Rusların Yakut adını verdiği Sahalar Kuzey Buz Denizi kıyısındaki ülkelerinde yaşar. Rusçadaki tam adı “Respublika Saha” olan cumhuriyet Rusya Federasyonu içinde yer alır yani federe bir cumhuriyettir.
Sahalar kendi ülkelerine Саха Өрөспүүбүлүкэтэ Saha Öröspüübülükete der. Çok soğuk bir coğrafyaya sahiptir, öyle ki yılın 9-10 ayı deniz buz tutar. Nüfusu 971* bin kadar olan Saha Cumhuriyetinde (2020 rakamı) Sahalar nüfusun yüzde 49,9’unu oluşturur. Rusların yüzde 37,8 ile ikinci sırayı aldığı ülkede Evenkler, Evenler, Ukraynalılar, Yukagirler, Çukçiler, Tatarlar (Tatar adındaki farklı Türk etnik yapılı halklar) ve daha birçok halk yaşar.
Türkiye’nin yaklaşık dört katı büyüklüğünde, üç milyon kilometrekareyi aşan topraklarda yaşayan Sahaların Orta Asya’dan kuzeye çıktıkları düşünülüyor. Bir teze göre 900 yıl önce başka tezlere göre ise 1000 ile 1200 yıl önce bugünkü yerlerine gittikleri düşünülüyor.
Bir başka görüşe ise Sahalar, 13. ve 14. yüzyıllarda Moğol kökenli Buryatların akınlarından sonra Sibirya’nın Baykal Gölü bölgesinden kuzeye göçen ve Türkçe konuşan insanların torunlarıdır.**
Issız bir coğrafyada kimse farkına varmadan yüzlerce yıl yaşamışlar. Rusların ülkelerini işgal etmesi üzerine dünya Sahalardan haberdar olmaya başlamış.
“Mevcut kültürlerden ve teknolojiden uzun süre uzak olması, Sahaların eski Türk dili, dini ve kültürünün birçok unsurunu saklamasını ve çağımıza kadar yaşatmasını sağlamış. Ana kitleden çok eski zamanlarda ayrıldığı için günümüz Saha lehçesinde ve folklorunda eski Türk dili ve folklorunun birçok özelliği ve örneği mevcuttur. Sözlü gelenek kültürü varlığını etkilerden uzak kalarak veya çok az etkilenerek günümüze kadar sürdürmüş.” (1)
“Rusların saldırısı 1617’de başlamış”, Sahalar “1682’ye kadar 65 yıl Ruslara karşı mücadele etmiş”. Bu mücadeleyi 1634’te Mamih, 1636’da Nümügü Kangalas, 1670’de Baltuga Timir ve 1681-1682 yıllarında ise Cennih adlı kahramanlar sürdürmüş.” (2) Çarlık döneminde bile Sahalar’ın Ruslara direnişi devam etmiş.
“Sahalar 1917’den itibaren Semen Novgorod’un Latin alfabesini kullanmışlar. Bu yıllardan sonra ilk defa Saha alfabesi yayımlanmıştır. Latin alfabesi 22 yıl kullanılmış, 1939 yılında mevcut otoritenin zorlamasıyla Rus alfabesi kullanılmaya başlanmıştır.” (3)
Mevcut otorite o yıllarda Stalin bildiğiniz gibi.
Şamanizm’i yaşatan Türk kavimleri
“Bugün, Türk halklarının çoğu İslam’a inanmaktadır. Onların eski dinini (yani Şamanizmi) ise bugüne kadar getirenler Sibirya’da yaşayan Türk halklarıdır: Sahalar, Altaylar, Hakaslar, Şorlar, Dolganlar, Tofalar, Tuvaların bir kısmı… Onlar haziranda günün en uzun olduğu zaman (21 Haziran), güneş batmadan önce, tabiatın en güzel olduğu sıcak zamanında ıhıax adlı resmi ve milli bayramlarını kutlar.
Bu bayramı Saha Cumhuriyeti’nin bütün halkı kutlar. Ihıax-bu Sahaların yeni yılı, kımızın ve beyaz güneşin bayramıdır. Buraya gelen insanlar, Saha eski dini, kültürü, Şamanizm ve duaları ile tanışırlar, ohuokay adlı dansı yaparlar, güreş ederler, kımız içerler, et yerler. Sabah erken (Yakutsk’ta saat 3’te) yeni güneşin çıkmasını selamlar, dua söylerler.” (4)
Gavriil Vasilyeviç
“Dil bilimcileri, Saha dilinin kelime hazinesi ve grameri ile eski Türk diline en yakın dil olduğunu söyler… Sibirya Türkleri (Sahalar, Şorlar, Hakaslar, Altaylar) çok uzakta olmaları nedeniyle başka dinlerle irtibatları olmamış, ata dinlerini yaşatmışlardır. Ancak Sibirya dışında diğer pek çok Türk halkı bu eski adetlerini unutmuşlardır…
Saha Şamanizm’ini öğretmeye üstün bir gayret sarf etmiş, meşhur bir Saha bilgini folklorcu, etnograf, tarihçi Gavriil Vasilyeviç Ksenofontov’dur (1888-1938).” Bir Saha olan Vasilyeviç “1920’li yıllarda Yakutistan’ın geniş yerlerinden, Kyarsnoyarskiy bölgesinden, Hakasya’dan, Batı Buryatistan’dan Şamanizm’le ilgili pek çok veri toplamış, ‘Elleyada’, ‘Uraanhay-Sakalar’, ‘Hrestes, Yamanizm ve Hıristiyanlık’ adlı vb. pek çok kitap ve ilmi makaleler yazmıştır.
Maalesef, Gavriil Vasilyeviç 1938 yılında asılsız suçlamalarla hapis cezasına çarptırılmış ve o yıl ölmüştür. Bu Saha bilgininin eserleri(nin basımı) 1957 yılına kadar yasaklanmıştır. Ancak son yıllarda Yakutistan ve Saha halkında yazara ve eserlerine karşı büyük bir ilgi görülmektedir. Sahaların eski dinleri olan Şamanizm’e büyük ilgi vardır.
Bu konuda birçok araştırmalar yapılmaya, okullarda, öğrenim kurumlarında Saha milli kültürü ve dininin detaylı bir şekilde ele alınmasına başlandı. Saha Devlet Üniversitesi’nde Saha dili, edebiyatı ve milli kültürünün öğretildiği özel bir fakülte açıldı. 1992’de G. V. Ksenofontov’un çalışmaları iki kitap halinde basıldı.” (5)
Yuriy Vasilyev ölüm tarihini 1938 olarak veriyor ama Muvaffak Duranlı “Gavriil Vasilyeviç Ksenofontov ve Onun Büyük Çalışması Elleyada’nın Geç Yayınlanmasının Nedenleri” başlıklı çalışmasında ölüm tarihini 1937 olarak verir. (6)
Olonho nedir?
Sahaların “halk edebiyatında geniş yer tutan kahramanlık destanına Olonho (o.long.kho okunur) denir.” (7)
Bu kısa tanım belki tam karşılamıyor ama yeterli. Ol kökünden türetilmiş olan olonho sözcüğü, olmuşların, olanların öyküsü demektir. “Er Sogotox”, “Ürüng Uğolan”, “Nurgun Boğotur”, “Abahtay Bergen”, “Kulun Kulustur” gibi olongholar en önemlileridir. Olonhoların uzunlukları binlerce hatta on binlerce mısradan oluşabilir.
İsterseniz Er Sogotox’un girişinden minik bir bölüme göz atalım bakalım Sahalar kahramanlarını nasıl anlatıyor.
“Dokuz kat göğün dokuzunu gelip indiğini mi, yoksa yer altını yarıp çıktığını mı bilmeyen Ereydeex-Buruydaax Er-Sogotox adlı bir yiğit yaşamıştır. (Bu kişi Sahaların atası olan kahramandır.M.G.)
Bu Er Sogotox’un görünüşü şöyledir: On büyük karış boyunda, dört karış eninde, beş karış omuzlu, üç karış belli, kalın meles ağacı gibi baldırlı, nehirdeki köknar gibi bacaklı, kurumuş kayın ağacı gibi sağlam bilekli, atın gemindeki dizginler kadar gözlü, kalça kemiği kadar iri burunlu, çok iyi isabet ettiren elli, yanılmayan baş parmaklı, şaşmaz işaret parmaklı, düzgün dudaklı ve dişlidir.” (8)
İlk cümleyi bir de “Saha tili” ile vereceğim izninizle. Bakalım bir şey anlayacak mısınız?
“Toğus da xallaan toxsuonnarın tobuluu tühen sir da annıttan cölö üünen taxsıbıtın bilimine Ereydeex-buruydaax Er-soğotox dien üöskeen üödüyen oloror ühü.”
Ben açıkça yalnızca toğus=dokuz ve er=kişi sözcüklerini anlayabildim.
Sahaların yaşayan en eski saf Türkçeyi konuştuğunu söyleyebilir miyiz? Tabii ki hayır. “Türkçenin değişik özelliklerini yapısında barındıran Saha lehçesinin kelime hazinesi büyük çoğunlukla Türkçe kelimelerden oluşmakla beraber, bu lehçede Moğolca, Tunguzca, Samoyetçe ve Rusça kelimeler de bulunmaktadır. Saha lehçesinin Türk dünyasını oluşturan diğer kavimlerce genel şekliyle anlaşılmamasının bir nedeni Sahaların çok eski tarihlerde ana kitleden ayrılması ve bunun neticesi olarak sözlerinin ses değişimlerine uğraması, başka nedeni ise diğer milletlere ait sözlerin, Saha lehçesine girmesiyle ilgilidir.” (9)
Atatürk’ün büyük özlemi
“Saha lehçesi hakkında en büyük çalışmayı Eduard Karloviç Pekarskiy gerçekleştirmiştir. Hazırladığı ‘Saha Dili Sözlüğü’ne toplam 25 bin kelime alınmıştır. Bu kelimelerin anlamları verilirken sözlü gelenekte yaşayan folklora ait pek çok unsura yer verilmiştir. Sözlük, 1907-1930 yılları arasında toplam 13 cilt olarak basılmıştır. Atatürk, Pekarskiy’in eserini inceledikten sonra eski Türk dilini, dinini, hayatını, kısacası kültürünü yansıtan bu eserin mutlaka Türkiye Türkçesine çevrilmesi gerektiğini belirtmiştir.” (10)
“Sözlük Atatürk’ün emriyle 18 kişiden oluşan özel bir komisyonca Rusçadan Türkiye Türkçesine çevrilmiştir. Sekiz ayda çevirisi yapılan sözlük, daktilo edilerek müsvedde halinde 1937 yılında Atatürk’e sunulmuştur. 5.275 sayfadan (12 cilt) ibaret olan bu sözlüğü Atatürk, ayrıntılarıyla incelemiş, bazı sözlerin altını çizmiş, işaretler koymuş, basılmasının gerektiğini belirtmiştir. Sözlüğün 1.cildi 1945 yılında Ebuziya Matbaası’nda basılmışsa da (658 sayfa), o günden sonra bu konu hakkında yeni bir gelişme olmamıştır. Bu sözlük, Anıtkabir Müzesi Atatürk ve Türk Devrimi Kütüphanesi’nde mevcuttur.” (11)
Hacettepe Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümünden Hasan Hayırsever “Yakut Dili Lügati’nin Yeni Yayını Üzerine” adlı çalışmasında başka bilgiler verir: “İlk olarak 1899- 1930 yılları arasında on üç fasikül olarak basılan ve daha sonra üç ciltte toplanan sözlük, 1929 sayfadan oluşmakta ve yirmi beş binden fazla sözcüğü içermektedir.”
Bu arada Türkolog Pekarskiy’nin (1858-1934) Minsk İlinde doğan Polonya asıllı yoksul bir ailenin çocuğu olduğunu belirtelim. 1881’de Yakutistan’a sürülmüştür. Pekarskiy Petersburg’ta ölmüştür. (M. Fatih Kirişçioğlu)
Sahaların ay adları
Saha Tili’ndeki ay adlarıyla bugün kullandığımız Türkçedeki ay adları aynı değil. Bizimki öykünme adlar. Sahalar mayıs ayıyla başlatır yılı, mayıs birinci aydır. O ayda Sahalar neyi yaşıyorsa aya da o adı vermişlerdir. Örneğin nisanda buzlar eriyorsa buzların eridiği ay derler nisana. Lafı fazla uzatmadan listeyi verelim.
“Ocak = tohsunnıy = dokuzuncu ay
Şubat = olunnıy = onuncu ay
Mart = kulun tutar = kulun tutar ayı = bir yaşını doldurmamış tayı anasından ayırma ayı
Nisan = tuus istar ıy = bus ustar ıy = buzların eridiği ay
Mayıs = lam ıya = pervoe maya-pervey maay = (bıraahınnık) birinci ay-yılbaşı
Haziran = ot ıya-bes ıy = otların yetiştiği zaman
Temmuz = atırcak ıya = çam ağacı ayı
Ağustos = tördünnü = dördüncü ay
Eylül = balaban ıya-besinni = beşinci ay
Ekim = altınnı = altıncı ay
Kasım = setinnıy = yedinci ay
Aralık = ahsınnı = sekizinci ay” 12
Saha tanrılarından örnekler
Sahalarda birçok tanrı vardır. Örneğin “Cılğa Xaan Toyon ve Tanxa Xaan Toyon. Kişinin doğmasından itibaren kaderine ve geleceğine hükmederler ve yazarlar. Cılğa Xaan Toyon daha kudretlidir.”13 sf.128
“İhegey İeyexsit, inek tanrısı, kuzeydoğuda bulunur.”13 sf.129
“İlbis Kııha ve Oholo Uola, savaş tanrılarıdır. Göğün karanlık güçleridir ama şeytan değillerdir. Kıskançlık, rekabet kendi kendini öldürmenin, acımasızlığın kökleridirler.”13 sf.129
“Kıday Baxsı, ustanın, demircinin tanrısıdır.”13 sf.129
“Kürüö Cöhögöy Toyon, atın ve tanrıların kanatlı atlarının tanrısıdır, güneydoğuda bulunur. Çok ürkütücü bir tanrıdır. Kızdığı zaman verdiği atları geri alması da mümkündür. İnsanlara ünlü atları, güçlü boğaları, cesur, gözü pek erkekleri vermesi mümkündür.”13 sf.129
“Odun Xaan ve Çınıs Xaan, dünyanın yönetilmesi için gerekli yasaları düzenlerler, büyük tanrılardır. Onların yasaları kesindir. Yazıcıları Uhun Curantaayı Suruksut’tur.”13 sf.128
“Sün Caahın, dünyayı ilahi ışık ile kirden, pislikten, şeytanın kötü işlerinden temizler. Çok kuvvetli, ürkütücü tanrıdır. Xotoy Ayıı ile beraber insanları savunur, onlar için intikam alır.”13 sf.128
“Uluu Suorun Toyon, güney göğünün hükümdarıdır. İnsana can verir. İyi tanrı da, şeytan da değildir. Şaman olacak insanları önceden bilir. Tanxa Xaan Toyon ve Cılğa Xaan Toyon ile şaman olacak kişiyi önceden tayin eder, şaman olarak büyümesini hükmeder. Kızdığı zaman dehşeti çok kötü olur.” 13 sf.129
“Xotoy Ayıı, iktidarın tanrısı, biraz güneydoğuda bulunur. İnsanları başka (kötü) soylardan korur ve savunur. İnsanlar için Sün Caahın ile intikam alır. Onun koruduğu insanlar kudretli, güçlü düşünceli, cesur enerjik olur.” (13) sf.129
Bu kadar yeterli sanırım. Çünkü daha ruhlar, yukarı dünya tanrıları, yukarı dünyanın şeytanları var. Türk kökenli halkların eski dinleri böyle çok tanrılı ve her bir tanrının bir işi var kendine göre. Öyle bir tek tanrıya her işi yüklememişler. Önemli olan şu ki Sahalar şu anda da yaşıyor ve çoğumuz hiç bilmesek de dünya onları bizden çok daha iyi tanıyor. Bu da milliyetçi damarları şaha kalkmış bir halk olsak da kendi tarihinden bile haberdar olmayan bir cahiller sürüsü görüntüsünden asla kurtulamayacağımız gerçeğini belki bir gün anlayıp araştırma incelemeye yönelmenin önemini gösteriyor.
metinglb@yahoo.com.tr
* https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1639840
** https://tr.wikipedia.org/wiki/Yakutlar
NOT: Yuriy Vasiliev Saha sözcüğü yerine sürekli Saka sözcüğünü kullanmış yazısında. Tümünü Saha olarak düzelttim. Çünkü Sakalar bilindiği gibi İranî bir halktır ve Sahalarla ilgileri yoktur.
1-Doç.Dr. Yuriy Vasiliev, Saha Halk Edebiyatı Örnekleri S.132
2-Nadir Devlet, Sibirya’daki Halkların Demografik ve Ekonomik Potansiyelleri, Sibirya Araştırmaları, S.38.
3-Doç.Dr. Yuriy Vasiliev, Saha Halk Edebiyatı Örnekleri S.132.
4-Doç.Dr.Yuriy Vasilyev, Saha Halk Edebiyatı Örnekleri, S.12.
5-Doç.Dr. Yuriy Vasiliev, Saha Halk Edebiyatı Örnekleri, S.143.
7-Doç.Dr. Yuriy Vasilyev, Cargıstay, Ali Abbas Çınar, Saha Halk Edebiyatı Örnekleri, S.149.
8-Yuriy Vasilyev, M. Fatih Kirişçioğlu, Gülsüm Killi, Saha Halk Edebiyatı Örnekleri, sf.13, 1996, TTK.
9-Doç.Dr. Yuriy Vasiliev, Saha Halk Edebiyatı Örnekleri S.132.
10-sf.132.
11-sf.137.
12-Meral Gölgeci, Sibirya Şivelerinde Aylar, Sibirya Araştırmaları.
13-Yuriy Vasilyev, Sahalarda Tanrılar ve Ruhlar, Saha Halk Edebiyatı Örnekleri.