Türkiye gibi ülkelerde sorunları halının altına süpürmenin aracıdır iç sorunlara hep bir dış düşman aramak.
Özellikle “Türkiye gibi ülkeler” dedim çünkü Moskova’da gazetecilik yaparken de aynı kolaycılığı, benzer hedef şaşırtmayı görmüştüm. Ülkeyi yönetenlere bakılırsa tüm dünya Rusya’ya karşıydı, onu yok etmeye çalışıyorlardı; çekilen sıkıntıların temel nedeni buydu, yoksa her şey güllük gülistanlıktı.
Türkiye’de de durum eskiden beri farklı değil: Kötü giden ne varsa sorumluluk üstlenmek yerine soyut bir dış düşmanı hedef göstermek işin en kolayı.
Elbette, Türkiye’ye de, Rusya’ya da düşman olan, gelişmesini, güçlenmesini istemeyen ülkeler var, nasıl ikisinin de düşman gördüğü ülkeler varsa.
Ama her sorunda bizim dışımızdakileri suçlamak, “Zaten bizi sevmiyorlar” diye sızlanmak hedef şaşırtmaktan, sorumluluk üstlenmekten kaçınmaktan, “Cambaza bak” oynamaktan başka bir şey değil.
Son deprem felaketinin dünyayı nasıl ayağa kaldırdığını, insanların Türkiye’ye yardım etmek için nasıl seferber olduğunu görüyoruz.
Ulusal yas ilan edenden deprem bölgesinde sahra hastanesi kurana, yardım ekibi gönderenden para toplayana, haberi duyar duymaz Türk bayraklı arabasına yüklediği yorganı yardım merkezine götürene, formasını açık arttırmayla satışa çıkarana, katedralde İstiklal Marşı çalana, Türkiye’deki arkadaşlarını mesaj yağmuruna tutana, o kadar çok örnek var ki…
Mesela bir Rus arkadaşımdan gelen mesaj:
“Haberleri seyrediyoruz ve ağlıyoruz. Kalplerimiz paramparça. Nasıl böyle bir felaket yaşandı…”
Elbette bu örneklerin bir kısmı sembolik.
Asıl önemlisi hiç gitmedikleri bir ülkede, hiç tanımadıkları insanların yaşadığı acıyı yüreklerinde paylaşan, gözyaşı döken, dua eden milyonlarca insan var, hiç tanımadığımız, hiç görmediğimiz ama bizim için üzülen insanlar.
Demek ki dünya bize o kadar da karşı değilmiş!
İlgili haber: https://medyagunlugu.com/yardim-gonderen-ulkeler/