Metin Gülbay
“Germiyan adının anlamı Farsçada ‘sıcak’ anlamına gelen germâ sözcüğünden, yine Farsçadaki çoğul üretme takısı -yân ile türetilmiştir. ‘Ilıcalar’ anlamına gelir.” (1)
“Germiyan aşiretinin menşei hakkında çeşitli görüşler vardır. Bu görüşler; Oğuzlar’ın Afşar boyuna mensup oldukları, Zeki Velidi Togan’a göre Harezm’den Moğol saldırıları yüzünden gelen Kıpçak-Kanglı kabilelerinden oldukları ya da Batılı araştırmacıların kişisel tahmin ve çıkarımlarına göre Türkmen ve Kürtlerin konfederasyonundan oluşan bir Beylik olduğu yönündedir.” (1)
Germiyanoğulları Beyliği’nin Kürt-Türkmen bir oluşuma sahip olduğu iddialarını öne süren tarihçiler olduğu gibi Türkmenlerden oluştuğunu ileri sürenler de vardır. (2)
Beyliğin kuruluş tarihi olarak 1278 yılı verilir. Ancak 1277 yılında Karamanoğlu Mehmed Bey’in Selçuklu şehzadesi diye iddia ettiği Gıyaseddin Siyavuş’un yakalanması için Selçuklulara yardım ettikleri bilinir. Bu da bu olay sırasında Kütahya, Afyon, Denizli yörelerinde ikamet ettikleri anlamına gelir. Yani Beyliğin kuruluş tarihi belki biraz daha erkendir. Unutmadan söyleyeyim, Germiyan Beyliği’nin merkezi Kütahya’dır. Siyavuş’un yakalanmasına yardım ettikleri için Selçuklular’ın Germiyanlılara Kütahya’yı tımar olarak verdiği de belirtilir. Bir iki yılın önemi yok tabii ki, bu tımar verilme olayı sonrasında Germiyanlılar bir beylik olarak hareket etmeye başlamış ve giderek güçlenmişlerdir.
Denizli, Menteşe, Aydın, Saruhan Beylerinin de bu dönemde Germiyanlılara bağlı (tābi) olarak hareket ettikleri gözlenir. Batı sınırları Menderes nehirlerini de içine alan Beyliğe, Uşak, Gediz, Kula, Tavşanlı, Alaşehir, Eşme, Afyon, Buldan, Sarıgöl, Dinar, Denizli, Honaz, Çivril, Banaz, Sarayköy, Simav, Emet yerleşim yerleri de bağlıydı.
Germiyanoğulları Beyliği’ni kuran Germiyanlıların Kütahya’ya gelmeden önce Malatya’da bulunduğu biliniyor. Moğollar’ın Anadolu’ya girmesiyle Türkmen aşiretleri batıya doğru kaçmaya başladı. 3 Temmuz 1243 günü Selçuklular’ın Kösedağ Savaşı’nda Moğollar’a yenilmesiyle batı sınırlarındaki Selçuklu Devleti’ne bağlı beylikler bağımsızlık yolunda adımlar atmaya başladı. Bu süreç Selçuklu Devleti’nin giderek dağılması ve yıkılmasıyla sonuçlandı. Tabii bu çok kısa bir sürede olmadı, Selçuklu Devleti’nin sona erişi 1308 yılındadır. 1233 yılında Moğollar’ın egemenliğini tanıyan ilk Selçuklu sultanı 1. Alaeddin Keykubad’dır. Bu da Selçuklular’ın bağımlı olarak 75 yıl yaşadıklarını gösteriyor. Osmanlı Beyliği’nin kuruluşunu 1299 yılı olarak veren tarihçilere pek itibar edilmemesi belki de bu nedenledir. Halil İnalcık Osmanlı Beyliği’nin kuruluşu tarihi olarak 1302 yılını verir. Çünkü bu tarihte, tam olarak 18 ile 27 Temmuz 1302 günleri arasında bugünkü Bursa, Yenişehir ilçesine bağlı Koyunhisar ya da eski adıyla Hamidiye köyünün bulunduğu ovada Bizans kuvvetlerini yenen Osmanlı güçleri kendilerini bir Beylik olarak ortaya çıkarmışlardı. Yeni adıyla Koyunhisar’ın Yunanca adının Bapheus olduğunu belirteyim. Selçuklu Devleti bağımlı da olsa henüz varken Osmanlı Beyliğinin devlet kurması söz konusu olamazdı. İnalcık kuruluş tarihini biraz daha ileri alarak mantıken kabul edilebilir duruma getirmek istemiş sanki.
Yakub bin Kerümiddin Ali Şīr
Germiyan Beyliği’nin kurucusu Yakub bin Kerümiddin Ali Şīr’dir. Yakub Bey döneminde en başarılı dönemini yaşayan Beylik sınırlarını doğuda Kırşehir’e kadar genişletmiştir. Yakub Bey Selçuklu’ya bağlı dönemde çok önemli bir unvan olan Emir-i Kebir unvanını taşıyordu. Büyük Komutan ya da Büyük Prens anlamına geliyor bu unvan. Yakub Bey komutanlarından Aydınoğlu Mehmed Bey’i 1305 yılında İzmir ve çevresinin fethiyle görevlendirdi. Bu görevi başarıyla yerine getiren Mehmed Bey daha sonra buralarda kendi Beyliğini kurdu. Bu da gösteriyor ki Aydınoğulları Devleti’ne dönüşecek olan Beyliğin kurucusu önceleri Germiyan Beyliği’nin bir komutanı idi. Buna daha sonra yine değineceğiz.
Yakub Bey’in 1340 yılında ölümüyle (böyle tahmin ediliyor) Beyliğin başına oğlu Mehmed Bey geçti. Mehmed Bey Çağsadan unvanıyla anılıyordu yani “savaşçı”. Ancak bu döneme ait bilinenler pek azdır. 1361 yılında ölen Mehmed Bey’den sonra oğlu Süleyman Şah Beyliğin başına geçti. Onun döneminde hem Osmanlılar birçok yeri alarak topraklarını genişletiyor, hem de güçlü bir Beylik olan Karamanoğlu Beyliği Germiyanlılar’ın güneydoğu sınırlarında bulunuyordu. İki güçlü Beylik arasında kendisini sıkışmış hisseden Süleyman Şah kızını Osmanlı hükümdarı 1.Murad’ın oğlu 1.Bayezid’e (Yıldırım) vererek Beyliğin güvenliğini sağlamaya çalışmış ve Devlet Şah Hatun adlı kızının çeyizi olarak Kütahya, Tavşanlı, Simav ve Eğrigöz kentlerini Osmanlılar’a bırakmıştı. Bu evlilikten sonra Kula’ya çekilen Süleyman Şah 1387 yılında ölmüştür. Oğlu 2.Yakub Bey Beyliğin başına geçmiştir.
1. Murad’ın Kosova Savaşı sonrasında öldürülmesi üzerine Germiyanlılar bunu fırsat bildi. 2. Yakub, “Karamanoğulları başta olmak üzere bazı toprakları Osmanlılar tarafından alınan Hamid, Saruhan ve Menteşe Beyliklerinin oluşturduğu ittifakı destekledi. Ayrıca bu durumdan istifade ederek babası tarafından kız kardeşinin çeyizi olarak verilen yerleri geri aldı ve Kütahya’yı ele geçirdi. Bu durum karşısında Yıldırım Bayezid, Rumeli’de sulh ve sükûnu sağlayıp Sırplarla da anlaşma yaptı. Daha sonra hemen Anadolu’ya geçen Bayezid, kısa zamanda kendi aleyhine gerçekleştirilen ittifakı dağıttı. Saruhan, Aydın ve Menteşe Beyliklerini işgal ettikten sonra Kütahya’ya yöneldi. 2. Yakup Bey bu durumdan endişeye düştüğü için Yıldırım Bayezid’i pek çok hediyeyle karşıladı. Ancak Osmanlı Padişahı, kayınbiraderine güvenmediği için yakalatarak, veziri Hisar Bey ile birlikte Rumeli’de İpsala kalesine hapsetti.” (1)
Bundan sonra Germiyan Beyliği’ne ait tüm topraklar Osmanlı Beyliği’ne katılmış oldu (1390). Ancak hikaye burada bitmedi. 1399 yılında İpsala’dan kaçan 2. Yakub deniz yolunu kullanarak Şam’a gitti ve Timur’a sığındı. 1402 yılındaki Ankara Savaşı’nda Timur tarafında yer aldı. Yıldırım Bayezid kumandasındaki Osmanlı Ordusu bu savaşta yenilince 2. Yakub Bey yeniden kendi Beyliğini kurma şansını yakaladı. Zaten Osmanlı yenilince onun egemenliğine giren topraklardaki diğer Beylikler de yeniden kuruldu. Timur’un Ankara Savaşı’ndan sonra Kütahya’ya gelerek bir ay kadar burada kaldığı biliniyor.
2. Yakub Bey’in macerası devam etti. Önce Karamanoğlu Mehmed Bey’i destekledi sonra kardeşleriyle taht mücadelesine giren Osmanlı şehzadelerinden Çelebi Mehmed’in tarafına geçti. Bu tavra kızan Karamanoğlu Mehmed Bey Kütahya üzerine yürüyerek orayı ele geçirdi. Yakub Beye yine yol göründü. Ancak bu arada Çelebi Mehmed de boş durmayıp Rumeli’de güvenliği sağlayıp yüzünü Anadolu’ya çevirmişti. Çelebi Mehmed karşısında herhalde kendisini güvende hissetmeyen Karamanoğlu Mehmed Bey işgal ettiği topraklardan geri çekildi. Zaten Karamanoğlu üzerine yürüyen Osmanlı kuvvetlerine tahıl ve araç gereç yardımında bulunan 2. Yakub’a bunun karşılığı olarak ülkesi geri verildi, O da Osmanlı egemenliğinde yaşamaya razı oldu. 2. Yakub oğlu olmaması ve yaşının da ilerlemesi nedeniyle topraklarını kendisi öldükten sonra 2. Murad’a (yani Osmanlı’ya) bırakmak istedi. Bir yıl sonra da yani 1429 yılının Ocak ayında öldü. Germiyan Beyliği diye bir beylik kalmadı. 150 yıl var olan Germiyan Beyliği böylece tarih sahnesinden çekildi.
1.Yakub döneminde Germiyan Beyliği’nin gücü
İlk Bey olan 1. Yakub Bey döneminde Germiyan Beyliği’nin en başarılı yıllarını yaşadığını yukarıda belirtmiştim. “Ticarete önem veren ve nakliyesinde Menderes nehrinden yararlanan Germiyanlılar bazı ihraç mallarını bu vasıta ile Ayasulug ve Balat yoluyla denizden ihraç ederlerdi. Yine bu devirde Bizans, her yıl Germiyan Beyine 100.000 dinar ve pek çok kıymetli eşyayı hediye olarak gönderiyordu…” (1) “‘Germiyan kumaşları’ olarak meşhur dokumalar çok kıymetli idi. Anadolu’nun her tarafında tanınan ve Bursa pazarlarında da bulunan Germiyan kumaşları Osmanlı sarayına giden hediyelik eşyalar arasında da yer alıyordu.”
Aşıkpaşazade Tevarih-i Āl-i Osman adlı yapıtında Denizli’de dokunan ve ak alemli denilen kumaştan hil’at yapıldığını belirtir. Sarıklık bezler de yine bu bölgede dokunuyordu. Joseph von Hammer ise I. Murad‘ın kullandığı beyaz sarık ile kırmızı kaftan ve cübbesinin Germiyan dokumalarından olduğunu belirtir. “Alaşehir’in kırmızı kumaşlarından da sancak yapılırdı. Germiyan askerlerinin elbiseleri mücevherli, kırmızı atlaslı ve buna benzeyen süslü elbiselerdendi.” (1)
Halil İnalcık Germiyan Beyliği’ni nasıl anlatır?
Germiyan Beyliği’ne bağlı Aydınoğulları Beyliği’nin “zenginlik ve yüksek kültürünün tanığı Ayasulug’taki (Selçuk) muhteşem İsa Bey (1348-1391) Camii’dir. O zaman Osmanlı ülkesinde böyle bir esere rastlamıyoruz.” (3)
Osmanlı Beyliği’nin ilk yıllarındaki kültür yaşamı Batı Anadolu’daki Türkmen Beyliklerinin yanında yok gibi bir şeydir.
” Germiyan Beyliği, 1. Yakub Bey zamanında (1300?-1340) Batı Anadolu’nun en güçlü devleti olup Beyliğin merkezi Kütahya, uçlarda en önemli kültür merkezi haline gelmişti. 1320’lerde Beyliği tasvir eden Arap kaynağı Masâlükul-Absar şu ayrıntıları verir: ‘Germiyan Beyi, ‘Türk padişahlarının en büyüğüdür. Tüm Türkler (uç Türk Beyleri) üzerinde egemendir. Beylik merkezi Kütahya büyük bir şehirdir… Dediklerine göre , Germiyan ilinde yüz şehir ve kale vardır. Askeri kırk bindir (başka rivayette atlı ve yaya 200 bin)… Kıyafetleri sırma işlemeli, kırmızı atlastandır… İstanbul sahibinden yılda yüz bin altın (hyperper-1 tanesi bir Venedik altını) harac alır. Beyin emrinde paşalar, kadılar, kâtipler, maiyeti (sarayı?), köleleri, hazinedarı, sarayında ahırları, mutfakları, padişahlık ziynet eşyası, şāhāne giysi ve döşemeleri vardır. Kütahya Germiyan sarayının büyüklüğü hakkında çok geç de olsa Evliyā Çelebi’nin tasviri bir fikir verir. Saray, 300 odalı, divanhāne ve hamamları, geniş bahçesi olan bir saraydı. (15.nolu dipnot)…
Uçların en uzağında Osmanlı, bu dönemde Germiyan’dan kültürce bir hayli aşağı görünmektedir. Yüksek İslam-İran kültürünü en yüksek düzeyde temsil eden Sivas Sultanı Kadı Burhāneddin, Osmanlı sultanı 1. Murad Hanı ‘sade-dil bir Moğol’ diye küçümser. 1. Murad’ı yakından tanımış olan Ahmedî onun için ‘cem’î ömrünü hasbenlillah gazāya sarf’ eden, kendini kerāmet sahibi sayan, ‘pak-ihlas, pak-itikād’ saf bir Bey olarak tasvir eder.” (4)
Yukarıda Germiyan Beyi Süleyman Şah’ın kızını Osmanlı sultanı Murad’ın oğlu Bayezid’e verdiğini söylemiştik. O zaman henüz 19 yaşında olan Bayezid “Germiyan Sarayı’na yerleşti ve herhalde o zaman musāhib şairlerin bazıları, Osmanlı Beyinin hizmetine girmişlerdir. Bursa ve Yenişehir’de yapılan görkemli düğün merasimi, o devirde çok önemli bir olay olarak vekayinamelere yansımıştır. Anadolu Beyleri, Mısır sultanının elçisi, ülkenin sancak beyleri düğüne değerli armağanlarla katıldı, gelini almaya giden Osmanlı heyeti başında Bursa kadısı Koca Efendi, emir-i ālem Aksungur Ağa ve çavuş-başı kapı halkından bin seçkin sipahiyle birkaç yüz hātun Kütahya sarayına geldi. Sarayda ziyafetler düzenlendi, armağanlar alınıp verildi. Saraya mensup Germiyanlı şairlerin, özellikle Ahmedī’nin, şimdi zengin ve güçlü patronlarına, Osmanlı’nın da bu yüksek kültür temsilcilerine ihtiyacı vardı. Kütahya sarayında ziyafetlere bakan çaşnigir-başı Paşacuk Ağa’yı Bayezid ‘kaynatasından dilek edüp koyuvermedi.'” (4)
Germiyan Beyliği uç beylikleri içinde ihtişamı ile göz kamaştırıcı idi. Osmanlı yönetici elitine saray kültürünü tanıtanların da başta Germiyanlılar olmak üzere uç beyleri olduğunu söylemek yanlış olmaz. Kütahyalıların atalarının epey uygar, entelektüel olduklarını unutmayalım lütfen! 🙂
Ben Metin Gülbay, herkese keyifli bir hafta sonu dilerim.
1- https://tr.wikipedia.org/wiki/Germiyano%C4%9Fullar%C4%B1_Beyli%C4%9Fi
2- (a) Carl F. Petry, 2008, The Cambridge History of Egypt, p. 527, Northwestern University, Illinois, 9780521068857, Germianoğulları: Anadolu’da bir Türkmen ve Kürt Beyliği
(b) Ducas, Harry J. Magoulias, Ducas, 1975 , Decline and fall of Byzantium to the Ottoman Turks, p. 265, Wayne State University Press, University of Virginia 0-8143-1540-2, 978-0-8143-1540-8, The Germiyan were probably Kurdish and Turkish half-breeds who came from east of Malatya.
(c) Peter Malcolm Holt, 1986, The Age of the Crusades: the Near East from the eleventh century to 1517, p. 176, Longman, University of Michigan, 0-582-49303-X, 9780582493032 The second of the eastern principalities, Germiyan, developed from a group, probably of mixed Kurdish and Turkish origin.
(d) Marios Philippides, Biblioteca apostolica vaticana – 1990, Byzantium, Europe, and the early Ottoman sultans, 1373-1513: an anonymous Greek chronicle of the seventeenth century, p. 6, A.D. Caratzas, University of Michigan, 0-89241-430-8, 978-0-89241-430-7, Near Byzantine borders in Phrygia, the emirate of Germiyan was formed by a mixed population of Turks and Kurds, who had come from east of Malatya.
(e) Carl F. Petry, 1998, The Cambridge History of Egypt, Vol. 1, p. 527, Cambridge University Press 0-521-63313-3, 978-0-521-63313-0, An Anatolian Turco-Kurdish dynasty, with its capital at Kutahya.
3-Halil İnalcık, Has-bağçede ‘ayş u tarab, Nedimler, Şairler, Mutrîbler, s.91; İş Bankası yayınları,
4- aynı yapıt, s. 93-94.