İlhan İlmenöz
Galatasaray’da son günlerde yaşanan gelişmelere bakacak olursa tam bir kaos ortamı hakim. Burak Elmas başkan seçildiği günden beri sular durulmuyor. Aslında çok uzun süredir Galatasaray’da bir bölünmüşlük, bir ayrışma, bir kutuplaşma var. Bence Ünal Aysal dönemi ile başlayan ayrışma giderek derinleşiyor.
Burada 21 Eylül tarihli “Galatasaray taraftarı bölünüyor mu?” başlıklı yazımda bu konulara biraz değinmiştim. (*)
Rakipleriyle girdiği seçim yarışını kazanarak başkan olan Burak Elmas’ın ilk icraatlarından biri de Fatih Terim’le anlaştığını açıklamak olmuştu. Hemen hemen herkes Başkan’ın hocayla uzun süre yol arkadaşlığı yapacağını ve yeni bir yapılanma içine gireceğini düşünüyordu. Ancak Avrupa’daki başarılara rağmen ligde alınan sonuçlar ve oynanan kötü futbol yolların ayrılmasına kadar uzandı. Sadece Fatih Terim’le yollar ayrılmadı, Florya çalışanlarının büyük bir bölümünün de işlerine son verildi. Şu an büyük bir değişim, dönüşüm yaşanıyor.
Aslında bu söylediğim, buzdağının görünen yüzü. Olay sadece skorlar ve oynanan futbolla ilgili değil. İşin içinde başka işler de var. Galatasaray camiası diğer kulüplere benzemez. Başkanıyla, üyesiyle, taraftarıyla çok farklı bir kulüptür. Bazen şampiyon olan hocasını da gönderir, bazen hocasız da şampiyon olur. Bazı kulüpler 20-25 yıl bir başkana tahammül ederken, Galatasaray camiası 3 yıl için seçilmiş başkanını anında göndermeyi bilir.
Burak Elmas başkanın Fatih Terim’in desteğini alarak seçime girdiğini herkes biliyor. Hatta kimilerine göre Başkan’a seçimi kazandıran da Fatih Terim’dir. Daha bir yılı bile dolmadan geldiğimiz nokta kimilerine göre şaşırtıcı olsa da benim için öyle olmadı. Yeni yönetimin kendi içinde yaşadığı fikir ayrılıkları ve istifalar, TFF ve hakemler konusundaki zafiyet ve tutarsızlıkları, Fatih Terim’le ayrılığın perde arkasında yaşananlar Galatasaray’da kaos ortamını derinleştirdi. Burak Elmas’ın işi artık gerçekten çok zor. Mayıs’ta yeni bir seçim kararı alınırsa kimse şaşırmasın.
Özellikle son olaylarda taraftar kesin olarak ikiye bölünmüş durumda. Aslında üçe bölündü desek daha doğru olur. Bir de bu iki grubun dışında kalan sessiz çoğunluk var ki onlar her iki gruptan da tepki görüyor. Bu aralar tarafsız olmak inanın çok zor. Çünkü objektif bir şekilde her iki tarafın doğrularını ve yanlışlarını söyledikleri için ne İsa’ya yaranabiliyorlar, ne de Musa’ya…
Şimdi gözler Fatih Terim’de…Burak Elmas’ın son basın toplantısı sonrası hocanın da ekranlara çıkıp olayları kendi penceresinden açıklayacağı, Burak Elmas ve bazı yönetim kurulu üyeleriyle arasında geçenleri anlatacağı konuşuluyor. Yani yorgan gitse de kavga bitmeyecek gibi görünüyor.
Yukarıda adı geçen yazımda bunların olacağını az çok tahmin etmiştim. Artık sosyal medya sonrası her şey çok değişti. Sosyal medya sayesinde başkan da olabilirsiniz, koltuğunuzu da kaybedebilirsiniz. Bu mecrada çok kısa sürede çok farklı algı operasyonları yapabilir, olmadık suçlamalar ve yönlendirmelerle kitleleri harekete geçirebilirsiniz. Şu an Galatasaray taraftarı arasında da benzer durumlar yaşanıyor. Ortalık savaş alanı gibi…
Bir yanda Fatih Terim’i savunanlar/karşı olanlar öte yanda Burak Elmas’ı yaptıklarından dolayı alkışlayanlar ya da yerin dibine geçirenler arasında büyük bir tartışma ve suçlama yarışı var. Bu olaylarda hiç suçu olmayan Domenec Torrent de nasibini alanlardan. Daha gelir gelmez kendini bu kaosun içinde bulan yeni hocanın işi gerçekten çok zor. Takımın durumu ortada ve zor bir fikstür onu bekliyor. Daha da önemlisi Fatih Terim’in gölgesi hep üzerinde olacak.
Galatasaray bu sıkıntılı süreçten nasıl çıkar? Burak Elmas yönetimi görev süresini tamamlar mı tamamlamaz mı onu bilemem ama söyleyebileceğim tek şey var o da şu;
Burak Elmas Galatasaray’ın seçilmiş başkanıdır, Fatih Terim, Torrent veya futbolcular da Galatasaray için ter döken, emek veren kişilerdir.
Kimseye yaptıklarından/yapamadıklarından dolayı küfür etme, hakaret etme hakkınız yoktur. İstediğiniz kişiyi eleştirebilirsiniz ama küfür edemezsiniz, etmemelisiniz. Başkan, hoca, futbolcular vs. tercihlerinden dolayı eleştirilebilir bu doğal ama ulu orta her yerde küfür edilmesini asla doğru bulmuyorum.
Ne yazık ki şu aralar Galatasaray’da herkes birbirinin Galatasaraylılığını sorgular durumda. Kaos durumlarında gördüğümüz Galatasaray ölçerlik hortlamış, kimsenin kimseye tahammülü yok. Kimse kimseyi dinlemiyor bile. Küfürler, tehditler, karşılıklı suçlamalar havada uçuyor. Herkes birbirini birilerinin adamı olmakla, yandaşlıkla suçluyor. Sular durulacak gibi değil.
Sonuç olarak benim gördüğüm, Galatasaray camiası ve taraftarı arasında yaşanan bölünme ve ayrışma her geçen gün derinleşiyor. Bu sürecin sonunda kim kazanır kim kaybeder bilemem ama temennim Galatasaray’ın kazanması.
(*) https://medyagunlugu.com/haber/galatasaray-taraftari-bolunuyor-mu-50090