Perşembe, 12 Haz 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Serbest Kürsü

Felsefe neden İyonya’da başladı?

Halil Ocaklı
Son güncelleme: 15 Nisan 2025 07:07
Halil Ocaklı
Paylaş
Paylaş

Antik Yunan felsefesi Sokrates öncesi, Sokrates dönemi ve Sokrates sonrası olmak üzere temelde üç evreye ayrılır. Sokrates öncesi dönemde evreni, doğayı ve yaşamı anlamaya çalışan İyonyalı düşünürler, en azından Batı dünyasının ilk filozofları olarak kabul edilirler.

İyonyalı düşünürler çoğunlukla doğa olayları üzerinde kafa yoruyor, varlığın “arkhe” adı verilen sınırsız tek bir evrensel özden türediğine inanıyorlardı. Milet çıkışlı bu düşünceler, 7. yüzyıldan itibaren İyonya’dan ve Ege Adaları’ndan antik Yunan dünyasına yayıldı.

Batı’nın ilk felsefe okulu olarak kabul edilen Milet Okulu, Miletli düşünür Thales tarafından kurulur. Aristoteles, Thales’in ilk filozof sayılması nedeniyle düşünce tarihinde özel bir yeri olduğunu yazar. Bertrand Russell ise Thales’i Batı felsefesinin başlangıç ​​noktası olarak tanımlar.

Thales öğretisinde varlığın kaynağının su olduğu ve varlıkların yeniden suya dönüştüğü varsayımı vardır. Depremler, dünyanın su üzerinde bir disk biçiminde yüzdüğü düşüncesine bağlanır. Bugün bu argümanın yanlış olduğunu biliyoruz, ancak Thales’in doğa olaylarını doğaüstü güçlerle değil akılla açıklamaya çalışması, daha önce görülmemiş bir düşünce biçiminin gelişmesine yol açtı. Buna göre insanlığın “Mitos’tan Logos’a” yani bir hayal ürünü olan mitolojiden gerçeğe ve mantığa uzanan yolculuğu Miletli düşünürlerce başlatıldığı söylenebilir.

Peki, felsefe neden diğer kadim toplumlarda, örneğin Mısır, Babil, İran ya da Hint’te değil de İyonya’da başladı? İşte bunun 4 nedeni:

1) İyonyalılar kültürel etkileşime açık insanlardı. Deniz ticareti sayesinde geniş bir coğrafyayı tanıma şansını buluyorlardı. Yeni yerler tanıdıkça merakları artıyor, vizyonları genişliyordu. Gezip gördükleri yabancı yerlerden ticari ürünlerin yanı sıra bilgi taşıyorlardı. İyonyalıların Hindistan’a kadar gittiği biliniyor ama İyonya’ya gelmiş bir Hintli ya da Mısırlı olduğu bilgisine ben rastlamadım.  

2) İyonya’da düşünsel gelişimi kısıtlayabilecek merkezi bir otorite yerine, özgür kent-devletler vardı. Geniş bir demokrasi ve hoşgörü kültürü gelişmişti. Kozmopolit ve entelektüel ortam bireysel düşüncenin gelişimi ve dolayısıyla felsefenin doğuşu için elverişliydi. 

3) İyonya’da ilkim konforlu, toprak verimli ve yiyecek boldu. Yaşam sağlıklı, kaliteli ve barışçıldı. O dönemin koşullarına göre gönenç ekonomisi kuran İyonyalıların artı zamanı vardı. Emek gerektiren işlerde köleler çalışırken, sahipler hamamda şarap eşliğinde sosyalleşiyor, derin konularda sohbete dalıyor, felsefe yapıyorlardı.  

4) İyonya’da yaşamın merkezinde Orta Doğu toplumlarındaki gibi tanrılar değil, insan aklı bulunuyordu. İyonyalılar doğa olaylarını tanrılara dayandırmanın mantıksal bağlamına kuşkuyla bakıyor, gerektiğinde inançları sorgulamaktan çekinmiyorlardı. İnsanın pek çok soruya kendi aklıyla yanıt bulabileceğine inanıyorlardı.

M.Ö. 494’te Pers egemenliğine giren Milet, M.Ö. 334’te ise Büyük İskender’in askerleri tarafından yağmalandı. Zamanla Milet Limanı’nın denizle bağlantısı koptu, kent ticari önemini koruyamadı, Bizans döneminde tümüyle terk edildi.

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanHalil Ocaklı
Takip et:
Bayburt'un Sisne köyünde doğdu (1964). Almanya'da gurbetçi bir çocuk olarak büyüdü ve burada Yunan-Roma tarihi okudu. California Berkeley Üniversitesi'nde Proto-Altayca ve Japonca ilişkileri üzerine çalıştı. Bu süreçte Japonya'da Kyushu Üniversitesi'nde bir sömestr geçirdi. Çalışma alanı: Diyakronik (Artsüremli) Proto-Dil Tipolojisi. Türkiye ve ABD'de profesyonel turist rehberliği ve çevirmenlik yaptı, 50'den fazla ülke gezdi. Rodos'ta otel işletmeciliği yaptı. Hindistan'da çeşitli eğitimler aldı. Rusya'da Tver Devlet Üniversitesi'nde çalışırken Olga ile evlendi. Kadim Vedanta felsefesine derin bir ilgi duyuyor. Aksiyon dolu 35 yılın ardından, şimdi Bergamo (İtalya) ve Antalya'nın sade sakinlerinden biri olmaya çalışıyor.
Önceki Makale İbrahim Haskoloğlu tahliye edildi
Sonraki Makale Metin Cihan için yakalama kararı

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

Serbest Kürsü

Neler oluyor bize?..

Gürsel Demirok
10 Haziran 2025
Serbest Kürsü

Ekonomik büyüklük ölçü olabilir mi?

Yıldırım Aktuğan
10 Haziran 2025
Serbest Kürsü

“Suyun hafızası vardır unutmaz…”

Dr. Nil Gönce
9 Haziran 2025
Serbest Kürsü

Sadelikle direnen Başkan

Tijen Zeybek
8 Haziran 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?