Çarşamba, 14 May 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Günlük

Dış politikada 2024

Medya Günlüğü
Son güncelleme: 3 Ocak 2024 00:30
Medya Günlüğü
Paylaş
Paylaş

Türkiye’de dış politika gündemini yeni yılda en çok meşgul edecek konular, Ukrayna-Rusya ve İsrail-Hamas savaşlarının yarattığı siyasi ve jeostratejik belirsizlikler olacak.

İsrail’e en sert tepkiyi veren, başta ABD olmak üzere Batı’yı “katliamlara karşı sessiz kalmakla” suçlayan Türkiye açısından Gazze’de ateşkesin bir an önce sağlanması ve İsrail-Filistin sorunuyla ilgili olarak iki devletli çözüm yönünde adım atılması öncelikler arasında olacak.

Türkiye-Batı ilişkilerinin yönünü ise İsveç’in NATO üyeliğinin Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda onaylanması ve ABD’nin F-16 savaş uçaklarının satışı konusunda ne zaman adım atacağının belli olması belirleyecek.

Hamas’ın İsrail’de 7 Ekim 2023’te düzenlediği saldırılarda 1200’den fazla kişi hayatını kaybetti, 200’den fazla kişi de rehin alındı. Rehinelerden bazıları İsrail cezaevlerindeki bazı Filistinli tutsaklarla birlikte serbest bırakıldı. İsrail-Hamas savaşı ise 2023’ün diplomasi ve güvenlik gündeminin tamamen değişmesine neden oldu.

İsrail’in “Hamas’ı yok etme” amacıyla başlattığı askeri operasyon ve bunun küresel ve bölgesel yansımaları, Ukrayna’da Rusya’nın 24 Şubat 2022’de ülkeyi işgal girişimiyle başlayan savaşı da en azından 2023’ün son aylarında gölgede bıraktı.

İki savaşın 2024’te de Türkiye ve dünya diplomasisinin başlıca gündem maddesi olması öngörülüyor.

Yeni yılda şu başlıklarda yaşanacak gelişmeler yol gösterici olacak:

Filistin sorunu

Türkiye, İsrail-Hamas savaşının başlamasının ardından ilk birkaç gün taraflara itidal tavsiyesinde bulundu ancak İsrail’in saldırılarının yoğunlaşmasıyla birlikte Binyamin Netanyahu yönetimini çok sert dille eleştirmeye başladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’i “soykırımla” suçladı ve İsrail Başbakanı Netanyahu’yu, 2. Dünya Savaşı’nda yaklaşık 6 milyon Yahudinin ölümünden sorumlu olan Nazi Almanyası’nın lideri Adolf Hitler’e benzetti. Erdoğan’ın Hamas için “terörist değil siyasi bir örgüt” demesi, Batı tarafından sıkça eleştirildi.

Siyasi düzlemde bu söylemler gündemi oluştururken Türk diplomasisi, Gazze’de çatışmaların bir an önce son bulması, kalıcı ateşkes ve barışa giden yolun açılması için çalışmalarını sıklaştırdı. Mayıs seçimlerinin ardından göreve gelen yeni Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği ile ateşkes için yoğun diplomatik faaliyetlerde bulundu. Fidan, Türkiye’nin geliştirdiği “garantörlük” modelini, İsrail-Filistin sorununun taraflarına ve önde gelen uluslararası güçlere sundu.

Ayrıntıları henüz netleşmeyen modele göre Türkiye ve bölge ülkeleri Filistin’in, Batı’dan isteyen ülkeler de İsrail’in garantörü olacak. Bu ülkeler, tarafların üzerinde uzlaştıkları kalıcı barış antlaşmasının ihlal edilmeden uygulanması için etkin çaba harcayacak.

Ancak Türkiye’nin bu süreçte hem İsrail hem de Batı’yı karşısına alması ve sert söylemleri, olası bir barış sürecinde etkin bir arabulucu ya da kolaylaştırıcı olmasının önündeki engeller arasında görülüyor. Türkiye’de 31 Mart 2024’te yapılacak yerel seçimler öncesi özellikle iktidarın Gazze konusunu iç siyasette kullanma olasılığının, Türk diplomasisinin garantörlük ve diğer önerileri açısından işini güçlendirecek bir unsur olacağı kaydediliyor.

Ukrayna savaşı

Türk diplomatik kaynaklar, 2024 boyunca Ukrayna ile Rusya arasında süren savaşın seyrinde büyük bir değişiklik olmasını beklemiyor. Ukrayna’nın Batı’nın tüm desteğine rağmen çok az bir toprak parçasını geri alabildiğini, Rusya’nın da hem askeri hem ekonomik sorunlar nedeniyle istediği ivmeyi yaratamadığını öngören kaynaklar, ABD’de 5 Kasım 2024’te yapılacak başkanlık seçimlerine kadar sürecin bu şekilde devamını öngörüyor.

Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü savunan, Kiev yönetimine gelişmiş Bayraktar İHA’larını vererek destek sağlayan Ankara, Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy’nin Temmuz 2023’te gerçekleşen ziyareti sırasında başta savunma sanayi olmak üzere birçok alanda iş birliği kapılarını da açtı. Erdoğan, Türkiye’nin Ukrayna’nın olası NATO üyeliğine de destek verdiğini açıkladı.

Türkiye ile Ukrayna arasında gerçekleşen bu temaslardan 10 gün sonra Rusya, 2022’de Türkiye ve Birleşmiş Milletler’in inisiyatifiyle başlatılan tahıl koridoru girşimini uzatmayacağını ilan etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Fidan’ın tüm girişimlerine rağmen Kremlin kararından dönmedi ve Ankara’nın savaşın başlamasından bu yana elde ettiği en önemli diplomatik kazanımı sonlandırmış oldu.

Ankara-Moskova ilişkileri açısından 2023’te öne çıkan unsurların başında Türkiye’deki muhalefet partilerinin Rusya’nın Mayıs seçimlerine iktidar lehine müdahale ettiği iddiaları oldu. Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medyada düzenlenen bazı kampanyaların arkasında Rusya olduğunu öne sürdü. Rusya iddiaları reddetti.

İsveç’e onay

2023’ün son gelişmelerinden biri TBMM Dışişleri Komisyonu’nun İsveç’in NATO’ya katılım protokolünü onaylaması oldu. Sürecin tamamlanması ise 2024’e kaldı. TBMM’nin yeni yıl tatilinden 16 Ocak’ta dönmesi bekleniyor ancak protokolün Meclis Genel Kurulu’na ne zaman geleceği henüz bilinmiyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Joe Biden’ın 15 Aralık’ta gerçekleştirdikleri telefon konuşmasında, İsveç’in NATO üyeliğinin onaylanması ve ABD’nin Türkiye’ye 40 yeni F-16 savaş uçağı satması birlikte ele alınmıştı. Biden’ın F-16 satışı konusunda Beyaz Saray yönetiminin tam destek verdiğini, İsveç konusunda adım atılması durumunda bu yönde harekete geçileceğini Erdoğan’a ilettiği kaydediliyor.

2024’te İsveç ve F-16 satışı konularının Türkiye’nin ABD ve Batı ile ilişkilerinde önemli bir başlık olması öngörülüyor. 9-11 Temmuz günlerinde Washington’da kuruluşunun 75. yılını kutlayacak olan NATO açısından ittifak içinde birliğin ve dayanışmanın bozulmaması, Finlandiya’dan sonra İsveç’in de tam üye olarak katılımının sağlanması Rusya’ya verilecek önemli ve caydırıcı bir mesaj olarak görülüyor.

AB ilişkileri

2023’te Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkileri açısından en önemli gelişme, birliğin yürütme organı olan Avrupa Komisyonu’nun 29 Kasım’da açıkladığı “Borrell raporu” oldu. AB’nin dış politika ve güvenlikten sorumlu yüksek temsilcisi Josep Borrell’in açıkladığı rapor, Ankara-Brüksel ilişkilerinin geleceği için gümrük birliğinin güncellenmesi, vize kolaylığında önemli tavsiyeleri içermesi ve 2019’da alınan bazı yaptırımların ortadan kaldırılması açısından önem taşıyordu. Ancak rapor, AB Konseyi’nin 14-15 Aralık’taki liderler zirvesinin gündemine alınmadı. Zirve sonunda yayımlanan sonuç bildirisinde raporun ilerde bir konsey toplantısında ele alınacağı kaydedildi.

AB’nin Türkiye tartışmasını ileri bir tarihe ertelemesinin nedenleri arasında aynı zirvede AB bütçesi ile Ukrayna ve Moldova ile katılım müzakerelerinin başlatılması tartışmalarının ağırlık kazanması yer aldı. Bununla beraber Türkiye’nin İsveç’in NATO katılım onayını vermemesi, Rusya’ya uygulanan yaptırımların delinmemesi için daha etkin önlemler almaması ve Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik müzakere sürecine yeşil ışık yakmamış olması da AB liderlerini bu kararı almaya itti.

31 Mart 2024’te Türkiye’de yerel seçimlerin, 6-9 Haziran’da Avrupa Parlamentosu seçimlerinin yapılacak olması ve mevcut Avrupa Komisyonu’nun sonbaharda görevi bırakacak olması, Ankara-Brüksel ilişkilerinde 2024’te yaşanabilecek gelişmeleri sınırlandıracak etkenler olarak değerlendiriliyor.

Kavala davası

Türkiye’nin Avrupa ile ilişkilerinde son yıllarda öne çıkan diğer bir konu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) verdiği bazı kararların Türk yargısı tarafından uygulanmaması. Bunların başında 2017’den bu yana tutuklu olan iş insanı Osman Kavala’nın davası geliyor.

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Türkiye’nin AİHM kararını uygulamayıp Kavala’yı serbest bırakmaması nedeniyle 2022’de ihlal prosedürü başlatmış ancak 2023 seçimlerini gözeterek olası bir yaptırım kararını ertelemişti. Komite, Aralık ayında yaptığı son toplantı daçağrısını yinelemiş ve Mart ayındaki toplantıda konunun yeniden ele alınacağını kaydetmişti.

Türkiye’ye yaptırım konusunda Avrupa Konseyi’nin AB üyesi ülkeleri arasında görüş alışverişinin sürdüğü, nasıl bir karar alınacağının 2024’te belirleneceği belirtiliyor.

Depremle yumuşama

6 Şubat 2023’te meydana gelen ve 50 binden fazla kişinin hayatını kaybetmesine neden olan Kahramanmaraş merkezli depremler, Türkiye’nin özellikle sorunlu yakın ve uzak komşularıyla ilişkilerinde yaşanan normalleşme süreçlerini olumlu etkiledi. Yunanistan ve Mısır’dan Türkiye’ye yapılan yardımlar ve üst düzey ziyaretler, her iki ülkeyle yumuşama sürecine katkıda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, ülkelerindeki seçimleri kazandıktan sonra temaslarını artırdılar. Erdoğan’ın 7 Aralık’ta Atina ziyareti sırasında iyi komşuluk ve dostluk amaçlı Atina Bildirgesi’ne imza atan liderler, “tarihi” olarak nitelendirdikleri bu süreci bozmadan ilerletme kararlılığını dile getirdiler.
Mısır ile 7 Ekim’de başlayan İsrail-Hamas savaşı kapsamında daha da yakınlaşan Türkiye, 2024’te Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın olası Kahire ziyaretine de hazırlanıyor. Erdoğan, 2013’te askeri darbeyle göreve gelen Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi ile yıllarca hiçbir platformda bir araya gelmemiş, iki lider 2022 sonunda Katar’daki Dünya Kupası’nın açılış töreni sırasında görüşmüştü.

Bu gelişmelerin aksine Rusya’nın arabuluculuğunda başlatılan Türkiye-Suriye diyaloğunda bir ilerleme sağlanamadı. 2023’ün ilk 6 ayında taraflar arasında yapılan temaslarda, Şam yönetiminin Suriye topraklarındaki Türk askerlerinin çekilmesini ön koşul haline getirmesi, Türkiye’nin ise “terör tehdidi” nedeniyle bunu yapmayacağını açıklaması normalleşme sürecini engelledi.

Türkiye’nin Ermenistan ile normalleşme sürecinde de somut bir ilerleme olmadı. Türkiye, Ermenistan-Azerbaycan arasında kalıcı barış sağlandıktan sonra Erivan ile diplomatik ilişkileri tesis etmeyi planlıyor. Türkiye’nin ve uluslararası toplumun beklentisi, 2024’te Azerbaycan ve Ermenistan arasında barışı antlaşması imzalanması.

(BBC Türkçe)

EtiketlendiSeçilen
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
Önceki Makale Kendimce varoluşun formülü
Sonraki Makale Fatih Altaylı’ya hapis cezası

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

GünlükManşet

İstanbul’da kritik zirve

Medya Günlüğü
14 Mayıs 2025
GünlükManşet

Moskova ne istiyor?

Medya Günlüğü
14 Mayıs 2025
GünlükManşet

“En yoksul başkan” öldü

Medya Günlüğü
14 Mayıs 2025
GünlükManşet

Köşe yazılarından seçmeler

Medya Günlüğü
14 Mayıs 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?