Türkiye’de 6 Nisan 1909’da Hasan Fehmi Bey’in öldürülmesinden başlayarak aralarında Uğur Mumcu, Abdi İpekçi, Hrant Dink ve Metin Göktepe’nin de yer aldığı öldürülen gazeteci sayısı 67’yi buldu. Son 10 yılda ise 11 bini aşkın gazeteci işsiz kaldı. Gazeteciliğin sansür ve oto sansür baskısındaki ağır gündemi Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin (TGC) düzenlediği “Türkiye’de Gazeteci Olmak, Gazeteci Kalmak” etkinliğinin yedincisinde ele alındı. TGC’nin Uğur Mumcu’nun ölüm günü nedeniyle düzenlediği toplantıda konuşmacılar ülkenin içinden çıkamadığı karanlık iklimde öldürülen gazetecilerin sadece gerçeğe ulaşıp, yurttaşlara gerçeği söyledikleri için öldürüldüklerine dikkat çektiler.
Toplantı, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto’nun açılış konuşmasıyla başladı. Başkan Olcayto konuşmasında şu konulara dikkat çekti:
“Bu toplantı bizim için çok önemli. Çünkü Türkiye’de bir takım şeyler yıllar geçiyor hiç değişmiyor. Biz yıllarca öldürülen gazetecilerin dosyalarının o tozlu raflardan inmesini istedik. Olmadı. Meclis’e getirdik. Meclis’te partiler bunu önerge haline getirdiler ama önerge reddedildi. Bunca ölüm niye olmuştur. Bizim sayabildiğimiz, belgeleyebildiğimiz 67 ölüm. 16 yıl sonra hala Hrant’ın öldürülmesi ile ilgili kesin bir gelişme yok, bir tetikçi var, ortada bir kara kutu var. Ama kimler azmettirdi? Kimler bu işe ön ayak oldu? Onları öğrenebilmemiz çok uzun zaman alacak gibi. Hrant bizim kardeşimizdi. Çünkü bizim anlayışımızda dil din ırk hiç önemli değildir. Önemli olan insanlıktır. İnsanlığı daha ileriye götürmek için yaptığı hizmetlerdir. Bunu yapanların milliyeti, dili ve dini asla sorgulanmaz.
Uğur Mumcu araştırmacı gazeteciliğin Türkiye’de önde gelen isimlerdendir. O da arabasına bomba konularak yok edildi. Neden yok edildi? Çünkü o araştıran, sorgulayan bir gazeteciydi. Araştırmalar, belgeleri, ipuçları bir takım insanları rahatsız ediyordu. Bu bilinen bir şeydi ama onu ne devlet koruyabildi ne de biz gazeteciler koruyabildik. Ocak ayında Onat Kutlar ve Muammer Aksoy’u da kaybettik. Türkiye’de bu silahlı saldırılar asla son bulmuyor. Ama geleceğe dair umudumuzu yitirmiyoruz. Basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü için mücadele etmeyi sürdüreceğiz.”
Toplantının moderatörlüğünü TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş üstlendi. Toplantıda PEN Yazarlar Derneği Başkanı Zeynep Oral, Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı Adnan Özyalçıner ve Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yetvart Danzikyan görüşlerini paylaştı.
Moderatör TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş yaptığı konuşmada gazeteci cinayetlerinin tarihçesine işaret etti:
“Serbesti Gazetesi’nde eleştirel yazılarıyla tanınan Hasan Fehmi ilk basın şehididir. 6 Nisan 1909’da düşünceleri ve yazdığı yazıları nedeniyle öldürüldü. Hasan Fehmi’nin ardından gazeteci cinayetleri durmadı. Bugüne kadar her siyasi görüşten 67 meslektaşımız maalesef karanlık odakların hedefi oldu ve öldürüldü. Gazetecilere saldıranlar ‘cezasızlık’ uygulamasıyla korunduğu için yeni bir gazeteci cinayeti olması an meselesi. Bu karanlığın gölgesinde engelsiz gazetecilik yapmaya çalışıyoruz. Bu karanlıktan dayanışmayla çıkacağız.”
PEN Yazarlar Derneği Başkanı Zeynep Oral ise “Hasan Fehmi, Abdi İpekçi, Muammer Aksoy, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Musa Anter, Hrant Dink, Metin Göktepe. Dikkat edin, öldürülenler, gerçeğe ulaşanlar, hep gerçeği söyleyenlerdi” dedi.
Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı Adnan Özyalçıner ise, “Uğur Mumcu ile Hrant Dink, haksızlık, yolsuzluk, adaletsizlikler karşısında iktidarların tekerine çomak sokan gazetecilerdendi. Özgürlük ve demokrasiden yanaydılar” diye konuştu.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yetvart Danzikyan ise Hrant Dink’in Ermeni bir gazeteci olduğu için öldürülmesinin Türkiye Cumhuriyeti açısından çok kritik bir aşama olduğuna vurgu yaptı.
(TGC)