Sol ve solcu kavramı Fransız Devrimi sonrası özgürlükleri savunan kesimin başkanın solunda oturması nedeniyle ortaya çıkmıştır.
Politik olarak merkezine insanı alır. Irk, din, milliyet, cinsiyet gibi kavramlar sol tarafından dışlanır, bu kavramlara dayalı ayrımcılığı mücadele edilmesi gereken kavramlar olarak görür. Fırsat eşitliği ve adil paylaşım temel odağıdır ve insanlar sadece emeğini satarak yaşayanlar ile onu istismar edip zengin olanlar diye ikiye ayrılır ve sonucunda arzu edilen ise sadece bütün insanların insan olduğu, başka bir özelliklerinin onlara değer veya yetersizlik katmadığı bir ortam ve toplumdur.
Bugün sol dediğimizde anladığımız devrim, Marksizm, savaş gibi sözcükler kapitalizmin son derece saldırgan ve vahşi olduğu 19. yüzyılda ortaya çıkmıştır çünkü insanlar 24 saat çalışmakta, karşılığında karınları bile doymamakta, çoğu sefalet ve yoksulluk içinde yaşamını kaybetmektedir. O günün ortamını bir yasal soykırıma benzetebiliriz, yoksulluk nedeniyle hiçbir şeyi olmayan insanları biraz daha yaşamaları için toplama kampına mecbur etmek gibi.
Bu durumda çalışan kesimlere düşen aynı şekilde karşılık vermekti ve o günün yaşanan şartlarına tepki olarak devrim ve iktidarı zorla ele geçirme kavramı geniş kitlelerde karşılık buldu. Bunun kapitalizm için yıkıcı etkisi oldu kapitalizm bir anda kendini her şeyi kaybetmek üzere olduğu bir durumda buldu. Kapitalizm dinamik bir sistem sonunu gördüğü için paylaşımda kendi hissesinden vazgeçti ve işçiler daha iyi çalışma şartlarına geçtiler. Bunun sonucu olarak tüm dünyadaki şiddete dayalı sol hareketler 1970’li yılların sonunda marjinal hale geldi.
Kapitalizm gibi sol da gelişmeye devam ediyor, Althusser, Gramchi gibi post-Marksist düşünürler çıktı ve dogmatik yapıyı sert bir şekilde eleştirdi. Devrim ekonomik bir olaydan çok kültürel bir olaydı ve kapitalizmin en büyük üstünlüğü bu kurumları elinde tutup insanları ikna etmesiydi; öyleyse sol da bu kurumları ele geçirip insanları ikna etmeliydi.
Böylece devrim fikri zihinsel devrime dönüştü.
Ama bizim solumuz bir şeye dönüşemiyor.
Daha önce yazdığım gibi ne olduğu tartışmalı olan ülke solu, sol adına tam bir utanç kaynağı.
Şu anda solun yükselen yıldızı TİP, nasıl bir solsa artık etnik kökende siyaset yapan ve sadece Türk olduğu için insanları öldüren bir parti ile iş birliği yapıyor. Böyle bir sol yok.
Hoşgörüden uzak, uzlaşmaz, anlayış ve şefkat sahibi olmayan biri de solcu olamaz.
Oysa bakıyorsun, bizim solumuza tarikatların bizden olmayan kafirdir kafası ile aynı kafada adamlar, bıraksan ona benzemeyen herkesi bir çırpıda toplama kampına atarlar. Böyle bir sol yok.
Sol ben olmaktan biz olmaya geçiştir, günümüzde devrim ise kişisel olarak örnek olup insanlara işte böyle olmalıyız dedirtmekle ilgili bir kavramdır.
İnsanları sevmeyen, doğayı, hayvanları sevmeyen, kafasında kim olursa olsun öteki kavramı olan insanlar solcu olamaz. O yüzden bu ülkede solcu yoktur, sol görünümlü faşistler vardır.
Mesela ben kendimi solcu olacak yetkinlikte görmüyorum çünkü Fenerbahçe kurumsal kültürünün diğerlerinden daha ahlaklı ve dürüst olduğuna inanıyorum ama böyle düşünmek insanlar arasında insan olmak dışında bir kıstas koymaktır ve sol ile örtüşmez. Yani ben istesem de solcu olamam.
Kim olursa olsun, birisi için kafasında öteki kavramı olan kişi solcu olamaz.