınca halen çözülmemiş ama ateşli tartışmaların yapıldığı bir konu olarak ortada duruyor. Önce bunun kesin bir çözüme kavuşması gerekiyor tabii ki. Tüm eski türlerin tarihsel sırayla bir dizinini düzenlemeye çalıştım isteyenler en altta buna bakabilir.

Birçok bilim insanının ortaklaşmaya başladığı bir görüş var. Homo sapiens’e varıncaya dek insansılar birbirine karışmış durumda yaşadı. Yani bir tür bir başka türe o da sonraki türe evrileşmedi. Evrim süreci böyle işlemedi. Dünyanın farklı yerlerinde insan türleri vardı ve bunlar kâh birbirleriyle çiftleşerek kâh göçler yoluyla karışarak ve hatta bazen biri diğer türü asimile ederek yaşadı. Bu muhteşem karmaşıklıktaki bulmacayı çözmek o kadar kolay değil ama bilim ve teknoloji arkeologların yardımına koşunca bazı soruların yanıtlanması daha kolay oluyor. 

Unutmayalım daha işin çok çok başındayız.

Herkese keyifli günler.

Fotoğraf: forschungsmuseum-schoeningen.de

Evrimsel süreç

Bu sıralama kesinleşmiş değildir. Rakamlar kesinleşmiş değildir, bulunacak her yeni fosille bunlar değişebilir. Genel bir fikir vermesi açısından sunmaya çalışıyorum.

Sahelanthropus tchadensis (yaklaşık 7 milyon yıl önce yaşamış en eski insansı. Aslında maymundan bu türle ayrıldığımız varsayılıyor ama o daha çok maymuna benziyor. Ama insansı olduğu kesin.)

Orrorin tugenensis (şempanze ile ortak ata)

Ardipithecus kadabba

Ardipithecus ramidus

Australopithecus anamensis

Kenyanthropus platyops

Australopithecus afarensis (3,9-2,9 milyon yıl önce (myö) yaşadı. 3,2 myö yaşamış ve kemikleri bulunmuş olan herkesin bildiği Lucy bu gruptandır.)

Australopithecus Africanus (3-2 myö yaşamıştır bugünkü görünümümüze daha yakın bir görüntüye sahiptir.)

Australopithecus garhi 

Australopithecus sediba

Homo gautengensis (artık iyice bugünkü insana benzeyen türdür. 1,9 myö yaşadığı tahmin ediliyor. Hatta 600 bin yıl öncesine kadar varoduğu ileri sürülüyor. Bundan sonraki türleri artık homo sapiene en yakın atalar olarak izleyin.)

Homo habilis (elini kullanan adam anlamını taşıyor. 2,33 ile 1,4 myö yaşadığı tahmin ediliyor. Bulunan fosilin 127 cm boyunda, 43-45 kg ağırlığında olduğu görüldü.)

Dikkatinizi çekmiştir yıllar ya birbirine çok yakın ya da birbirine girmiş durumda. Bu da örneğin ata tür ile evlat türün aynı zaman aralığında birlikte varolduklarını gösteriyor. Yani evrimsel sürecin öyle düz bir çizgi biçiminde sürmediği görülüyor. Hatta bir türün bazı bireyleri (sonraki) bir türe doğru evrimleşirken diğerleri daha başka bir türe doğru evrimleşebilir. Yani antropologların keşifleri bir türün tüm üyelerinin topluca sonraki türe evrimleşmemiş olduklarını gösteriyor.

Homo rudolfensis (1,9 myö yaşadı.)

Homo ergaster (1,8-1,4 myö yaşadı.)

Homo georgicus (Kafatası hacmi 600 cc. 1,77 myö yaşadığı tahmin ediliyor. Homo türleri arasındaki en küçük kafatası hacimlerinden birine sahip.)

Homo erectus (Homo sapien’in doğrudan atası. 1,9-1 myö yaşadığı tahmin ediliyor. Yani Homo sapien ile aynı dönemde onlar da vardı. 750 ila 1225 cc arası bir beyin hacmine sahipti.)

Homo antecessor (1,2 myö ile 800 bin yıl önce arasında yaşadı. 1,6-1,8 metre yüksekliğe ve 90 kg’a kadar ulaşan bir ağırlığa sahip olduğu düşünülüyor.)

Homo heidelbergensis (Bir önceki atamız olduğu kesinleşti, tabii Neandertallerle birlikte ortak atamız. İlk bireyleri 1,3 myö yaşayan bu türün son örnekleri ise 250 bin yıl önceye kadar yaşadı. Yani hem Neandertaller hem Homo sapienler, yani bizim atalarımız, hem de Heidelbergensisler bir süre birlikte yaşadık. Bir ekleme daha yapmak gerekir ki Heidelbergensis Denisova insanlarının da atası olabilirmiş.)

Homo neandertalansis (Sapienlere en yakın tarihlerde hatta birlikte yaşamış olan tür. Çiftleştikleri biyolojik araştırmalarla kanıtlandı. 600 bin yıl önce ortaya çıktılar 40 bin yıl öncesine kadar yaşadılar.

KAYNAKLAR

https://tr.wikipedia.org/wiki/Homo_heidelbergensis

https://humanorigins.si.edu/evidence/human-fossils/species/homo-heidelbergensis

***

Medya Günlüğü sosyal medya hesapları:

X

Bluesky

Facebook

Instagram

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanMetin Gülbay
Takip et:
İlk haberi 1982'de staj yaptığı Nokta İnsanlar dergisinde yayınlandı. Özgür Gündem, Evrensel, Radikal gazeteleriyle, CNN Türk ve Skytürk televizyonlarının kuruluş ekibinde yer aldı. Kırk yılda birçok yayında çalıştı. Gazeteci meslektaşlarıyla birlikte hazırladıkları üç kitap çalışması bulunuyor, dördüncüyü kendi başına yaptı. 2003 sonu ile 2012 başı arasında Dünya Yayın Grubu'nda Ajans Dünya'nın genel yönetmenliğini yürüttü. 2014'te meslektaşı Adnan Genç ile ortakhaber.com haber sitesinin yayınına başladı. 2,5 yıl süren yayını açılan davalar nedeniyle bitirmek zorunda kaldılar. Çeşitli internet sitelerine tarih ve bilim yazıları yazarak emeklilik hayatını sürdürüyor.
Önceki Makale Hastamız uçağa binebilir mi?
Sonraki Makale Antipasti: Gastronomik bir ritüel

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

ManşetSerbest Kürsü

Gıda güvenliğimiz tehlikede mi?

Yıldırım Aktuğan
13 Ekim 2025
*Serbest Kürsü

İki sessizlik arasında Orta Doğu

Metin Duyar
13 Ekim 2025
EditörSerbest Kürsü

İnsan adaleti mi doğa adaleti mi?

Tijen Zeybek
12 Ekim 2025
Serbest Kürsü

Erdem, cehalet ve ihtiras

Melek Ay
12 Ekim 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?