Ukrayna’daki askeri ihtilafın çözümüne yönelik son dönemde Rusya, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Ukrayna arasında çaprazlama olarak başlayıp devam eden müzakerelerin başarılı olması halinde; geniş Karadeniz bölgesindeki yüksek tansiyonun sona ermesi, en azından epey bir düşmesi ve devamında da Rus bankaları ve şirketlerine yönelik Batı yaptırımlarının peyderpey kaldırılması bekleniyor.
Bu şartlar gerçekleştiği takdirde küresel gıda pazarındaki durumun da ciddi ölçüde iyileşebileceğine dair bir beklenti havası egemen. Rusya’dan Türkiye’ye, Afrika ülkelerine ve Orta Doğu’ya buğday, mısır ve petrol sevkiyatının önceki miktarlarda tekrar başlamasının, sadece gıda sıkıntısını gidermekle kalmayacağı, ama aynı zamanda temel ürünlerdeki fiyatları da düşüreceğine kesin gözüyle bakılıyor.
Uluslararası gıda güvenliğini olumlu manada doğrudan etkilemesi öngörülen “Karadeniz Girişimi”nin yeniden başlatılması, Suudi Arabistan’da gerçekleşen Rusya – ABD görüşmelerinin temel konularından birisiydi. Daha edinilen ilk bilgilere göre, taraflar karşılıklı mutabakat sağlayarak Rusya’dan dünya pazarlarına tarım ürünleri ve gübre temininin tekrar sağlanması konusunda anlaşmaya varmıştı. Bunun gerçekleşebilmesi için de, öncelikle Moskova ve Washington’un Karadeniz’de deniz taşımacılığının güvenliği noktasındaki problemleri bir an evvel çözmesi, Rusya ile ticaret partnerleri arasındaki uluslararası finans ödemelerin yapılmasının önündeki engellerin kaldırılması ve de Rus bandıralı ticaret gemilerinin teknik bakımlarına ilişkin kısıtlamaların bertaraf edilmesi şart gözüküyor.
Rusya, bilhassa son on küsur yılda dünyanın en büyük buğday, mısır ve bitkisel yağ üreticilerinden birisi haline gelerek, gıda ihracatında yerküredeki ilk beş ülke arasına girdi. Ülkedeki tarımsal teknolojide gözlenen yüksek gelişme düzeyi ve kayda değer miktarlarda kaliteli ve ucuz gübreye erişim imkânlarının yaygınlaşması sayesinde son yıllarda Rusya’daki tarımsal sanayi şirketleri ve çiftçiler her yıl üretim hacimlerini yüksek bir ivme eşliğinde arttırabildiler ve şimdilerde her türden engelleme ve handikaplara karşın dünyanın onlarca ülkesine teslimat yapıyorlar. Rusya Federasyonu her şeyden önce; Türkiye, Afrika ülkeleri ve Orta Doğu bölgesi için hem gıda güvenliğinin hem de birçok gıda işleme tesisinin çalışabilmesi için hayati ehemmiyette olan tahıl ve yağın önemli bir tedarikçisi konumuna gelmiş durumda. Örneğin sadece 2022 yılında Türkiye pazarına yaklaşık 6 milyon ton Rus tahılı girerken, 2023 yılında bu rakam tam 1,5 kat artış göstermiş ve geçen yıl ise 7 milyon tonun üzerinde buğday ithalatı gerçekleşmiş. Bu sevkiyatlar Türkiye’ye salt gıda sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda un değirmenciliğinin gelişmesine ve un ihracatından ek gelir elde edilmesine de yarıyor.
Fiyat artışlarıyla kıtlık tehlikesi
Ukrayna topraklarında ve Karadeniz havzasındaki uzunca süredir devam eden askeri harekâtlardan dolayı, hem Ukraynalı çiftçilerin üretimindeki sert düşüş hem de ABD ve Avrupa Birliği (AB) tarafından Rusya Federasyonu’na uygulanan katı yaptırımlar nedeniyle küresel gıda piyasası üç senedir kronik bir krize girmişti. Silahlı çatışmaların sürdüğü bölgelere yakın ticari nakliyenin ve Rusya Federasyonu’nun güney limanlarından buğday, mısır ve petrol gibi ürünlerin ihracatının hatırı sayılır riskler taşımaya başlamasının yanı sıra, Rus bankalarının uluslararası ödeme sistemlerinden çıkartılması ve buna bağlı olarak ödeme/havale işlem maliyetlerinin artması da fiyat artışlarında fazlasıyla etkili oldu.
Bu arada Türk şirketleri açısından ise; karşılıklı mutabakatlarda yaşanan sıkıntılar maliyetleri ve iç pazardaki gıda fiyatlarını doğrudan yükseltti. Öte yandan benzer sorunlar, Rusya’nın geleneksel olarak en büyük tarım ürünleri ihracatçısı olduğu Afrika ve Orta Doğu’daki pek çok ülkede de ortaya çıktı. Yaptırım baskısıyla bir nevi yapay olarak yaratılan gıda krizi, dünyanın en yoksul ülkelerine gıda tedarikinde büyük çaplı sorunlara yol açarak devasa kıtlık risklerini beraberinde getirdi. Avrupa ve ABD’nin Rus gübresinin ihracatına ve ödemelerine getirdiği kısıtlamalar da tahıl fiyatlarını şişirirken, gerek Avrupa’daki gerekse de Afrika’daki gıda üreticilerini hızla resmen hayatta kalma mücadelesinin eşiğine getiriverdi.
Rusya, 2022 yılında Birleşmiş Milletler (BM) tarafından önerilen “Tahıl Girişimi” çerçevesinde Kiev’e fiilen kayda değer tavizler vermek yoluyla Ukrayna tahılının Karadeniz limanları üzerinden dünya pazarına ihraç edilmesine olanak tanımıştı. Ne var ki Vladimir Zelenski yönetiminin silah ve mühimmat tedarikinde doğrudan ticari gemileri kullanması nedeniyle anlaşma kısa süre içerisinde bozuldu ve bu durum onlarca ülkenin gıda piyasalarında süratle bir krize sebebiyet verdi. Ardından Rus makamlarının Afrika ülkelerine milyonlarca ton buğday, yağ ve gübre bağışlaması sayesinde ilgili bölgelerde kıtlık yaşanması ve milyonlarca insanın ölmesi güç bela önlenebildi.
Tüm bu yaşananların ve tecrübelerin ışığında, gezegenin geniş bölgelerinde gıda güvenliği için acil önlemler alınması gerekiyor. Yeni “Karadeniz Girişimi”, yüz milyonlarca insanın hayatı ve sağlığı açısından stratejik öneme haiz tahıl tedarikinin yeniden sağlanması ve buğday, mısır gibi tahıl ürünleri ve işlenmiş gıda mamullerinin fiyatlarının düşürülmesi sorunlarını çözebilecek gibi gözüküyor…
***
Medya Günlüğü sosyal medya hesapları: