23 Nisan’ı, 19 Mayıs’ı, 30 Ağustos’u ve neredeyse 29 Ekim’i dahi gittikçe kutlanmaz bir hale getireceksin ama Osmanlı’yı, İstanbul’un fethini, Malazgirt’i abarttıkça abartacaksın…
İstanbul’un Kurtuluş Savaşı sonrası düşmandan kurtuluşu mu önemlidir, fethi mi?
Merak ettim; acaba İspanyollar, Portekizliler, İngilizler ve Amerika kıtasını işgal eden diğer ülkeler ve hatta ABD, “Amerika kıtalarını nasıl da fethettik diye” bayram yapmaktalar mı? ABD’de kutlanan Kolomb Günü, Güney Amerika’da gittikçe tepki alan ve bir anti Kolomb gününe, Kristof Kolomb’un protestosu ile heykellerinin yıkılmasına ve benzeri aktivist hareketlere dönüşmüş. Kuzeyde ABD yerlileri Kolomb Günü’nü, topraklarının ellerinden alınmasını, kölelik ve benzeri tepkilerle protesto etmekteymiş.
Fetih günü kutlamaları, kazanana zaferdir, kaybedenlere ise çeşitli acılar yaşatır.
II. Dünya Savaşı ile Almanya, kısa süre de olsa tüm Avrupa’yı işgalini kutlayabilir mi?
Ya Rusya, neredeyse 50 yıl süren Doğu Avrupa işgalini?
ABD, attığı atom bombasıyla Japonya’yı yıllarca egemenliği altına almasını veya en son Irak işgalini kutlar mı acaba?
Ya İngiltere’nin Hindistan hükümranlığı? Ya Avustralya yerlileri, pek mi memnun İngiliz fethine? Daha yeni özür dilemedi mi Avustralya ve Yeni Zelanda başkanları yerlilerden?
Yakın Çağ’a kadar, başka ülke topraklarının savaşlarla-fetihlerle kazanılmasına tüm dünya ülkelerinin, “Eh ne yapalım, hepimiz yaptık” diyerek, genel bir anlayış ve suskunluk ile karşılamaları ama 20. yüzyıldan itibaren bu tür toprak edinimlerine karşı tepki göstermeleri önemli bir tarihi gerçekliktir.
Ama hiçbir ülkede, “bakın biz tarihte nasıl da fetihler yaptık” diye kutlamalar yapılmamakta. Yapılan, bağımsızlık kutlamalarıdır ya da Kolomb Günü gibi başka adlar ve anlamlar altında yapılan kutlamalardır ama bu bile tepki çekmekte oraların yerli halkının gözünde.
Türkiye Cumhuriyeti’nin, Osmanlı geçmişiyle yapılan fetihleri bir bayram gibi kutlaması ama Kurtuluş Savaşı zaferlerini ve önemli Cumhuriyet günlerini gittikçe halkın gözünden düşürmeye çalışması büyük bir hatadır. Macaristan’ı işgalimizin bilmem kaçıncı yıl dönümü ile Viyana seferlerinin yıl dönümleri dahi, büyük bir umarsızlıkla kutlanmaya çalışılmakta.
Bu tür fetih günlerini abartarak kutlamayı sürdürenler, yenilen tarafların bugünkü uzantılarının fatura çıkarabileceğini iyice düşünmeliler. Fetihler kazanan için zafer ise, karşı taraf için zulüm, baskı ve hatta ucu soykırıma kadar giden iddialara neden olabilir… Haydi Mısır’ı fethimizin 400. yılını veya Tunus, Cezayir fetihlerimizi de kutlayın! İsterseniz Şam ve Bağdat vilayetlerini fethimizi de kutlayın! Arap kardeşlerimiz Osmanlı fethi ve yönetiminden pek mi memnunlardı acaba? Bu memnuniyetlerini I. Dünya Savaşı’nda İngilizlerle anlaşarak, bizi arkadan vurarak göstermediler mi?
Hatırlıyor musunuz, Taksim’de yeniden yapılan ve açılan Kültür–Opera-Tiyatro merkezi AKM’de geçen yıl 29 Mayıs haftasında FETİH Sergisi düzenlendi. Yani bir opera-kültür merkezi fuayesinde kılıç-kalkan-zırh-top eşliğinde düzenlenen dünyadaki tek sergi bu olsa gerek! Lüks oteller sahibi Kültür ve Turizm Bakanı’na tavsiyem, bu sergiyi otellerinin lobilerinde de sürdürmesi! Haydi bakalım görelim yiğitliğinizi!
Osmanlı’ya ve fethe pek bir sarılan hükümet, bunun 10 katı saygıyı İnönü, Sakarya, Dumlupınar’a ve elbette, tüm zaferlerin şahı 30 Ağustos’a göstermeli, devamında 100. yılında 9 Eylül İzmir’de ve 6 Ekim 1923 İstanbul’da tüm dünyaya en görkemli törenlerle sunulmalıdır.
Tüm dünya, bilmelidir ki Çanakkale’den itibaren Dumlupınar’a kadar, bu topraklarda yaşayan milyonlarca insan zulüm görmüştür! Dünyaya göstermemiz gereken budur!
Çünkü tüm dünya ve hele Avrupa, bizim ”fetihlerimizi” kendi tarih kitaplarında en eleştirel ve vahşi yorumlarla hâlâ yeni nesillere okutuyor ama onların gelip Anadolu’yu nasıl işgal ettiklerini nedense göz ardı ediyor! Türkiye’yi sadece tarih dersinden bilen 16 yaşında lisede okuyan bir Polonyalıya, Avusturyalıya, hatta Çek’e, Slovakyalıya vs. bir Türkiye deyin bakalım… İlk yorumları: ”Ama Türkler bizi kesmiş” olacaktır! İtalyanların “Mamma Li Turchi” (Anneciğim Türkler geliyor) lafı ise pelesenktir her Avrupalıda! AB halk oylamalarında Türkiye neden hâlâ çoğunlukla istenmeyen bir ülkedir?
Medeniyet fetihlerle değil, Yunus Emre, Mevlana ve Mimar Sinan gibi aydınlarla kurulur!
En şerefli savaş ise “Bağımsızlık Savaşı”dır ve en büyük zafer 30 Ağustos’tur!
Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük bayramı da bir tanedir ve 29 Ekim’dedir!
Bu topraklarda esir olmadan yaşamamızı sağlayan ulu önder Mustafa Kemal Atatürk ile tüm komuta kademesine ve her cephede savaşan dedemle birlikte tüm Kurtuluş Savaşı kahramanlarının aziz hatırasına saygı ve minnetle!..