Perşembe, 15 May 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Köşe Yazıları

Değişimin şifresi değişim

Erdal Çolak
Son güncelleme: 21 Haziran 2023 00:29
Erdal Çolak
Paylaş
Paylaş

İnsanın, hayatın değişim üzerine kurulu olduğu bilinciyle davranması gerekir.

Hepimiz için önemli olan, değişim zamanının geldiğini fark edip zaman kaybetmeden değişimi sindirip, kabul etmektir. Hiçlikten gelip hiçliğe dönecek olsa bile insan özünde değişimi, dönüşümü yaşamak zorundadır.

Her şeyin bir akış veya değişim içinde olduğu, her geçen gün değişimle farklılıkların arttığı bir çağda, farklı konular, sorunlar, yaklaşımlar, fikirler ve insanlar hayatımıza dahil oluyor. Kişisel olarak olumlu ya da olumsuz sonuçlar getiren değişim kendini toplumda da farklı şekillerde gösteriyor.

Toplumların konuştuğu diller, farklı inanç-ibadet şekilleri, örf, adet, gelenek, görenekler, yaşayış biçimleri, edebiyat, güzel sanatlarda hem kültürde hem de toplumun diğer alanlarında değişmelere neden olabilmektedir. İnsanların ilişkilerini değiştiren teknolojik dijital araçlar da toplumu etkiler. Dünyada yaşanan değişim, dönüşüm ve gelişmeler karşısında insan alışma ve uyum sorunu yaşıyor.

Doğayı gözlemlediğimizde, mevsimlerin dönüşümündeki düzene, canlıların doğum ve ölümlerindeki değişimlere bakarak hiçbir şeyin statik olmadığını, her şeyin değiştiğini, hareketli olduğunu, belli bir düzene göre değişim gösterdiğini görüyoruz. Sürekli değişen mevsimler, ilkbaharda yeşil renkli yapraklar, yazın sararan, sonbaharda dökülen sarı, kırmızı, turuncu yapraklar. Özünü koruyup belli bir dönem renk değiştiren yaprak değişim yaşadıktan sonra toprak oluyor.

İnsanlar değişir, bir olayın, kişinin ya da nesnenin insanın iç dünyasında oluşturduğu, uyandırdığı yankıyla duygular değişir. Herkes bir şekilde Heraklitos’un “Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir” sözüne öyle veya böyle atıfta bulunur. Daha ana rahminde iken değişimi yaşayan insanoğlu değişimi özünde, ruhunda, zihinde bilişsel olarak yaşar.

Kısacası sürekli bir değişim yaşayan insan doğar, gelişir, büyür, yaşlanmaya başlar ve ölür. Dikkat ederseniz bu süreçte değişimde belirleyici olan insanın kendisi değildir. İnsana etki eden fiziksel koşullar, psikolojik, sosyolojik, iç ve dış diğer birçok faktöre bağlı olarak değişim kendisini göstermektedir. Buradan anlıyoruz ki değişim, evrenin ve evren içindeki her şeyin zorunlu olarak uyduğu en temel bir yasa olarak karşımıza çıkar.

Herakleitos’un dediği gibi “Varlık hiçbir şeydir, oluş her şeydir.” Değişim varlığın oluş sebebidir. Değişim, bir nesnenin karşıtına dönüşmesi ya da daha temel bir açıklamayla, niteliğini yitiren nesnenin onun karşıtı bir nitelik kazanmasıdır. Yani daha önce canlı olana insanın ölümle sonuçlanan hayatın akışı içinde değişime uğraması, sürekli olarak karşıtına dönüşüp değişimin içinde oluyor.

Bu değişimin sebebi, birbirini takip eden, geri döndürülemeyen zamandır. Ayrıca zaman, değişimi düzenleyen ruhtur. Herkes, her şey değişimi yaşarken ve bunun sebebi zamanken ilginçtir ki zamanın kendisi asla değişmez.

Evrensel nitelikte olan değerler değişmediği halde biz sürekli aynı problemleri yaşıyoruz. Fakat şöyle bir gerçek var ki bizi biz yapan insani değerler kolay kolay değişmez. İnsanı ve insani değerleri etkileyen, değiştiren birtakım unsurlar bulunduğu gibi bu değişimi yavaşlatan, hızlandıran, etmenler de vardır. Evren var olduğu ilk günden beri insanların sahip olduğu değerler, özgürlük, eşitlik, kardeşlik, adalet, sevgi, saygı, hoşgörü, dostluk , dayanışma, inançlar, ilkeler, kişilikler, huylar, alışkanlıklar, davranışlar birtakım iç ve dış tesirlerle değişir. Ve bu değişim devam etmektedir. İnsan toplumsal bir varlık olduğu için her türlü dış etkenlerin etkisinden uzak bağımsız bir nitelikte değildir. Demek ki her şey öyle veya böyle değişimi olumlu ya da olumsuz bir şekilde hissetmektedir

Kişinin içinde olduğu mekanı veya şehri değiştirmesi, farklılaşması, bedensel ya da ruhsal dönüşümler yaşaması, alışkanlıkları, sahip olduğu şeylerin farklılaşması nesnel dünya ile alakalıdır. Hiçbir şey durağan değildir. Fiziksel, ruhsal, duygusal açılardan durmaksızın değişiyoruz. Bazen içsel bir devrimle yaşıyoruz, bazen de kontrolümüz dışında ya da hiç farkına bile varmadan nesnel dünyanın verdikleri değişiyor.

Burada altını çizmek gerekirse, Platon’un idealar alemi dediği soyut gözle görülemez, duyularımızla algılayamayız dediğimiz şeyler asla değişmez. Değişen her şey somuttur. Sevgi, mutluluk, aşk, üzüntü, neşe, keder, ruh, iyilik, kötülük, öfke, umut, hayal, barış, sıkıntı, evlilik, çocukluk, özlemek gibi soyut olan birçok şey değişime uğramaz. Demek ki değişim dediğimiz şey idealar dünyasında değil de nesnel dünyada geçerli bir kavramdır.

Değişme, evrenin parçalarından her birinin, birbirleriyle ilişkilerinde öncekine göre nicelik ve nitelikçe gözle görülebilir bir farklılığın oluşmasıdır. Değişme hem nitelik hem de nicelik bakımından iki türlü olabilir. Bahsettiğimiz iki tür değişme, nicelik değişmelerinin nitelik değişmelerine dönüşmesi şeklindeki aklı doğru ve yöntemli bir biçimde kullanma tarafından belirlenen bir ilişki içindedir.

Evrenin insanların, hayatın değişim üzerine kurulu olduğu bilinciyle davranması gerekir. Hepimiz için önemli olan, değişim zamanının geldiğini fark edip zaman kaybetmeden değişimi içimize sindirmek, kabul etmektir. Değişim, eğer doğru zamanda ve yerdeyse başarılı olur. Kişi içinde yaşadığı toplumdan ve bu bütün içinde ortaya çıkan farklılaşmalardan etkilenerek gelişir. Toplumun diğer bir gerçeği sürekli bir değişim süreci içinde olduğudur. Toplumun değişimini dilde, inançlarında, yasalarında, gelenek ve göreneklerinde, yaşayış biçiminde, edebiyatta, güzel sanatlarda görebiliriz. Kısaca toplumsal değerlerde olan değişmeler aslında kişinin, toplumun zihinsel, bilişsel dünyasında meydana gelen değişimlerdir. Değişim hayatın değişmez kuralıdır.

Biz istesek de istemesek de değişim sürekli ve kaçınılmazdır. Çünkü her şey olduğu gibi, hiçbir şey olduğu gibi kalmaz. “Değiştim” demek kolaydır, bunu unutmamak gerekiyor, her değişim bir gelişim değil ama her gelişim bir değişimdir.

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanErdal Çolak
Takip et:
Gazeteci-yazar-akade​misyen. Konya’nın Cihanbeyli ilçesine bağlı Kuşça kasabasında 1975’te doğdu. İlk ve ortaöğretimini Konya’da tamamladı, 1996 yılında başladığı Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi’ndeki üniversite, daha sonra Danimarka Kraliyet Okulu’nda (İVA) Copenhagen (The Royal School of Library and Information Science) Kütüphanecilik bölümünde tamamladı. Kütüphanenin Kültüre Etkisi ve Bilginin Bilimselliği üzerine doktora yaptı. Danimarka The Union Press Associat​ion IPC yönetim kurulu üyesi, uluslararası basın yayın kartı sahibi. Kişisel gelişim alanında eğitimler aldı. Psikoterapi Eğitimi sertifikası, Yaşam Koçluğu ve NLP (Zihinsel ve Dilsel Programlama) konusunda diploma sahibi. ”Sonsuzluk İle Hiçlik Arasındaki İnsan” adlı deneme kitabı Dancaya, ”Yalnızlık Aşktır; Yalnızlık, Yokluğun, Hiçliğin Şiirleri” kitabı”. ”Loneliness Is Love” adıyla İngilizceye çevrildi. ”Yüreğim Sensizliğim”, ”Yalnızlık Aşktır”, ”Ben Sana Değil Kendime Geç Kalmışım” adlarında şiir kitapları var. Danimarka’da yaşamaktadır.
Önceki Makale Bir mutluluk formülü
Sonraki Makale İran gibi olur muyuz?

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

*Köşe Yazıları

Birand’ın başını ağrıtan röportaj

Cenk Başlamış
15 Mayıs 2025
Köşe Yazıları

Kaderimiz Devlet Bahçeli’nin iki dudağının arasında…

Aydın Sezer
14 Mayıs 2025
EditörKöşe Yazıları

Değişimin kalbinde insan

Erdal Çolak
14 Mayıs 2025
Köşe Yazıları

Paşinyan’a muhalefet artıyor

Okay Deprem
12 Mayıs 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?