14.1 C
İstanbul
3 Mayıs 24, Cuma
spot_img

Cumhuriyet’in Fenerbahçesi

Çoğumuzun bildiği gibi 12 Eylül 1980 darbesi sonrası toplum tamamen farklı bir yola girdi.

Bazılarına göre yükselen ve sola yakınlaşan muhalefeti bastırmak için, bazılarına göre ise “yeşil kuşak” projesinin bir parçası olarak siyasallaştırılan din toplumda giderek daha baskın ideoloji haline geldi. Solla birlikte ülkenin milliyetçi kesimi de hedef oldu, 12 Eylül sonrası onlar da ideolojik olarak giderek farklılaştı. Bir kısmı giderek daha fazla muhafazakâr oldu ve ülkede hem sola karşı hem de salt milliyetçilere karşı ulus bilincinden daha çok ümmet bilincine sahip güçlü bir toplumsal kesim oluşturuldu. Bugün toplum olarak bunun sonuçlarını yaşıyoruz.

Elbette futbol da bunun bir parçasıydı, gelişmelerin dışında kalamazdı. Fenerbahçe gelişimi Cumhuriyet’le birlikte yaşamış ve onun kültürü ile özdeşleşmiş bir kulüp. Böyle olduğu için de her zaman devletle yakın ilişkileri olmuş ve devleti en değerli varlık olarak gören milliyetçi kesim ile de hep yakın durmuştur. Sizin hangi düşüncede olduğunuzun önemi yok, eğer Fenerbahçe’nin bir ideolojisi varsa o milliyetçiliktir.

1980 sonrası giderek artan ölçüde Cumhuriyet’ten verilen tavizler futbolda da Fenerbahçe’ye saldırılar olarak kendini gösterdi. Devletin yanında yer aldığını ve en temel ideolojisinin devlete sahip çıkmak olduğunu her fırsatta ifade eden Fenerbahçe giderek ötekileştirildi ve 2000’li yıllarda Fetö’nün devlette güçlenmesi sonucu Fenerbahçe artık devletin rakibi haline sokuldu. Sonrasında da bildiğimiz gibi 3 Temmuz 2011’de Cumhuriyet ve devlet düşmanı Fetö Fenerbahçe’ye devletin bütün olanakları ile saldırdı.

Ve futbolda da bazıları Fetö’ye yancılık yaparak bilinçli veya bilinçsiz bu durumdan faydalandılar.

Vicdanı olan, belli ölçülerde insani değerlere sahip, azıcık kitap okumuş bir insansanız olanlardan utanmamanız mümkün değil. Eğer utanmıyorsanız, insanların bunun parçası olduğunuzu düşünmelerine de kızmamalısınız. Düşünün Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı bir örgüt tarafından pusuya düşürülmüş Fenerbahçe, başkanı ve yöneticileri zindanda esir, yetmemiş devlet tüm kurumları ile saldırıyor, bu da yetmemiş gibi Fetö’nün polisi çoluk çocuk 52 bin insanı bir karışıklık çıksın, insanlar ezilsin ölsün diye gaza boğmuş, el kadar bebeler canını zor kurtarmış ve sen bu durumla övünüyorsun. Kimse “ben bunun parçası değilim” dediğinde sana inanmaz.

Dahası var, Fenerbahçe bizzat devlet tarafından saldırıya uğramış, güçsüzleştirilmiş, bu da yetmemiş hedef haline getirilmiş ve futbolda düşman olarak ilan edilerek önüne set çekilmiş, sen de bundan faydalanmışsın. Devletin bizzat operasyon yaparak zayıf düşürdüğü ve rekabet ortamını bozduğu bir ortamda kimse adil rekabet ortamı ve hak edilmiş şampiyonluklardan bahsedemez, o şampiyonluklar atanmış şampiyonluklardır ve saygınlığı da o kadar olur. Elbette günü gelir o şampiyonlukların da gerçek sahibi konuşulur.

Fenerbahçe’nin tarikatlar ve aşırı muhafazakârlar arasında fazla taraftarı yoktur, genelde taraftarı milliyetçiler, şehirli küçük burjuva ve beyaz yakalılardır, şimdi bunun bedelini ödüyor. “Bedel” derken önü kapatılıyor ama tarih her zaman hükmünü doğrudan yana verir, gerçeğin sonuçları yaşamda yerini alır ancak bu yavaş gerçekleşir.

Asıl olan insanın veya kurumun kendi gücüdür, dışardan gelen enerjinin sürekliliği ve kalıcılığı garanti edilemez. Şartlar değişince kaybetmeye mahkum olursunuz.

28 şampiyonluk konusu da bu gelişmelerin parçasıdır. Devlet eliyle Cumhuriyetçi Fenerbahçe’ye alternatif bir rakip yaratma çabasının sonucudur. Fenerbahçe’nin 9 şampiyonluğu masa başında çalınmıştır.

Bunu bu ülkede yaşayan herkes biliyor, kim haklı kim haksız, kim kaybetti kim kazandırıldı aklıselim insanlar bunu biliyor ve kabul ediyor, elbette bunun sonuçları olacak, oluyor da.

Kısacası ben rakip olsam bunun parçası haline gelmekten ve sadece Fenerbahçe’nin rakibi olduğum için adam yerine konulmaktan utanırdım. Ama ülke öyle bir yere geldi ki utanmanın insani bir değer olduğunu bile unutan, pişkin, dalavereci, üçkağıtçı insanlar olduk.

Fenerbahçe ile ilgili gerçek budur, kalanı sosyal medyada 3-5 paralı trolün veya satılık medya mensubunun ürettiği sahte içeriklerdir.

Fotoğraf: fenerbahce.org

Mentor

Lafını sakınmayan bir Fenerbahçe taraftarından moda olduğu üzere tarafsız gibi görünmeye çalışan değil, gayet taraflı Fenerbahçe ve Türk sporu, kimi zaman da siyaset ve ekonomi yazıları... Twitter: @mentordiyorki. Eski tarihli yazılara ulaşmak için: https://arsiv.medyagunlugu.com/mentor

Mentor
Lafını sakınmayan bir Fenerbahçe taraftarından moda olduğu üzere tarafsız gibi görünmeye çalışan değil, gayet taraflı Fenerbahçe ve Türk sporu, kimi zaman da siyaset ve ekonomi yazıları... Twitter: @mentordiyorki. Eski tarihli yazılara ulaşmak için: https://arsiv.medyagunlugu.com/mentor

İlginizi Çekebilir

4,757BeğenenlerBeğen
666TakipçilerTakip Et
11,281TakipçilerTakip Et

Popüler İçerikler