Pazartesi sabahı İgor yüzünde gülücüklerle geldi.
“İki sepet mantar topladım bu hafta sonu” dedi. “Çok bereketli bir yer keşfettim ormanda.”
İçerdeki odadan bunu duyan Yulia, koşarak geldi:
“Nereye gittin?” diye sordu.
İgor, hemen lafı çevirip, konuyu değiştirdi. Yulia, bunu anlayışla karşılayıp fazla üstelemedi.
Öyle ya, herkesin bildiği, gittiği bir yerde mantar bulmak sadece İgor için değil, Yulia için de mümkün olamazdı.
Bu, bir sır olarak saklanmalıydı… Tıpkı balıkçıların denizde balığın bereketli olduğunu keşfettikleri ve bunu bir meslek sırrı olarak sakladıkları “kerteriz” mekanları gibi…
***
Yağmurlu günlerin arkasından mantar toplama zamanı gelmiş, çatmıştı.
Hüzünlendim… Bu, bir bakıma yaza veda etme zamanının geldiğinin habercisiydi… Eee n’apalım, biz de böyle bir iklimde yaşıyoruz.
***
Ruslar için mantar toplama çok eski ve geleneksel bir adet. Slav topluluklarının çok eski zamanlardan beri, ziraata uygun olmayan ormanlık alanlarda yiyecek ihtiyaçları için başvurdukları yaygın bir faaliyet. Rusya’da 200’den fazla yenilebilir mantar çeşidi var.
Bunun meraklıları çok. Özel olarak, hafta içinde mantar toplamak için işyerinden izin alanlar bile var. Zira hafta sonlarında ormanları dolduran başka meraklılardan arda kalacak hatırı sayılan miktarda mantar bulmak kolay değil. Ve hatta sabahın erken saatlerinde yola koyulmak gerekir.
Mantar, onu ilk kim gördüyse onundur.
Ormanların içinden geçen yolların kenarında park etmiş arabalardan ormanın içinin mantar toplayanlarla dolu olduğunu anlarsınız.
Küçük bir grup halinde gitmenizde fayda var. Ancak gezintiye gitmiyorsunuz, el ele, kol kola yürümeyin; aranızda mesafe bırakarak, yayılarak yürüyün. Gördüğünüz her mantarın üzerine hep birlikte atlayacak haliniz yok herhalde.
***
İgor, “ Bütün mantarlar yenebilir; ancak bazılarını sadece bir defa yiyebilirsiniz” diyor ve gülmeye başlıyor.
Yulia, önce espriyi anlamıyor ve bakıyor; sonra o da gülmeye başlıyor.
Öncelikle mantar toplama deneyim gerektiren bir şey. Hevesle, bilmeden, tek başına yapılabilecek bir şey değil.
Bir kere cinslerini iyi bilmek gerekiyor. Fiyakasına aldanıp, en allı, pullu olanları toplayıp, bir de yerseniz zehirlenip, en kısa yoldan öbür dünyanın yoluna revan olursunuz.
Uzmanlar, “bilmediğiniz mantarı yemektense Rus ruleti oynayın, daha iyi,” diyorlar. “İnanın canlı kalmak için daha şanslısınız… Rus ruletinde ölme şansınız 6’da 1…Zehirli mantarda ise 6’da 5…” diye devam ediyorlar.
Yani kıssadan hisse: Bilmediğiniz, tanımadığınız mantarı yemeyin!
Özellikle, hani o resimli masal kitaplarında gördüğümüz kırmızı kocaman şapkalı, benekli mantarlardan güzelliklerine kanmadan uzak durmak lazım. Bunlar Rusların “muhamar” (Мухомор ) dediği zehirli mantar cinslerinden.
“Ne çelişki!…En güzelleri, en tehlikeli olanları,” diyor Serkan.
Bu sefer ben muhabbete giriyorum, “Kadınlar gibi” diyor ve gülüyorum.
Yulia, güzel ya, bunun basit bir şaka olduğunu bilmesine rağmen alınıyor, kızıyor.
***
Aslında mantar toplama işi, Ruslar için kışın tüketilecek yiyecek stoklama maksadını aşan bir eylem. Bunu bir tür avlanma ya da spor gibi düşünebiliriz.
Ruslar, buna “sessiz avlanma” anlamına gelen Tihaya Ahota (Тихая охота) diyorlar. Yani, bir nevi tüfeksiz, gürültüsüz avlanma… Çoluk çocuk, yaşlı genç herkesin yapabileceği; doğada, huzurlu, sessiz bir ortamda, temiz havada bir avlanma türü. Sağlıklı bir sportif faaliyet… Bu faaliyete katılan herkesin ruhu arınmış ve mutlu olarak döndüğünü söylemeye gerek yok. Her zaman eğlenceli ve heyecanlı bir deneyim…
Bu avlanma türü için öyle fazla teçhizata falan da gerek yok. Rahat hareket edebileceğiniz bir elbise, rahat bir ayakkabı mümkünse lastik çizme,… Yağmurluğu, şapkayı da ihmal etmeyin; vücudunuzda çok fazla açık bir yer bırakmayın, zira bu mevsimde ormanda yırtıcı hayvanlardan daha tehlikeli olanı keneler. Diğer gerekli malzemeler, topladığınız mantarları içine koyabileceğiniz sepet, plastik kova, torba; mantarların saplarını kesip, temizleyebileceğiniz bir bıçak; yön duygunuz zayıfsa pusula ya da varsa navigatörlü cep telefonu, v.s…
Her ne kadar tecrübeli Ruslar gülüp, burun kıvırsalar da her sene gazetelerde mantar toplarken ormanda yolunu kaybedenlerin haberlerini okuyoruz.
Bu yazıyı yazarken tepeme dikilen İgor, bu pusula ve navigatör önerisine gülüp, dalga geçiyor.
Ben de “Bu öneri tabii ki senin gibi ustalar için değil, İgor” diyor ve devam ediyorum.
***
Sabah erken saatte konu komşuya göstere göstere mantar toplamaya gidip de eli boş dönmek de var işin içinde. Avcının kaderinde bu var.
Evdekilere mahcup olmak istemeyenler için yol kenarlarında satılan mantarlardan almak mümkün. Tıpkı diğer bütün kısmetsiz avcıların, balıkçıların zaman zaman başvurduğu masum hileler gibi…
***
Igor, bir öğle yemeğine evdeki buzdolabının dondurucusuna doldurduğu mantarlardan yaptığı salatadan getirmeye söz verdi. İnşallah bu sözünü unutmaz.
mhyazici@yandex.ru