Moskova’da 143 kişinin öldüğü Crocus City saldırısına katılan iki teröristin Türkiye’den geldiği yolundaki haberlerin ardından Moskova’da gözler Ankara’nın atacağı adımlara çevrildi.
Rusya’nın en çok okunan gazetesi Moskovskiy Komsomolets’te bir makale kaleme alan Gazeteci-Yazar Mihail Rostosvkiy, “Crocus terör saldırısına ilişkin soruşturmanın kaderi Türkiye’nin elinde” dedi.
Rostovskiy yazısında önce, saldırının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i arayarak taziye dileklerinde bulunduğunu, iki liderin terörle mücadelede iş birliğinin artırılması fikrini desteklediğini hatırlattı.
Rostovskiy daha sonra, Hürriyet gazetesinde çıkan “Ankara, Türkiye’ye gelip Moskova’ya dönen bu iki kişiyle ilgili tüm konuları dikkatle inceliyor ve tüm olaylar hakkında Moskova’yı bilgilendiriyor” haberini aktardı. Rostovskiy, “Bu haberler çok resmî, sansasyonel ayrıntılardan yoksun. Ancak bu tür sansasyonel ayrıntıların haberlerde yer almaması kesinlikle olmadığı anlamına gelmiyor” diye yazdı.
Makale şöyle devam etti:
“Haberlerden çıkan sonuç şu: Bu katliamı yapmadan önce en az iki teröristinin Türkiye’de olduğunu biliyoruz. Türkiye’de yaptıklarının, Rusya’ya döndükten sonra Moskova’da yaptıklarıyla doğrudan bağlantılı olduğunu varsaymak mantıklı. Tamamen mantıklı bir varsayım daha var: Terör eyleminin organizatörleri ve azmettiricilerinin arkalarında iz bıraktıkları yer-ki iz bırakılmaması mümkün değil-Türkiye.”
Moskova’daki saldırının ardından Türk güvenlik güçlerinin operasyon yaparak çok sayıda kişiyi gözaltına aldığını belirten Rostovskiy, “Bu tür adımlar Türkiye’nin çıkarına. Rusya’nın da Türkiye’den beklediği bu tür adımlar. Aslında, Batı’nın da Türkiye’den beklediği bu” diye yazdı.
Crocus’taki saldırının “sahte bayrak operasyonu” olduğuna inandığını belirten Rostovskiy şöyle devam etti:
“Sahte bayrak operasyonu, organizatörlerinin ve azmettiricilerin tamamen gizlenmesi anlamına gelir. Ancak her kılık değiştirmenin zayıf noktaları vardır. Şu anda tartıştığımız durumda, bu zafiyetlere yol açan ipler tam olarak Türkiye’de bulunuyor. Türkiye artık İkinci Dünya Savaşı sırasındaki bir nevi Portekiz’dir. Yani birbiriyle çatışan tüm güçlerin temsil edildiği tarafsız bir devlettir.”
Rostovskiy, “İlk ana tezimi bir kez daha tekrarlayacağım: Crocus olayı ile ilgili teröristlerin bağlantılarına dair ikna edici kanıtlar bulunabilirse, bakılması gereken yer Türkiye’dir” iddiasında bulundu.
Rostovskiy, Alman Bild gazetesinde 25 Mart’ta çıkan “İki terörist zaten itiraf etti. Rus yargı sistemi politikacılar tarafından kontrol edildiği için gerçekten terör saldırısı yapıp yapmadıklarını doğrulamak imkansız” haberini ise şöyle eleştirdi:
“Ancak Türk güvenlik güçleri ipleri çekmeye başlarsa ve bu iplikler, bir şekilde Ukrayna makamlarına bağlı kişilere çıkarsa, o zaman politikacıların Rus yargı sistemi üzerindeki kontrolünden söz etmek anlamsız olacak. Peki Türk güvenlik güçleri her taşın altına bakmak, her ipi çekmek isteyecek mi? Bu aslında sadece Türk istihbaratının mesleki nitelikleriyle değil, siyasetle de doğrudan ilgili cevabını bilmediğimiz bir soru.”
Rostovski makalesinde uluslararası yaptırımları kastederek, “Rusya ile ilişkilerde Türkiye Batı dünyasının gerisinde kalıyor. Ama aynı zamanda hâlâ Batı’nın bir parçası, NATO üyesi ve her şeye rağmen Washington’ın yakın müttefiki” dedi.
Türkiye’yi, “Rusya’nın Ukrayna’da kesin zafer kazanmasını çıkarlarına uygun görmeyen jeopolitik bir oyuncu” olarak niteleyen Rostovskiy, “Elbette Erdoğan, Batılı dostları ve ortakları üzerinde kendisine üstünlük sağlayan durumları seven, güçlü ve bağımsız bir lider. Peki, Türk yetkililer son olayı görmezden gelecek mi? Bilmiyoruz. Sadece spekülasyon yapabilir ve bekleyebiliriz” diye yazdı.
Fuad Safarov, Moskova