Pazar, 11 May 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Serbest Kürsü

Gıdaların düşünceye etkisi

Halil Ocaklı
Son güncelleme: 5 Eylül 2023 00:50
Halil Ocaklı
Paylaş
Paylaş

Ayurveda besinleri iyi ya da kötü olarak ele almaz, bunun yerine morfolojik nitelikleri ile bunlara karşılık gelen fizyolojik etkilere göre değerlendirir. Ayrıca besinin nerede yetiştiğine, miktarına, nasıl hazırlandığına, ne zaman alındığına, diğer besinlerle uyumluluğuna ve nasıl sindirildiğine dikkat eder.

Gıdaların tazelik, temizlik, doğallık gibi biçimsel nitelikleri ile hazırlanış yöntemi, sindirim sistemi başta olmak üzere tüm organizmayı yakından ilgilendiren bir konudur. “Ne yersen osun” diye bir özdeyiş vardır. Ayurvedik anlayışa göre bu özdeyişin özü, “neyi sindiriyorsan osun” şeklindedir.

Organizmal sistemlerin dış yakıt olarak beslendiği yiyecek, içecek ve oksijenin karakteristik değeri, yalnız fiziksel bedeni değil psikolojimizi de etkiler. Yararlandığımız yakıtın nitelikleri asimile edilerek, doku ve hücresel yapıyı oluşturan bileşenlere dönüşür, organizma ile bütünleşir. Besinlerde bulunan enerji (prana) fiziksel bağlamın ötesine geçerek duygusal, düşünsel ve ussal katmanlardaki enerji ile etkileşir.

Bedenimiz, son derece karmaşık düzeneklerin uyum ve denge içinde çalıştığı olağanüstü bir tümleşik denklemler kümesidir. Bu kümenin özünde yer alan çekirdeğin çevresi fizik, enerji, bilinç ve akıl katmalarından oluşur.

Trilyonlarca hücre ve içlerindeki organeller kendi aralarında uyum içinde çalıştıkları sürece, beden tüm katmanlarıyla uyum içinde çalışır. Bedendeki en küçük yaşam birimlerden birinin bile sağlığını yitirmesi, duygusal ve düşünsel yapımız üzerinde kendi ağırlığınca bir etki ortaya koyar. Sağlığını kaybeden hücre sayısı ne kadar artarsa, davranışlarda değişiklik görülme olasılığı da o derece artar.

Enzimatik ve metabolik süreçlerinin vücuttaki gerçekleşme formatı, bireyin düşünce, davranış ve duygu doğasını doğrudan etkiler. Örneğin, duyguları olan canlıları öldürüp yemek, bu besinin şiddet enerjisi içerdiği ve bundan dolayı tüm sindirim sürecinin sıkıntılı geçeceği anlamına gelir.

Bir hayvana ne kadar iyi davranılırsa davranılsın, onu yiyecek olarak büyütmenin sonra da parçalayıp yemenin, ne kadar ahlaki olduğunu sorgulamakta yarar var. Et tüketiminin fiziksel boyutta oluşturduğu ciddi sağlık risklerinin çoğunun farkındayız. Hayvan parçalarını yakıt olarak göreceksek, doğasında var olan şiddetin duygu, düşünce, bilinç ve akıl boyutunda da riskler taşıdığını görmezden gelemeyiz.

Öte yandan, aşırı rafine gıda, paketli gıda veya alkol tüketimi yalnızca obezite, diyabet veya kalp hastalıkları riskini beraberinde getirmekle kalmaz, duygudurum dalgalanmasına, hiperaktiviteye ve anksiyeteye de yol açabilir.

Ayurveda, belleğin sinir sisteminde, duyguların ise kanda konumlandığını savunur. Kanımızın kimyası besinsel yakıt kalitesine göre değişecek olursa, duygular, düşünceler ve davranışlar da değişir. Gıdanın yapısını tanımlayan üç evrensel psişik özellik, besin verilerinin asimilasyonunun bir sonucu olarak kişiliğimize yansır.

Bu konsept Vedik psikolojide “Triguna” kuramı olarak bilinir. Her besinde üç Guna bir arada bulunur ancak bunlardan biri, diğerlerinden daha baskındır. Gunalar, besinlerin yapısal karakteridir denebilir. Buna göre besinler yapıcı, uyarıcı ve durağan olmak üzere üç gruba ayrılır.

Binlerce yıllık gözlemlere dayanan bu kadim bilginin çağdaş bilimdeki karşılığı şöyle verilir: Yapıcı gösterge: Proton, Uyarıcı gösterge: Elektron ve Durağan indikatör: Nötron. Bu özellikler iyi ya da kötü olarak değerlendirilmez, sadece birbirlerini tamamlamak için farklıdırlar.

Yapıcı Besinler (Sattva): Taze, temiz, sindirimi kolay, organik meyve ve sebzeler, tam tahıllar, kuru yemişler, saf (eritilmiş) tereyağı, doğru miktarda ve fazla pişirilmemiş otlar, baharatlar vb.

Duygu ve düşünce üzerindeki etkileri: Açıklık, sakinlik, temizlik, esenlik, uyum, barış, denge, farkındalık, bilgi, zihin açıklığı vb.

Uyarıcı Besinler (Rajas): Keskin, acılı, ekşili, tuzlu, çok sıcak veya fazla miktarda kuru yiyecekler, tüm kızartmalar, soğan, sarımsak, fazla pişmiş yiyecekler, çay, kahve, asitli içecekler, enerji içeceği, çikolata, turşu vb.

Duygu ve düşünce üzerindeki etkileri: Tutku, bağlanma, çekici olma arzusu, yaratıcılık, heyecan, aşırı hareketlilik, kararsızlık vb.

Durgunluk Veren Besinler (Tamas): Et, balık, deniz canlıları, kümes hayvanları, alkol, uyuşturucular, bayat, çürük, işlenmiş gıdalar, olgunlaşmamış meyveler, mantarlar, iç organlar, gerginken hazırlanan yemekler vb.

Duygu ve düşünce üzerindeki etkileri: Bilgisizlik, öğrenmede uyuşukluk, enerjisizlik, öfke, kıskançlık, gerçeklikten kopukluk, “dünya bana borçlu” düşüncesi vb.

Gıdaların yapısal özellikleri ve etkileri, bireyin yaşam ve beslenme biçimine göre değişebilir. Bazı durumlarda düşünceler istikrarsız hale gelebilir ve üç Guna arasında dalgalanabilir. Sürdürülebilir bir düşünce ve ruh sağlığı için, gıdaların niteliklerini gözden geçirmeye başlayabiliriz.

halilocakli@yahoo.com

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanHalil Ocaklı
Takip et:
Bayburt'un Sisne köyünde doğdu (1964). Almanya'da gurbetçi bir çocuk olarak büyüdü ve burada Yunan-Roma tarihi okudu. California Berkeley Üniversitesi'nde Proto-Altayca ve Japonca ilişkileri üzerine çalıştı. Bu süreçte Japonya'da Kyushu Üniversitesi'nde bir sömestr geçirdi. Çalışma alanı: Diyakronik (Artsüremli) Proto-Dil Tipolojisi. Türkiye ve ABD'de profesyonel turist rehberliği ve çevirmenlik yaptı, 50'den fazla ülke gezdi. Rodos'ta otel işletmeciliği yaptı. Hindistan'da çeşitli eğitimler aldı. Rusya'da Tver Devlet Üniversitesi'nde çalışırken Olga ile evlendi. Kadim Vedanta felsefesine derin bir ilgi duyuyor. Aksiyon dolu 35 yılın ardından, şimdi Bergamo (İtalya) ve Antalya'nın sade sakinlerinden biri olmaya çalışıyor.
Önceki Makale Çatlak seslere kulak vermek
Sonraki Makale Liderlerin Soçi menüsü

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

ManşetSerbest Kürsü

Geleceğin inşasında kalıcı adımlar

Yıldırım Aktuğan
11 Mayıs 2025
EditörSerbest Kürsü

Bir zamanlar Bolivya

Alper Eliçin
11 Mayıs 2025
Serbest Kürsü

Avrupa, ABD ve Rusya’nın menüsünde mi?

Adil Gürkan
10 Mayıs 2025
EditörSerbest Kürsü

Türklüğe armağan Allahverdi Bağırov

Medya Günlüğü
10 Mayıs 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?