Türkiye’de askeri tıp sisteminin yok edilmesi nedeniyle pek çok sıkıntılar yaşanırken, KKTC’de hayırlı bir iş yapıldığını görüyoruz.
Girne’de eskiden beri var olan ve artık gereksinimleri yeterince karşılayamayan asker hastanesi yeni bir binaya taşınıyor. Umarım yeni bina modern askeri tıbbın gerektirdiği cihazlarla teçhiz edilir, askeri tıpta yetkin doktorlar ve diğer sağlık personeli atanır ve TSK’ye en iyi hizmeti verir.
Girne bireysel çıkarlar ve yolsuzluklar nedeniyle son yıllarda büyük tahribata uğradı. İmar planıyla oynanarak 8-10 katlı binalara izin verildi. Zaten iklimi itibarıyla yazların çok sıcak geçtiği bu kent son yıllarda, çarpık yapılaşma sonucu ciddi bir ısı adası oluşturmaya başladı. Yaz akşamlarında şehrin dışından kente doğru bir yürüyüş yaptığınızda, yoğun yapılaşmanın başladığı bölgeye geldiğiniz anda ısının 2-3 derece arttığını vücudunuzda derhal hissedebiliyorsunuz.
Yoğun yapılaşmanın hemen batısında geniş bir askeri bölge var. Hastane de buraya yapıldı. Ben kent plancısı değilim, o nedenle yerinin ne kadar doğru olduğu konusunda bir yorum yapamayacağım. Ancak, okuduğunu anlayan, baktığında gören bir sade vatandaş olarak, bu yatırımın, hem TSK’ye hem de Girne’ye çevresel zararları olacağını görebiliyorum.
Hastane yapılırken çok temel bazı çevresel faktörlerin göz ardı edilmiş olması dikkat çekiyor. Önemli bir maliyet artışı getirmeyecek, buna karşılık işletmede büyük tasarruflar sağlayacak, ayrıca Girne’de yaşayanların yaşam kalitesinin bozulmamasını sağlayacak bu tedbirler nedense önemsenmemiş. Bunlardan birkaç tanesini, ileriye dönük benzer projelerde yararları olacağını düşünerek aşağıda sıraladım:
1-Hastanenin çevresi, otopark ve alan içi erişim yolları asfaltla kaplanmış. Eskiden burası yeşil bir alandı ve yer yer ağaçlar vardı. Asfaltın siyah olması nedeniyle güneş ışınlarını emecek ve bu alan yazın cehennem sıcağına dönüşecek. Yürürken asfaltın ayaklarınızın altında eridiğini hissedeceksiniz.
2-Girne’de oluşan ısı adasına olumsuz katkısı olacak olan bu geniş asfalt alan, yansıma sonucu binanın da olağanüstü ısınmasına neden olacak. Hasta, çalışan ve ziyaretçi konforunu sağlamak için, gereğinden daha fazla soğutma yapmak gerekecek. Eğer doğru klima hesabı yapıldıysa, bu olması gerekenden daha güçlü, dolayısıyla daha pahalı bir yatırım olacak. Hesabı doğru yapılmadıysa da, bina yeterince soğutulamayacak ve hasta ve çalışan konforu sağlanamayacak.
3-Fazladan soğutma, fazladan enerji tüketimi demek. Bu da daha fazla karbon salınımına neden olacak. Hem küresel ısınmaya olumsuz katkısı olacak, hem de TSK bütçesine ekstradan bir yük getirecek. Binanın çatısına güneş paneli, bahçesine ısı pompası koymak gibi bir çaba da şimdilik görünmüyor.
4-Kıbrıs’ta yağışlar genellikle kış aylarında ve çoğu zaman sağanak şeklinde gerçekleşir. Kentlerin yeterli drenaj altyapısı olmadığından etrafın betona, asfalta gömüldüğü kent merkezlerinde bu tür durumlarda seller oluşur, yollar dereye dönüşür. Yollarda oluşan su akımını kolayca yakın çevrede bulunan yeşil alanlara akıtacak çözümler, her yan betonla kaplandığından mümkün değil.
5-Yeni Girne Asker Hastanesi’nin önü, kentte yeterli denebilecek bir drenaj hattının geçtiği ender caddelerden biri. Hastanenin otoparkının eğimi ve konulan mazgallara bakıldığında, otoparka yağacak yağmurun hiç olmazsa bir bölümü bu drenaj kanalına akacak. Bu uygulama, kanalın kapasitesini aşan su miktarına neden olacak, sistem bu miktarda suyu taşıyamayacaktır.
Hastane bahçesinin doğu duvarının hemen dışından geçen bir dere var. Otoparkın belli yerlerine konulan mazgallardan drene edilecek olan suyun geri kalan kısmının bir boru ile bu dereye aktarılacağını tahmin ediyorum. Bu hastane tamamen Ankara üzerinden projelendirilip hayata geçirilmiş olduğundan Girne Belediyesi’nden konuyla ilgili bilgi almam mümkün olamadı. Zira kendilerine TSK tarafından hiç bir bilgi verilmemiş, şu ana kadar bir talepte de bulunulmamış. Bir eşgüdüm oluşmadığından dolayı herhalde tüketim suyunu kendi açacakları kuyulardan sağlayacak, kanalizasyonu da fosseptik tanklarında biriktirip, doğaya zarar vermemek için bir arıtma tesisine yollayacaklar. Tıbbi atıkların imhası için de yine belediye dışında bir çözüm bulacaklar.
İdeali Girne Belediyesi sınırları içerisinde yapılan bu büyük yatırımla ilgili olarak TSK’nin kenti yönetenlerle iletişim içerisinde olmasıydı. Bu sayede altyapı konusunda eşgüdüm sağlanabilir, Belediye’nin yapılaşmada dikkate almaya çalıştığı çevreci uygulamalarla paralellik sağlanabilirdi.
Burada verdiğim çevre bilinci yoksunluğu örneği, Türkiye’deki pek çok sivil uygulama için de söz konusu. Boğaziçi Üniversitesi gibi gerçek eğitim ve bilim yuvalarını tahrip ederken, kalitesiz üniversitelerde kalitesiz eleman yetiştirmek ve mezun adediyle övünmek son yıllarda moda haline geldi. Zaten liyakatsiz mezun konusu, başta tıp ve mühendislik/mimarlık meslekleri olmak üzere hepimizin canını yakmaya başladı bile.
Yeni hastanenin TSK’ye ve tıp camiasına hayırlı olmasını diliyorum. Darısı Türkiye’nin başına…
Not: Bu yazım ilk olarak noktakibris.com sitesinde yayınlanmıştır.
Fotoğraf: dandbmasters.com