Rafael Sadi
Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Çarşamba günü (dün) İsrail’deki Türkiyeliler Birliği’ni ziyaret etti ve Başkanı Ovi Gülerşen’le görüştü.
“Basına kapalı” olan toplantıda çok sayıda Türk basın mensubu ile TRT Arapça kanalı da vardı.
Toplantının basına kapalı olduğunu bilmeyen tek kişi bendim anladığım kadarıyla!
Sayın Çavuşoğlu, İsrail-Türkiye ilişkilerini düzeltmek için büyük çaba harcandığını ve arada kopukluk olan 12 seneden sonra ilişkileri rayına oturtmanın kolay olmadığını söyledi. Bu arada, İsrail Dışişleri Bakanı Sayın Yair Lapid ile görüşmelerinde de her konuda anlaşmamak konusunda fikir birliğinde olduklarını belirtti.
Türkiyeliler Birliği üyelerinden gelen bir soruya cevap veren Sayın Bakan, büyükelçilerin atanması konusunun Lapid’in Türkiye ziyareti esnasında görüşüleceğini teyit etti.
Ben de söz alarak şu soruyu sordum:
“Türk basınında yalan haber yapılmakta ve sizin Yair Lapid ile İsrail’in sözüm ona başkenti olan Tel-Aviv şehrinde buluştuğunuz ve yine İsrail’in başkenti olan Tel-Aviv şehrinde Yad Vashem Soykırım Müzesini ziyaret ettiğiniz yazılıyor. T. C. devletinin diplomatik kararlarına kimse karışamaz. Türkiye Kudüs’ü İsrail’in başşehri olarak kabul eder veya etmez o sizin bileceğiniz iştir. Ancak gerçek şudur ki bu ülkenin başşehri Kudüs’tür. Ya da İbranice ismi ile YERUŞALAYİM. Basında bu şeklide yansıtılınca yalan habercilik olmuyor mu?”
Çavuşoğlu’nun soruma yanıtı şöyle oldu:
“Bizim basın bültenlerinde nereye gittiğimiz ve kiminle nerede görüştüğümüz alenen yazılıdır. Bunun dışındaki beyanlardan biz sorumlu olamayız takdir edersiniz.”
Bunun üzerine tekrar söz alarak, “Sayın Bakanım, ben sizi sorumlu tutmadım, sadece bir yanlışı dile getirdim o kadar. Umarım düzeltilmesi için gerekeni yaparsınız. Bir de Türk basının bir kısmı İsrail’e İslamofobi ve antisemitizm (Yahudi düşmanlığı) kapsamında nefret suçu işlemektedir. “Bebek katili İsrail” ve “Terör devleti İsrail” manşetleri ile bu suçu pekiştirmektedirler. Bilginize” dedim.
Çavuşoğlu ise, “Bizim de basın ile başımız dertte. Daha geçen gün demediğim bir ifade nedeni ile dünyanın en önemli basın ajansı beni İsveçli Bakan’a söylemediğim bir sözle suçladı. Halbuki böyle bir ifade kullanmadım. Üslubuma aykırı bir ifade idi. Haklısınız ama işte bunlarla mücadele etmek gerekiyor” dedi.
Ben de teşekkür ettim.
Daha sonra kurulan ikram sofrasında, “Recep Bey’e selamlarımı iletirseniz memnun olurum” dedim.
Çavuşoğlu, “Hangi Recep” diye sordu, “Recep Taşkan mı?”
Ben, “Yok yahu, Türkiye’de bir tane Recep var o da Cumhurbaşkanı” deyince Çavuşoğlu şaşırdı. “Mevlüt Bey, ben üniversiteden sınıf arkadaşıyım, iletirseniz memnun olurum” dedim. O zaman anladı sanırım. “Memnun olacaktır” dedi karşılık olarak.
Umarım bu ziyaretler sıklaşır ve bir daha görüşmek nasip olur.
Aradaki gerginlikler bu tür ziyaretlerle yumuşar ve doğru raylara yeniden oturtulur.