13 C
İstanbul
1 Mayıs 24, Çarşamba
spot_img

Futbolda değişen ‘prens’

Mentor

Fenerbahçe çok iyi futbol oynuyor, Süper Lig’de bu tempoyu yakalayan ve yanına yaklaşan takım yok. Kötü oynadığında, sakatları çok ve  yorgun olduğunda bile gol sayısı düşmüyor. Bunun nedeni açık: Takımın tartışmasız bir lideri ve onun aile haline getirdiği bir takım var. Kimse sorumluluklarından kaytaramıyor, kötü oynasalar bile mücadele etmek zorundalar, bu bilinç onlara aşılanmış; sonuç, kötü oynasan bile kazanıyorsun.

Elbette kazanınca ülke büyük bir “ağlama duvarı”na dönüyor çünkü Fenerbahçe herkesin rakibi olan, herkese acı çektirmiş tek camia; Anadolu Efes’ten Vakıfbank’a kadar geniş bir “düşman” kitlesi var.

Aslında 15 Temmuz sonrası değişen dengeler futbola da yansıdı. Ondan önce ülkede hakim olan güç futbolda da sonucu belirliyordu ama 15 Temmuz sonrası değişen dengeler artık sisteme yeni bir prens kazandırdı. Aslında sistem aynı, sahada düdükle kollanan, saha dışında her türlü olanak sağlanan bir takım var ama isim değişti. Elbette kim ne, kim ne değil ayırana kadar süre geçti ama her geçen gün etkisi zayıfladı ve bugüne geldik.

Bu iki dönemim tek ortak noktası var: Sistemin üvey çocuğu Fenerbahçe pozisyonu hiç değişmedi. Artık yeni bir prens var ve eski prens olanlardan Fenerbahçe’yi sorumlu tutuyor. Aslında o da biliyor kimin sorumlu olduğunu ama bunu ifade edecek gücü yok; o da herkesin yaptığını yapıp Fenerbahçe üzerinden şansını denemek istiyorsa da nafile . Çünkü geçmişte olduğu gibi arkası sağlam değil ve Fenerbahçe bu işlerde oldukça deneyimli ve güçlü, onların tek başına mecazi anlamda çok temiz bir “dayak” yemesi mümkün.

Zaten bu sene çok yanlış bir şekilde 3 Temmuz’da atılan yaşlı yıldız zarını attılar ama o günün kahramanı yaşlı yıldızlar değil, Fenerbahçe’ye ve Cumhuriyet’e düşman Fetö’ydü.

Ankaragücü maçına gelirsek…

Ferdi’ye yapılan net penaltı verilmedi, Taylan Crespo’ya vurdu, atılmadı. İki çok net ofsayt pozisyonu ancak VAR uyarısı ile görülebildi. İrfan Can’ın pozisyonuna kart diyen körling (curling) oynama konusunu değerlendirmeli çünkü faul İrfan Can’a yapılıyor. İrfan Emre’den çok önce yükselip topa ulaşıyor, Emre’nin hamlesi ise topa değil İrfan Can’a,

Yani yakınması gereken bir takım varsa o da Fenerbahçe’dir… Hadi diyelim söyledikleri pozisyonlar gol oldu, 4 yiyince 5 atıyor bu takım. Bunların adetidir, yaptıkları yanlışları Fenerbahçe üzerinden saklarlar, son müşterisi olduğun emekli ikramiyesi olarak alınan yaşlı yıldızlar, sorunlu yıldız eskileri, sahada yürüyen bir takım ve çöpe giden milyonlarca euro, üstelik KAP’a göre en az bonservis bedelini Fenerbahçe ödüyor.

Kısacası; Fenerbahçe saha içinde çok güçlü, ona saha dışında vurmaya çalışıyorlar. Şuan da verilecek en büyük cevap taraftarın birlik olup Fenerbahçe’sine sahip çıkmasıdır. Başka hiçbir şeye gerek yok.

Medya Günlüğü

Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, dilediği konuda özgürce yazmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Medya Günlüğü
Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, dilediği konuda özgürce yazmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

İlginizi Çekebilir

4,757BeğenenlerBeğen
666TakipçilerTakip Et
11,281TakipçilerTakip Et

Popüler İçerikler