Eskiden beri Türk basınının değişmeyen özelliği dış haberlere bir türlü ısınamaması, ilgi duymaması, önemsememesi ve savaş ya da deprem türü olağanüstü bir durum olmadıkça hep “üvey evlat” gözüyle bakmasıdır.
Bu, suçlamadan çok genel bir tespit.
Malum, gündemde Rusya-Ukrayna savaşı var.
Sabah yazarı Şebnem Bursalı da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son Ukrayna gezisine katılmış ve izlenimlerini gazetesinde dün (Cumartesi) paylaşmış.
“Savaşı bitirecek tek lider!” başlıklı yazıdan bir bölüm şöyle:
“… Savaşın izini en az taşıyan ama yükünü en çok çeken Liviv, dünya barışı için de tarihi bir zirveye ev sahipliği yaptı. 177 gündür Rusya’yla savaş halinde olan Ukrayna’nın doğusundaki bu güzel şehirde bulunduğumuz gün boyu ilk göze çarpan, şehirde bir savaş halinden çok uzak görüntü olduğu.”
Bu cümlede hemen dikkat çeken iki yanlış var:
Birincisi Liviv yanlış yazım, doğrusu Lviv olmalı. (Ruslar Lvov diyor.)
Belki söylendiği gibi yazmak istemiş diye bunun üzerinde durmayabiliriz.
Aslında tabii ki doğrusunun yazılması gerekiyor.
Ama ikinci ve daha önemli yanlış ise, “Ukrayna’nın doğusundaki bu güzel şehirde” ifadesi.
Lviv gerçekten de güzel olabilir ama Ukrayna’nın doğusunda değil, batısında.
Peki, Ukrayna’nın doğusunda mı, batısında mı olması çok mu önemli?
Evet önemli çünkü Ukrayna’nın doğu kesimleri Rusya’nın kontrolünde.
Erdoğan’ın Rusların elinde bulunan bir bölgeye gidip Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ve Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres ile görüşmesi zaten söz konusu bile olamazdı.
Dolayısıyla işin içinde bir de mantık hatası var.
Koca Türkiye’de tek bir Ukrayna uzmanının bile bulunduğu şüpheliyken elbette kimsenin bu ülkedeki şehirlerin yerini ezbere bilmesi beklenemez.
Ama bu hatayı yapmamak için açıp bir haritaya bakmak yeterli olurdu.
Neyse…
Belki de klavye sürçmesidir.
