Cumhuriyet Vakfı Başkanı Alev Coşkun, Mustafa Kemal Atatürk’ün arzusuyla kurulan gazetenin 98 yıllık öyküsünü köşesinde yazdı:
“Cumhuriyet gazetesinin gücünü, niteliğini ve etkinliğini en iyi onun sadık okuyucusu bilir ve takdir eder. Ancak 98. yıl dönümü için kısa bir giriş yapmalıyız. Milli Mücadele kazanılmış, saltanat kaldırılmış, 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edilmişti. Hilafetin de yakında tarihin derinliklerine gönderileceği anlaşılmıştı.
İstanbul basını, Cumhuriyetin ilanına ve halifeliğin kaldırılışına karşı çıkıyordu.
İstanbul-Ankara arasındaki bu önemli çelişkiyi çözmek ve uzlaşma sağlamak amacıyla Cumhuriyetin ilanından iki ay sonra 5 Ocak 1924’te İzmir’de bir toplantı yapıldı.
Atatürk başkanlığındaki bu toplantıya İstanbul gazeteleri; Tanin’den Hüseyin Cahit Yalçın, Vatan’dan Ahmet Emin Yalman, Tercüman’dan Şükrü Baban, İkdam’dan Celâl Nuri İleri ve Akşam’dan Necmettin Sadak katıldılar.
Toplantıdan ciddi bir sonuç alınamadı. Cumhuriyet karşıtlığı sinsice ve halifelik yandaşlığı da açıkça sürüyordu.
3 Mart 1924’te beklenen oldu, halifelik ve şeyhülislamlık kaldırıldı, Öğretim Birliği Yasası kabul edildi, mahalle mektepleri kapatıldı.
Bu, çok büyük bir devrimdi. Toplumu etkileyen ortaçağın kurumları bir bir temizleniyordu. Ancak, kafaları geride olanlar ve İstanbul basını bu büyük devrimleri anlayamıyordu.
Bu durumda Mustafa Kemal, kafasındaki modeli yürürlüğe koymak için Yunus Nadi’yi çağırdı ve şunları söyledi:
“Benim Hâkimiyet-i Milliye (Ankara’da yayımlanan gazete) ve senin Anadolu’da Yeni Gün görevlerini hakkıyla yerine getirdiler. Şimdi, İstanbul’da Babıâli’de Cumhuriyet düşmanlarına ve hilafet yanlılarına karşı mücadele verecek bir gazete çıkaralım, adını da Cumhuriyet koyalım. Bunu yapar mısın?”
Mustafa Kemal’in bu önerisine Yunus Nadi coşkuyla olumlu yanıt verdi.
Mustafa Kemal, Cağaloğlu’nda bulunan ve “Pembe Konak” adıyla anılan İttihat ve Terakki’nin eski genel merkezini gazetenin kullanması için tahsis etti. (Not: Yunus Nadi yıllar sonra bu binayı ihaleye girerek satın almıştır.)
Yunus Nadi, İstanbul’daki gazete için çalışmalara başladı. Gazetenin başına ABD’de gazetecilik eğitimi görmüş olan Zekeriya Sertel’i getirdi.
7 Mayıs 1924 günü yayımlanan ilk sayısındaki başyazısında, gazetenin “Cumhuriyet ilkelerini savunacağı” belirtiliyor ve “Gazetemiz ne hükümet gazetesi ne de parti gazetesidir. Cumhuriyet sadece Cumhuriyetin bilimsel ve yaygın ifadesiyle demokrasinin savunucusudur” deniliyordu.
Kurulmasına ön ayak olduğu, yönetim ve matbaası için bina verdiği ve ayrıca parasal yardım yaptığı Cumhuriyet gazetesi aslında tamamen Atatürk’ün bir kurumudur.
Bu kurum, Cumhuriyetin ilanıyla doğdu, köklü devrim ve dönüşümlere tanıklık etti, laiklik ve özgürlük bayrağını en önde taşıdı. Kurucusu Atatürk’ün yolunda Aydınlanma devrimlerine sahip çıktı ve kurucusu Atatürk’e 98 yıldır ihanet etmedi…
Cumhuriyetin ilanından bugüne geçen yaklaşık yüz yıllık zaman diliminde Cumhuriyet ilkelerine Aydınlanma ve çağdaş toplum ideallerine karşı çıkanlar, Cumhuriyet gazetesini en büyük engel olarak gördüler.
Cumhuriyet gazetesinden korkanlar çeşitli yollara başvurdular: Gazetemiz sansür edildi, kapatıldı, resmi ilanları kesildi, yazarları şehit edildi, bahçesine bomba atıldı. Korkutulmak, sindirilmek, susturulmak, yolundan döndürülmek istendi. Ancak onu kimse durduramadı, Aydınlanma, çağdaşlık ve özgürlük yolundan döndüremedi. Cumhuriyet gazetesi daima Atatürkçü, emekçiden ve demokrasi ideallerinden yana yoluna devam etti.
Bugün gazetemizin kuruluşunun 98. yıldönümünü kutluyoruz. Cumhuriyet gazetesi her geçen gün daha da güçleniyor… Günün teknolojik gelişmelerini yakından izliyor. Cumhuriyet, internet gazeteciliğinde son üç yıldır büyük hamle yaptı. Günde iki buçuk milyon, ayda 72 milyon okuyucuya ulaşılarak bu alanda Türkiye’de ilk beşe girdi. Ayrıca, doğru haber ve güvenilir olma konusunda Türkiye’deki birinci konumunu korudu.
Geçen yıl enflasyondan önce satın aldığımız, tamir ettiğimiz, yeniden düzenlediğimiz, Cumhuriyet Vakfı’nın kendi malı olan altı katlı binamız bugün gazetemizin Ankara Temsilciliği olarak açılıyor. Bunun mutluluğunu yaşıyoruz. Cumhuriyet gazetesi Türkiye’nin 100 yıllık basın çınarıdır, çağdaşlaşmanın kalesidir. Laiklik ilkesini, çağdaş toplum düşüncesini, özgürlüğü, emeğin en yüce değer olduğunu, kadın haklarını, hukukun üstünlüğünü, demokrasiyi savunan en önemli kaledir.
Bu kale susmayacaktır. Çağdaşlık ve Aydınlanma mücadelesine bütün gücüyle devam edecektir.
Durmak yok… Gazeteyi Atatürkçü yolda her gün yapan genç emekçilerle ve gazetemizin asıl sahibi okuyucularımızla birlikte mücadeleye devam…”