Cuma, 8 Ağu 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Köşe Yazıları

Evlilik yeniden yazılıyor

Erdal Çolak
Son güncelleme: 10 Temmuz 2025 19:42
Erdal Çolak
Paylaş
Paylaş

Evlilik kavramı insanlık tarihinin en kadim kurumlarından biri olarak mağara duvarlarına kazınan ilk figürlerden günümüz şehirlerinde sade nikâh salonlarına kadar uzanan uzun ve dönüşümlü bir yolculuğa sahip.

Başlangıçta hayatta kalmak için oluşturulan ilkel ittifaklar, zamanla tarım toplumlarının mülkiyet ve soy devamlılığı üzerine kurulu evlilik anlayışına evrildi. Modern devletler devreye girdiğinde evlilik artık yalnızca toplumsal değil, aynı zamanda yasal bir sözleşme haline geldi. Ancak bugünün birey merkezli dünyasında evlilik yeniden tanımlanıyor; zorunluluk değil seçenek haline geliyor.

Günümüz gençliği artık evliliğe ‘olması gereken’ olarak değil, sorgulanması gereken bir karar olarak yaklaşıyor. Eskiden belirli bir yaşa gelinince evlenilirdi, şimdi ise önce neden evlenilmesi gerektiği sorgulanıyor. Evlenecek kadar güvenilecek birini bulmak zor, ilişkiler çoğu zaman maddi kaygılar ya da statü beklentileriyle şekilleniyor. Birçok insan, tek başına yaşamanın verdiği huzuru paylaşmaya değer bir neden bulamıyor. Çocuk sahibi olmak da artık otomatik bir hedef değil; kimi bilinçli olarak istemiyor, kimi bu sorumluluğun altına girmek istemiyor. Seçicilik artarken, beklentiler de yükseliyor ve “doğru insan” fikri gerçek olmaktan çok, ulaşılması güç bir mit halini alıyor.

Bir noktadan sonra fark ediliyor ki evlilik, bekar olunduğunda hiç yaşanmayacak türden dertleri beraberinde getiriyor. Elbette çok uyumlu ve mutlu çiftler var ama bu durum oldukça nadir. Kendi hayatında huzurlu olan biri, bu huzuru bozacak bir ilişkiye girmeye çekiniyor. Çünkü evlenmemek, sanılanın aksine yalnız kalmak anlamına gelmiyor. Aksine mutsuz evliliklerin içindeki yalnızlık, huzurlu bir bekar hayatın çok daha ötesinde bir yabancılaşma yaratabiliyor. Bekar olmayı tercih edenler, dostları ve sevdikleriyle gönüllerince yaşayıp gidiyor. Kimisi evliliğe mesafeli, kimisi doğru zamanı ya da doğru insanı bekliyor. Bazen ise toplumsal baskılar, aile beklentileri ve ekonomik gerçekler evlilik kararını erteliyor ya da tamamen devre dışı bırakıyor.

Bu bireysel sorgulamalar yalnızca kişisel deneyimlere değil, Avrupa’da yapılan araştırmalara da yansıyor. Danimarka’da 2007’de nikâhların %41’i kilisede kıyılırken bu oran 2024’te %29’a düştü. Resmi törenler artık açık ara önde. İrlanda’da Katolik düğünler son on yılda %59’dan %32.6’ya indi. İskoçya’da 2019 yılında ilk kez hümanist törenler Hristiyan törenleri geride bıraktı. Polonya gibi Katolikliğin güçlü olduğu bir ülkede bile dini nikâh oranı %65’ten %54’e geriledi. Fransa ve Almanya’da resmi nikâh yasal olarak zorunluyken, dini tören yalnızca sembolik anlam taşıyor. Nordik ülkelerde ise kiliseye aidiyet azalırken, doğa içinde yapılan sade törenler ve kişisel semboller yükselişte. Tüm bu veriler yalnızca sekülerleşmeyi değil, ritüel üretiminin daha yaratıcı, bireysel ve çoğulcu bir hal aldığını gösteriyor.

Türkiye, Endonezya, Tunus, Lübnan gibi ülkelerde gençler artık daha sade, gösterişten uzak törenleri tercih ediyor. Geleneksel kına geceleri, mehir pazarlıkları ya da kalabalık düğün alayları yerine, butik ve kişisel organizasyonlar öne çıkıyor.

Benzer bir durum Hindistan’da da gözlemleniyor. Dünyanın en kalabalık ikinci ülkesi olan Hindistan’da evlilik hâlâ kutsal bir toplumsal kurum olarak görülse de, özellikle şehirli gençler arasında geleneksel Hindu düğünleri yerine sade törenlere yönelme artıyor. Aile onayı önemini korusa da, bireysel tercihlerin ağırlığı belirgin biçimde hissediliyor. Bazı çiftler dini töreni tamamen atlayıp yalnızca resmi nikâhla yetiniyor.

Çin’de ise tek çocuk politikası sonrası ortaya çıkan bireyselleşmiş nesil, evlilik fikrine daha mesafeli yaklaşıyor. Kırsalda geleneksel ritüeller yaşatılmaya devam etse de, büyük şehirlerde gençler evlenmeyi erteliyor ya da evlenmeden birlikte yaşamayı tercih ediyor. Dini nikâh gibi bir kavramın çok fazla yeri olmasa da, geleneksel Çin düğün ritüelleri de sadeleşme eğiliminde.

Sosyologlara göre bu dönüşüm yalnızca düğün şekillerinde değil, toplumun evliliğe yüklediği anlamda da derin bir değişimi işaret ediyor. Toplumsal görevden çok kişisel bir anlatıya dönüşen evlilik, artık bireylerin duygusal ifadelerinin bir yansıması haline geliyor. Zygmunt Bauman’ın “akışkan modernite” kavramıyla özetlediği gibi, insanlar kalıcı kurumlardan uzaklaşıp geçici, esnek ve seçilebilir ilişkiler kuruyor. Evlilik de bu yeni bireysel zaman anlayışının bir parçası olarak şekilleniyor. Artık insanlar evlenmek zorunda oldukları için değil, istiyorlarsa ve istedikleri şekilde evleniyor. Bu özgürlük, bir yandan bireysel anlamı artırıyor ama diğer yandan ortak kültürel ritüellerin çözülmesine de yol açıyor.

Geleneksel nikâh törenleri azaldıkça bazı çiftler bu boşluğu yeni yollarla dolduruyor. Sahil kenarındaki sade törenler, doğada yapılan seküler ya da spiritüel ritüeller, arkadaş çevresinin şahitliğinde gerçekleşen duygusal söylevler evliliğe yeni biçimler kazandırıyor. Kimi çiftler için sade bir imza ve göz göze bir tebessüm yeterli. Törenler dönüşse de bağlanma arzusu hâlâ devam ediyor.

Esas soru şu: Ortak ritüellerin çözülmesi toplumsal bağları zayıflatır mı, yoksa yeni bir aidiyet biçiminin kapısını mı aralar?

Evlilik hâlâ varlığını sürdürüyor ama artık çok daha farklı bir biçimde. Kilise çanları daha az çalıyor olabilir ama kalpler hâlâ “evet” demeye devam ediyor. Bu “evet” artık sadece aşkın değil, özgürlüğün ve bireysel seçimin de bir ifadesi.

Kısacası filozofun dediği gibi hem kadın hem de erkek için geçerli olan şey ”Mutlaka evlenin. Eşiniz iyi çıkarsa mutlu, kötü çıkarsa filozof olursunuz…”

Fotoğraf: aile.gov.tr

İlgili yazılar:

Evliliğin kısa tarihi
‘Türk-Rus evlilikleri neden dağılıyor?’
Aşk hayaldir evlilik gerçek

***

Medya Günlüğü sosyal medya hesapları:

X

Bluesky

Facebook

Instagram

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanErdal Çolak
Takip et:
Gazeteci-yazar-akade​misyen. Konya’nın Cihanbeyli ilçesine bağlı Kuşça kasabasında 1975’te doğdu. İlk ve ortaöğretimini Konya’da tamamladı, 1996 yılında başladığı Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi’ndeki üniversite, daha sonra Danimarka Kraliyet Okulu’nda (İVA) Copenhagen (The Royal School of Library and Information Science) Kütüphanecilik bölümünde tamamladı. Kütüphanenin Kültüre Etkisi ve Bilginin Bilimselliği üzerine doktora yaptı. Danimarka The Union Press Associat​ion IPC yönetim kurulu üyesi, uluslararası basın yayın kartı sahibi. Kişisel gelişim alanında eğitimler aldı. Psikoterapi Eğitimi sertifikası, Yaşam Koçluğu ve NLP (Zihinsel ve Dilsel Programlama) konusunda diploma sahibi. ”Sonsuzluk İle Hiçlik Arasındaki İnsan” adlı deneme kitabı Dancaya, ”Yalnızlık Aşktır; Yalnızlık, Yokluğun, Hiçliğin Şiirleri” kitabı”. ”Loneliness Is Love” adıyla İngilizceye çevrildi. ”Yüreğim Sensizliğim”, ”Yalnızlık Aşktır”, ”Ben Sana Değil Kendime Geç Kalmışım” adlarında şiir kitapları var. Danimarka’da yaşamaktadır.
Önceki Makale Mehmet Şüküroğlu çiziyor
Sonraki Makale “Gölge filo” sabotajları

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

Köşe Yazıları

“Hayvanlaşamayan” insan

Erdal Çolak
6 Ağustos 2025
Köşe Yazıları

Her turist 1 kilo yemeği çöpe atıyor!

Refet Kayakıran
5 Ağustos 2025
Köşe Yazıları

Trump’ı çıldırtan “nano başkan”

Cenk Başlamış
5 Ağustos 2025
Köşe Yazıları

Stratejik ortaklığa dönüş mü?

Aydın Sezer
3 Ağustos 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?