25 C
İstanbul
27 Temmuz 24, Cumartesi
spot_img

Cinayet ve çeviri

Fargo, “Amerika’da herhangi bir yer” iken Coen Biraderler’in anlatısından sonra “sakin ve şirin, görülesi kuzey kasabası” oluvermiştir sanırım filmi izleyenlerin çoğuna göre.

Hiç yoktan ama vahşice işlenen cinayetler bile bahçeli küçük evlerin, karlarla kaplı ormanların ve göllerin sağladığı mekânın bu havasını bozamaz ve asıl olarak filmi de bu çarpıcı kılar.

İşbu cinayetler hiç olmamış ya da bu küçük yer için gayet olağanmış gibi kasaba sakinlerinin ve kriminal birimlerin sabah kahvelerinden, atıştırmalıklardan  vazgeçmemelerine bağlı olarak olayları algılayamadıkları ya da umursamadıkları izlenimi de etkilidir bunda.

Bu ise tipik bir mekân üzerinden ülkenin benzer yaşayışlarına dönük bir eleştiri olarak da okutabiliyor metni.

Bölge aksanının keskin biçimde yansıtılmasının da aslında bu amaca yaradığı düşünülebilir ki filmin dil danışmanı Liz Himelstein, bu anlatıda “aksan”ın başlı başına bir karakter olduğunu söyleyecektir. Senaryo diziye uyarlandığında bu karakter de korunmak istenmiş olacak ki üçüncü sezon oyuncusu Ewan McGregor, “Bir filmimde Felemenkçe bile konuştum, Fargo’daki aksan ondan bile zor” diyecektir.

Ötekilerle birlikte bu dil karakterinin de keyfini sürebilmek için anlatının özgün diliyle önemlice bir vakit geçirmiş olmak gerekir elbet. Öyle değilse çevirmenin kolay kolay yansıtabileceği bir boyut değil işin aksan tarafı. Söz gelimi başka bir dizide (Hinterland) “water” sözünün Kuzeyli aksanının aktarılması zorunluluğuyla bu söyleyiş ancak “suv” biçiminde yansıtılabilmişti Türkçeye.

Mare of Easttown dizisinde ise Mare’e “iyi geceler Mare/goodnight Mare” demek istenirken vurguya dikkat edilmediğinde ortaya çıkan İngilizceye özgü dil olayı seslendirmede verilememiş, alt yazıda ise “nightmare” sözünün “kâbus” anlamına geldiği ayraç içinde belirtilmişti.

McGregor da Fargo için kendi dilinin aksanına ne kadar emek verdiyse de yukarıdaki türden kelime oyunları ya da aksan özellikleri şöyle dursun, seslendirmede sıkıcı çeviri kalıplarından bile kurtulamaz. Örneğin verdiği kolay bir hırsızlık görevini eline yüzüne bulaştırıp başını büyük belaya sokan karaktere “Bak geri zekâlı!” (Hey, shitbird!) diye bağırır.

Oysa “shitbird” sözü asker argosundaki “sorun çıkaran, işlerin yanlış gitmesine sebep olan” anlamıyla kullanılıyordur dizinin olay örgüsüne uygun biçimde. Hiç de bildiğimiz “geri zekâlı” anlamına gelmiyordur. Öyleyse aksan, tanımı gereği sadece söyleyişte mi kalır ve anlatıda önemli bir işleve sahipse onu verebilmek için çevirmenin elinden yalnız tuhaf kelime oyunları veya dipnot açıklamaları mı gelir?

Ya da bir aksana sahip olanlar hep merkez dilin söz varlığıyla mı iletişim kurar? En azından baskın yöre ünlemlerini, beylik sözlerini ağızlarından kaçırmazlar mı? Yani aksan başka dilde verilemese de söz varlığıyla bu açık kapatılamaz mı?

Çevirmene işte burada bir parça daha iş düşer. Bu da iki dili iyice bilmekle yerine getirebilir ki karakterlerin sınıf, bölge vb. farklılıklarını vurgulayan dil ögelerini erek dilde de verebilsin. Yazılı eserlerde bir anlamda buna mecburdur da. Sinema, tiyatro gibi seyirlik sanatlardaki dil dışı ögeler bunu biraz kolaylaştırır. Belki bu kolaylığa yaslanarak yabancı filmlerin çoğunda Türkçede pek de kullanılmayan ama bu alanda neredeyse kalıplaşmış yapılar tercih edilir: “lanet herif”, “pislik”, “kahrolasıca” vb. Oysa kim bilir “pislik”in kaç tonu işleniyordur anlatıda.

Belki bu kalıplardan kaçmak ve karaktere biraz daha yaklaşmak için altyazı çevirisinde ise “Lan gevende!” diyecektir McGregor bu sefer “Hey, shitbird!” yerine. Bu kelime Derleme Sözlüğü’nde “Sözünü sohbetini bilmeyen, her işe karışan, patavatsız.” (Malatya) anlamıyla geçiyor. Adıyaman’da ise gezgin müzisyenlere, yakın bölgelerde ise düğün çalgıcılarına “gevende” denmektedir ki buna bağlı olarak bu adı taşıyan bir de müzik grubu çıktı Eskişehir’den. Bunların dışında, işlev bakımından “shitbird”e yakın çevirmenin bildiği bir anlamı daha olabilir. Yoksa eldeki anlamların metinde yerine oturmadığı açık.

(Adem Terzi, tdk.gov.tr)

Yazının devamını okumak için tıklayın

İlgili yazı: https://medyagunlugu.com/ceviri-kolay-is-degildir/?amp=1

Medya Günlüğü

Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, dilediği konuda özgürce yazmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Önceki İçerikPasaportun kadar konuş!
Sonraki İçerikAktif yaşlanmak…
Medya Günlüğü
Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, dilediği konuda özgürce yazmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

İlginizi Çekebilir

4,757BeğenenlerBeğen
678TakipçilerTakip Et
11,600TakipçilerTakip Et

Popüler İçerikler