Cumartesi, 28 Haz 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Serbest Kürsü

Endüstri mertliği bozdu

Halil Ocaklı
Son güncelleme: 26 Haziran 2024 01:00
Halil Ocaklı
Paylaş
Paylaş

Gezegendeki mevcut insan türünün atası olan Homo sapiens, yaklaşık 300 bin yıl önce ortaya çıktı.

O gün bugündür deprem, sel, kuraklık, yanardağ patlaması ve benzeri doğa olaylarından çok çekti. Bunların yanı sıra, savaşlar ve bulaşıcı hastalıklar can ve mal kaybına neden oldu. Homo sapiens, travmatik kitlesel yıkımlara hep direndi, hayatta kalmayı başardı.

İnsanoğlu taş çağı boyunca bitki ve meyveyle besleniyordu. Sert iklimlerde ya da bitki bulamadığında kuş yumurtası, bal ve salyangoz topluyordu. Girit’teki buluntular, salyangozu bir çubuk ucunda ateşte pişirip yediklerini anlatıyor.

Salyangoz: Salyalı (sümüklü) böcek. Salya sözü Yunancadır. Salyangoz, eski Yunanca sálioánkhos sözünden gelip, Romeyka (Karadeniz Rumcası) üzerinden Türkiye Türkçesine yerleşmiş gibi duruyor.

O çağlarda insanın en zor görevlerinden biri, yiyecek bulmak ve bulduğu yiyecekleri korumaktı. Öncü atalar açlıktan ölmemek için ölü hayvanların iliğini çıkarıp yiyordu. Ateşi kontrol etmeyi öğrendikten sonra tam bir avcı oldu, avının kaslarını da pişirip yedi. Hayvan sürülerini izleyerek, farklı bölgelere, kıtalara göç etti.

Yeni taş çağı başlarında bitkilerin çoğalmasını kontrol edebildiğini fark eden insan, tarlada kendi ekinini yetiştirmeyi başardı. Böylece elde ettiği artı ürünü korunaklı ambarlarda depolamaya başladı.

Depolarını yanında götüremeyen klanlar, göçebelikten yerleşik yaşam biçimine geçiş sağladı. Bundan böyle pratik ve sanatsal çalışmalarda yaratıcı üretim için zaman buluyordu. Yakınlarda bir yapı market bulamayınca, sahada kullanılan gereçleri de kendileri üretiyordu.

Süpermarket raflarını süsleyen endüstriyel yiyecek ve içecekler henüz yoktu. O zamanlar insanlar gerçek anlamda organik, ekolojik gıdayla besleniyordu. Çocukların bilincini kirleten reklamlar da yoktu. En önemlisi, yanıltıcı haberlerle dolu sosyal medya yoktu.

Yüz yıl önce bile dünya nüfusunun çoğu, kırsalda yaşayan, doğayı tanıyan, becerikli çiftçilerden oluşuyordu. Tarım Devrimi’nden bu yana işlerin çoğu, insan emeği ve hayvan gücüyle yürütülürdü. Mekanizasyon kısıtlıydı ama atalarımız çoğunlukla daha sağlıklı, daha sosyal ve daha mutluydu. Doğayla ve toplumla tam bütünleşik olarak yaşıyorlardı.

Endüstriyel üretim yöntemlerinin tarımda modellenmesi, gıda üretimi konseptini kökten değiştirdi. Tarım bir yaşam biçimi iken, dev bir sektöre dönüştü. Sanayi şirketlerinin tarım işine girmesi, her aşamada üretim süreçlerini hızlandırdı. Maksimum gelire odaklanmak, mertliği bozdu.

Genetik modifikasyon sayesinde gıdaların yapısı birçok yönden manipüle edildi, ediliyor. Laboratuvarda pek çok hibrit alt tür yaratıldı. Kanola yağı, modern zamanların türleştirme işlemleri açısından iyi bir örnektir.

Doğada kanola adını taşıyan bir bitki bulunmazken, 70’lerde kolza bitkisi tohumlarından yağ çıkarmak üzere melezleştirildi. Kanola adının birinci hecesi, ilk üretildiği yer olan Kanada’nın ilk hecesidir. İkinci hecesi ise Batı dillerinde yağ anlamını çağrıştırmakta.

Kan+Ola: Kanada Yağı.

Maliyeti çok düşük olan kanola yağı, başlangıçta makine yağı olarak kullanılıyordu. Zamanla yemeklik yağ haline getirildi, restoran ve otellerin muteber (!) mutfak yağlarından biri oluverdi.

Ne yazık ki, tarım modernleştikçe doğal çevre daha öngörülemez hale gelmekte. Üstelik hem yiyeceğimiz hem de sağlığımız kötüleşiyor. Şimdi, yiyeceklerimizi hiç tanımadığımız insanlar, nerede olduğunu bilmediğimiz fabrikalarda üretiyor. İçindekiler kısmında yazanları zaten anlamıyoruz.

Rengarenk paketler içindeki yiyeceklerin reklamını hep görüyoruz ama hiç patates, patlıcan, havuç reklamı görmeyiz. Nedenini merak ediyor musunuz?

Homo sapiens giriştiği her işte başarılı oldu ama hiçbir başarısı, insan sağlığında endüstriyel gıdanınki kadar kötü sonuçlara yol açmadı. Artan nüfusu doyurabilmek için, işlenmiş endüstriyel gıda üretimi kaçınılmaz olabilir.

Ancak asıl soru şu: Endüstriyel gıdalar bu kadar sağlıksız olmak zorunda mı?..

halilocakli@yahoo.com

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanHalil Ocaklı
Takip et:
Bayburt'un Sisne köyünde doğdu (1964). Almanya'da gurbetçi bir çocuk olarak büyüdü ve burada Yunan-Roma tarihi okudu. California Berkeley Üniversitesi'nde Proto-Altayca ve Japonca ilişkileri üzerine çalıştı. Bu süreçte Japonya'da Kyushu Üniversitesi'nde bir sömestr geçirdi. Çalışma alanı: Diyakronik (Artsüremli) Proto-Dil Tipolojisi. Türkiye ve ABD'de profesyonel turist rehberliği ve çevirmenlik yaptı, 50'den fazla ülke gezdi. Rodos'ta otel işletmeciliği yaptı. Hindistan'da çeşitli eğitimler aldı. Rusya'da Tver Devlet Üniversitesi'nde çalışırken Olga ile evlendi. Kadim Vedanta felsefesine derin bir ilgi duyuyor. Aksiyon dolu 35 yılın ardından, şimdi Bergamo (İtalya) ve Antalya'nın sade sakinlerinden biri olmaya çalışıyor.
Önceki Makale ‘Portakal’ vergisi…
Sonraki Makale Fidan aday olabilir mi?

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

ManşetSerbest Kürsü

Dini otorite her şeyi bilir mi?

Halil Ocaklı
28 Haziran 2025
ManşetSerbest Kürsü

İngilizce, Germence, Türkçe, Sahaca

Metin Gülbay
28 Haziran 2025
ManşetSerbest Kürsü

Katılım sağlama, katıl!

Adil Gürkan
28 Haziran 2025
*Serbest Kürsü

Uzman gözüyle “nükleer İran…”

Medya Günlüğü
28 Haziran 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?