Pazartesi, 22 Eyl 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Serbest Kürsü

Emek ihraç ediyoruz zekâ değil

Yıldırım Aktuğan
Son güncelleme: 15 Ağustos 2025 19:50
Yıldırım Aktuğan
Paylaş
Paylaş

Türkiye, son yıllarda ihracat rekorları kırıyor. 2023’te 255,8 milyar dolara ulaşan mal ihracatı, tarihî bir seviyeye ulaştı. Ancak bu başarı hikâyesinin içinde eksik kalan kritik bir soru var:

Peki, biz ne ihraç ediyoruz?

Ham madde mi?

İşlenmiş ürün mü?

Yoksa yüksek teknoloji mi?

Çok satıyoruz ama ucuz satıyoruz

TÜİK ve OECD verilerine göre, Türkiye’nin toplam ihracatında yüksek teknolojili ürünlerin payı yalnızca yüzde 3 civarında. Oysa bu oran Güney Kore’de yüzde 25, Almanya’da yüzde 15 düzeyinde.

Türkiye ihracatının en büyük kalemleri:

  • Otomotiv (montaj ağırlıklı)
  • Hazır giyim
  • Gıda ve tarım ürünleri
  • Demir-çelik gibi düşük katma değerli girdiler

Bir ton fındık yaklaşık 2.000–3.000 dolar ederken, aynı ağırlıktaki ileri teknoloji ürün (örneğin mikroçip) milyonlarca dolara alıcı bulabiliyor.

Bu nedenle:

Çok çalışıyoruz, çok üretiyoruz… ama az kazanıyoruz.

Katma değer akılla ölçülür

Katma değer, bir ürünün üretim sürecinde ham girdilere ne kadar bilgi, teknoloji, tasarım ve marka değeri eklendiğini gösterir.

Türkiye’nin ihracat profiline baktığımızda:

  • Yüksek teknoloji ihracatı: yüzde 3
  • Orta-düşük teknoloji: yüzde 40’ın üzerinde
  • Tarım, tekstil gibi emek-yoğun ürünler: Ana kalemler
  • Yabancı markalara fason üretim: Yaygın

Marka, AR-GE ve tasarım eksikliği

Türkiye’den çıkan ve dünya genelinde tanınan güçlü markaların sayısı oldukça sınırlı.
Bir ürünü pahalıya satabilmenin yolu ise sadece üretmekten değil, markalaştırmaktan geçiyor.

Ancak Türkiye’nin GSYH’ye oranla AR-GE harcaması yüzde 1,3 civarında.

OECD ortalaması ise yüzde 2,7.

Güney Kore’de bu oran yüzde 4’ü aşıyor.

Yani sadece üretmek yetmiyor; icat etmek, geliştirmek ve sahiplenmek gerekiyor.

İhracat miktar değil nitelik meselesidir

İhracatın sadece miktarı değil, kalitesi önemlidir.

100 ton tekstil ürünü, 1 ton ileri teknoloji medikal cihaz kadar döviz getirmiyor.

Dahası, teknoloji ve tasarım içeriği yüksek olan ürünler, küresel krizlerde bile rekabet gücünü koruyabiliyor.

Bir kilogram ihracat başına gelir (yaklaşık):

  • Türkiye: 1.3 dolar
  • Almanya: 4.5 dolar
  • Japonya: 3.8 dolar

Aradaki fark, bilgiye ve teknolojiye verilen değerle açıklanabilir.

Katma değeri yüksek ihracat için yapılması gerekenler net:

Eğitim sistemini teknoloji ve yeniliğe odaklı hâle getirmek

Üniversite–sanayi iş birliğini güçlendirmek

KOBİ’leri tasarım, AR-GE ve dijital dönüşümle desteklemek

Yerli markaları küresel pazarlara taşıyacak teşvik modelleri geliştirmek

Patent, tasarım ve lisans üretimini artırmak

Ne ihraç ediyoruz?

Evet, Türkiye ihracat yapıyor. Hatta çok yapıyor.

Ama asıl mesele ne ihraç ettiğimiz.

Sadece ürün mü?

Yoksa içinde bilgi, tasarım, marka ve teknoloji barındıran değer mi?

Ekonominin geleceği, bu soruya verilecek cevapta gizli.

Ve bu cevap, sadece ticaret politikasını değil, ülkenin kalkınma rotasını belirliyor.

Görsel: girisimhaber.com

***

Medya Günlüğü sosyal medya hesapları:

X

Bluesky

Facebook

Instagram

EtiketlendiEkonomi
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanYıldırım Aktuğan
Takip et:
1958 yılında İzmir’de doğan Yıldırım Aktuğan, 1982 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümünü tamamlamasının ardından iş hayatına 1984 yılında Başbakanlık Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı’nda başlamıştır. 1989 yılında Müsteşarlık bursu ile Boston Üniversitesinde Finans alanında yüksek lisans eğitimini tamamladıktan sonra Müsteşarlıkta çeşitli kademelerde yönetici olarak görev yapmıştır. Yurtdışında Şikago ve Tokyo’da ekonomi müşaviri olarak görev yapan Aktuğan, ayrıca Eti Bor A.Ş.de Yönetim Kurulu üyeliği ve Halk Bankası’nda Denetim Kurulu üyeliği görevlerinde bulunmuştur. Müsteşarlıktan ayrıldıktan sonra bir süre Çeşme Belediye Başkan Yardımcılığı ve Çeştur A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerini yapan Aktuğan halen Çeşme ilçesinde Kurumsal Yönetim Danışmanı olarak görev yapmaktadır.
Önceki Makale Bugünkü köşe yazıları
Sonraki Makale THY Rusya’da arada kaldı

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

ManşetSerbest Kürsü

İsrail solunun Gazze çıkmazı

Metin Duyar
22 Eylül 2025
ManşetSerbest Kürsü

Türkiye’nin kayıt dışı gerçeği

Yıldırım Aktuğan
22 Eylül 2025
EditörSerbest Kürsü

Aziz Nesin gerçekten mizah ustası mıydı?

Alper Eliçin
21 Eylül 2025
Serbest Kürsü

Gelecekte bireysel saygınlık karneniz olacak

Adil Gürkan
21 Eylül 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?