Anlaşıldı.
Bilinen en vahşi canlı olan insan, Dünya’yı tamamen mahvetmeden yok olmayacak.
Kendisi tükenirken, diğer canlıların da yaşamlarını ateşe atacak.
Şimdi sıra Antarktika’ya geldi.
Dünyanın temiz kalmış tek bölgesi de elden gitmek üzere.
Bütün sektörler gözlerini beyaz kıtaya diktiler.
Bu yazıda turizm ve Antarktika’yı inceleyelim.
Bir zamanlar Antarktika sadece bilim insanlarına ev sahipliği yapıyordu.
Ya da bilim amaçlı önemli keşif turlarına.
Şimdi, parasını nereye harcayacağını şaşırmış, doyumsuz ve vahşi bir merak duygusuna esir turist kalabalıklarının ilgi alanına girmiş durumda.
Her lükse doymuş olan bu barbar kitle, donmuş manzaraları görmek, penguenleri, balinaları rahatsız etmek için Antarktika’ya akın ediyor.
Hem de her mevsim.
Birkaç lüks turizm acentesi para kazanacak.
Sosyal barbarlar farklı bir deneyim yaşayacak.
Ama en pahasına?
Antarktika’nın kırılgan yerel çevresindeki hassas denge bozulacak.
Hızlı bir kirlenme süreci başlayacak.
Plastik ve bütün zararlı kimyasallar buzulları ve suları kaplayacak.
Belki de 50 yıl içinde Antarktika diye bir değer kalmayacak.
Kahrolası sosyal medya baş sorumludur
Sosyal medya köleleri, deneyim envanterine daha çılgın görseller atabilmek için, rotayı bu masum ve bakir kıtaya çevirdiler.
Lüks yolcu gemileri artık bu doymak bilmez barbar ruhlar için çılgın fiyatlarla Güney turları düzenliyorlar ve hepsi de dolu seyrediyor.
Sonuç?
Buzullar kıtasında kaplıca dalışları.
Masum Antarktika canlılarına şok yaşatan gürültülü gemi partileri.
Penguen kolonilerinin arasından geçen çapulcu tarzı yürüyüşler.
Bunların hepsini kayda alan fotoğraflar ve videolar.
Masum kıtayı sömürgeleştirmenin bedeli, sosyal medyada birkaç yüz beğeni.
Sosyal medya, Antarktika’nın ölüm fermanını imzaladı.
Bir zamanların sessiz, huzurlu ve sadece bili turlarına tanıklık eden coğrafyası, şimdilerde vahşi bir turist tsunamisi ile karşı karşıya.
Yirmi yıl önce kıtanın yıllık ziyaretçi sayısı birkaç bini geçmiyordu.
2024’de ziyaretçi sayısı 150 bine yaklaştı.
Bu ticari turizm sektörü adaya basit ziyaretlerle de yetinmiyor.
Mesela, buz maratonları düzenleniyor.
Buzullar arasında kano gezileri..
Buz dağlarına tırmanış.
Bunların hepsi bozulmamış vahşi doğaya tecavüzden başka bir şey değil.
Buraya da mı kitle turizmi?
E yuh artık.
Yapma ey insanoğlu.
Bu masum kıtanın ekosistemi hassastan da öte bir kırılganlığa sahiptir.
Küçük darbeler bile devasa sarsıntıları tetikler.
Hiç aklınıza gelmeyecek zararlar verebilirsiniz.
Mesela elbiselerinizde ya da ekipmanınızda istemeden de olsa bu coğrafyaya zarar verebilecek bitkilerin tohumlarını taşıyabilirsiniz.
Sizinle birlikte sporlar gelebilir.
Minik canlıları bırakabilirsiniz.
Bütün bunlar yerel sistemi tuzla buz eder.
Güneş kremleriniz ve kullandığınız kimyasallar tertemiz sulara sızar.
Buzullardaki yaşama zarar veren toksinler üreyebilir.
El değmemiş alandaki insan varlığı, yaşam rutini sürekli etkileşime uygun olmayan balinalar, penguenler ve foklar üzerinde stres yaratır
Onların üreme sistemlerine zarar verebilir. Bu türlerin de varlığı tehlikeye girebilir.
En acımasız risk: Karbon ayak izi.
Turistler büyük yolcu gemileriyle geldiğinden, bu nedenle artacak olan emisyonlar doğrudan küresel ısınmaya katkıda bulunur
Buzullar erir.
Ortalama sıcaklıklar artar.
Dünyada birçok bölge sert yaptırımlara korunuyor.
Bu katı kurallar, devletler tarafından sahiplenilmiş sınırlar içindeki bölgeler için geçerli.
Ama Antarktika sahipsiz ve bu nedenle savunmasız.
Antarktika Anlaşması ile deklare edilen birkaç madde var, ama hükümsüz.
Sınırlamalara uyan yok.
Yönergeler etkisiz.
Artık sert ve kararlı adımlar atma vakti.
Birleşmiş Milletler buraya müdahil olmalıdır.
Neler yapılabilir?
Turist sayısı mutlaka sınırlandırılmalıdır.
Antarktika için bir askeri güç oluşturulmalıdır.
Geziler sadece pasif izleyicilik ile sınırlı kalmalı, her türlü gürültülü etkinlik, buzullara çıkış ve benzeri eylemler yasaklanmalıdır.
Ziyaret süreleri dar bir zamana sıkıştırılmalıdır.
Bu güce, Antarktika’yı ölüme sürükleyen her gruba en sert müdahalede bulunma yetkisi verilmelidir. Ki bunun içinde güç kullanma da olmalıdır.
Bu düzenlemeler, Antarktika’yı korumanın yalnızca uzak bir bölgeyi korumakla ilgili değildir. Bu iş artık küresel bir sorumluluktur.
Kıta, Dünya iklimi için hayati önemdedir.
Antarktika’yı kaybedersek…
Geçmiş olsun.
Fotoğraf: autosprite.ru
***
Medya Günlüğü sosyal medya hesapları: