Güzel insanlar birer birer aramızdan ayrılıyor. Ferhan Şensoy’u uzun uzun anlatmaya gerek yok. O oyunları, filmleri, kitapları ile gerçek bir sanatçı, zekâ örneği ve bir söz ustasıydı.
Ortaoyuncuları Kavuğu’nu Münir Özkul’dan devralan ve Rasim Öztekin’e devreden büyük usta Ferhan Şensoy, eserleri/oyunları ile Türk tiyatrosuna damga vurmuş ama bence hak ettiği değeri yeteri kadar görememiş bir sanatçıydı.
Onun çok bilinen oyunları, filmleri, dizileri içinde bana en değişik geleni “Varsayalım İsmail” adlı televizyon dizisidir.
Ferhan Şensoy’un TV için yaptığı bu dizi, o dönemde klasik Türk TV izleyici profilinin dizi anlayışına pek uymamasına rağmen değişik kesimlerden ilgi görmüştür. Usta oyuncunun kendine özgü mizah anlayışı ile dolu söz oyunları ve yarattığı dilin çok güzel bir örneğidir.
Dizi, “Varsayalım İsmail” adlı bir karakterin rüyalarında geçen düşsel olaylara dayanırdı. Dizi, küçük bir firmada çalışan tembel fakat akıllı bir adamın saftirik, salak vatandaşları kafaya alıp onlarla eğlenen, hayata farklı açılardan bakan düşsel bir kahramanı anlatırdı.
“Ben senin şuradan akrabanım, askerlik arkadaşınım, falanca abinin yakınıyım” vs. deyip bazen o insanların sırtından geçinmeyi seven “Varsayalım İsmail”, adeta tembelliğin felsefesini sevdiren ve tembelliği sempatik hale getiren bir dizi olmuştur. Sanal alemin henüz bilinmediği yıllarda düzenle dalga geçen sanal bir kahramandır o…
Günlük uğraşlardan, toplumsal kurallardan, yerleşik kalıplardan ve otoriteden hiç hoşlanmayan İsmail, teselliyi düşlerinde aramaktadır. Saatsiz maarifsiz bir İsmail takvimi dünyasında onunla hayal aleminde gezerken size merhabalardan bir demet sunardı.
Önce TRT’de daha sonra Show TV’de yayınlanan dizide, Ferhan Şensoy dışında, Bülent Kayabaş, Zühal Olcay, Derya Baykal, Rasim Öztekin, Baykal Kent, Tarık Pabuççuoğlu, Bican Günalan, Nurseli İdiz, demet Akbağ gibi oyuncular da rol almıştır.
Davlumbaz Bey, Kompresör Bey, Sektirmez Hanım, Tintintinimini Hanım, Leyla dizinin başlıca kahramanlarıydı.
Televizyonlarda oynatıldığı yıllarda eşi benzeri olmayan ve absürt komedi anlayışına uygun ögeler içeren bu dizi bence gerçek bir başyapıt olup, değeri çok fazla anlaşılamamıştır.
Ferhan Şensoy’un tarzını bilmeyen ve sevmeyenlerin çok fazla bir şey anlamayacağı ama sevenlerinin bayılacağı bir diziydi Varsayalım İsmail.
“Varsayalım varım, varsayalım yokum, mademki düşünüyorum, öyleyse varsayılabilirim.”
“Her ihtimale Kadıköy”
“Tesadüfün iğne deliği”
“Streslendim de duruldum”
“Ana kız endişe spekülasyonu”
“Merhabalardan bir demet”
“Nolmaz nolmaz”
“Memnun olduğumuza tanıştım”
“Pardon yani”
“Göz marifetiyle ısırmak” gibi replikleri ve ilginç bir mizah anlayışı olan diziden bir kesit;
Varsayalım İsmail-O kadın artık hiç mi gelmiyor tomi?
-Hangi kadın efendim?
Vİ-Hani benimle hep burada buluşan dünyalar güzeli bir hanım var ya tomi?
-Tomi değil efendim, komi!
Vİ-Bu konuyu daha önce tartıştık biliyorsun, ben 4-0 galip ayrıldım o tartışmadan, krem karamelleşme! tomisin, tomiliğinin kıymetini bil.
Bu tür dizilerin önemsendiği ve değer verildiği ülkelerde olsa belki halen revaçta olabilecek bir dizi ne yazık ki çok uzun ömürlü olmamıştır. Adeta tiyatronun sinemaya uyarlanmış hali diyebileceğimiz dizi, o güne kadar yapılmamış deneysel bir şovdu.
Günümüzde “Leyla ile Mecnun” ve “İşler Güçler” dizileri Ferhan Şensoy’un açtığı bu yolda ilerleyen dizilerden denilebilir.
Dizide geçen bir bölümle devam edelim;
-Piyango günler efendim, korkarım size çıktım. o talihli sizsiniz, kutlarım…
-Bana mı söylüyorsunuz?..
-Bu ev sizin ev değil mi?..
-Hayır, kiracıyım…
-Kim kiracı değil ki, o bağlamda sormadım; yani, sizin ikametgâh suretinde burası görünmüyor mu?
-Evet…
-Bu kapı, sizin kapı?
-Evet…
-Sap, kapının kendi sapı. Siz mi, siz değilsiniz ki; ben öyle konuşuyorum, maksat radyasyon olsun. pardon yani…
-Beyefendi, siz kimsiniz?
-Varsayalım İsmail, ne olacak, neye faydası var?” Pardon yani…
Büyük usta Ferhan Şensoy’un akıl süzgecinden geçmiş, zekâ düzeyi yüksek espri anlayışı ile dolu bu absürt komedi vasıtasıyla onu bir kez daha saygıyla anarken, gökyüzündeki yıldızlar ve dostları ile buluşması adına ruhu şad olsun diyorum.
Not: Bu yazı Ferhan Şensoy’un ikinci ölüm yıl dönümü nedeniyle yeniden yayınlanmıştır.