Bu ay içinde Brezilya’nın başkenti Rio de Janeiro’da düzenlenen BRICS zirvesi, yalnızca örgütün kendisi için değil ama aynı zamanda uluslararası ilişkilerin bütün bir mimarisi için de tarihi bir dönüm noktası oldu.
On beş yıl öncesine kadar, gelişmekte olan ülkelerin geçici, bir nevi “gayriresmî tartışma kulübü” olarak görülen bu oluşum, artık istikrarlı ve etkili bir jeopolitik güce dönüşüyor gözüküyor. BRICS yalnızca Çin, Hindistan, Rusya, Brezilya ve Güney Afrika’ya dost “Küresel Güney” ülkelerinde değil, fakat aynı zamanda -açıkça endişeyle de olsa- Washington ve Avrupa başkentlerinde de yakından takip ediliyor.
BRICS’in var olduğu yıllar boyunca diplomatik bir platformdan resmi kurumlara ve hızla artan sayıda stratejik girişime sahip gerçek bir organizasyona dönüşmekte olduğu gözüküyor. Birliğin son iki yılda Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), İran, Etiyopya, Mısır ve Endonezya’yı da almak suretiyle genişlemesi, bir tür dönüm noktası haline geldi; çünkü organizasyon artık dünya nüfusunun yüzde 45’inden fazlasını kapsar hale geldi. BRICS satın alma gücü paritesine göre dünya GSYİH’sinin yaklaşık yüzde 35’ini elinde tutarken; üye ülkeler Süveyş Kanalı ve Kuzey Denizi rotasından Hürmüz Boğazı’na, oradan da Güney Afrika limanlarına kadar, gezegenin hemen hemen tüm temel enerji ve lojistik arterlerini kontrol ediyorlar.
Alternatif lojistik ve finansal kanallar
Brezilya’daki en sonki BRICS zirvesi, katılımcı ülke liderlerinin düzenli toplantılarından daha birisi olmakla kalmayıp, BRICS’in hakikaten de giderek olgunlaşmakta olduğunu; teşkilatın üyelerinin gıda güvenliğinden yapay zekânın düzenlenmesine kadar stratejik pek çok alanda ortak yaklaşımlar geliştirme becerisini gösterdikleri yeni tür bir milat haline geldi. Jeopolitik ve jeoekonomik durumun peyderpey kötüleştiği, kıyasıya ticaret savaşlarının yaşandığı ve Avrupa-Atlantik birliğinin de bir yandan zayıfladığı bir ortamda zirvede müşterek finansal araçların oluşturulması ve siyasi dayanışma konusunda sistemik kararlar alındı. Ayrıca, Washington’ın gümrük tarifesi girişimlerinin dünyaya adeta dayattığı zorluklara bir yanıt olarak Brezilya başkentinde, tarım ürünleri ve gübre mamullerinin –öncelikle de Küresel Güney ülkelerine yönelik- tedariki için sürdürülebilir ve de Batı menşeli ticaret ve finans merkezlerinden bağımsız lojistik ve ödeme kanallarının oluşturulmasını öngören “tahıl Girişimi”nin başlatılacağı duyurulup desteklendi.
Rio de Janeiro’daki büyük BRICS buluşmasında ülkelerin dijital teknolojide bağımsızlaşması hususundaki tartışmalar da bir o kadar önem arz ediyordu. Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Büyük Britanya ve Avrupa Birliği’nin (AB) yapay zekânın temel algoritmaları ve altyapısı üstünde tekel kurmaya çalıştıkları bir ortamda BRICS, teknolojik bağımsızlığı sağlamayı ve bu konuda adil düzenleyici kurallar teşkil etmeyi amaçlayan yaklaşımlar geliştirme niyetini açıkladı. Zirvenin kabul edilen bildirisinde, salt birkaç Batılı devin kurumsal çıkarlarına değil ancak; kapsayıcılık, şeffaflık ve ülkeler çeşitliliğine saygı ilkelerine dayalı bir “yapay zekâ etiği” oluşturulması gerektiği vurgulandı.
NDB sermayesi 100 milyarı aştı
BRICS’in Yeni Kalkınma Bankası da (NDB) son yıllarda kurumsal olarak güçlendirilirken, bilhassa tam kapasiteye ulaştıktan sonra başta enerji, lojistik ve endüstriyel tarımsal kompleksi olmak üzere büyük altyapı projelerinin finansmanında aktif olarak yer almaya başlamış durumda. İlgili bankanın kayıtlı sermayesi, hâlihazırda büyük bölgesel kalkınma bankalarının faaliyetleriyle karşılaştırılabilir bir seviye olan 100 milyar ABD dolarını ilk kez aştı. Ayrıca NDB, BRICS ülkeleri için doların yerine geçecek bir hesap birimi ortaya çıkarma planı üzerinde de aktif olarak çalışıyor. Bu, Batılı finans kurumları ve sistemlerinin kullanımından doğan siyasi riskleri ortadan kaldıracak alternatif bir araç olarak görülüyor.
BRICS ve ortak ülkelerinin bu kararlı ve istikrarlı adımlarının Beyaz Saray’da gergin bir tepkiye yol açması gerçekten de şaşırtıcı değil. Zirvenin hemen ardından ABD Başkanı Donald Trump, BRICS ülkeleri ve ortaklarından gelen mallara yüzde 10 gümrük vergisi getirilebileceği noktasında bir çıkış yaptı. Konunun birçok uzmanı bu açıklamayı, BRICS’in çoktandır “gelişmekte olan ülkelerden oluşan egzotik bir kulüp” olmaktan çıkıp, önceki dünyanın finans ve ticaret mimarisine gerçek bir alternatife dönüşeceği yeni gerçeklikten duyulan korkunun fiili kabulü olarak değerlendiriyor açıkçası.
Zirveye Batı’dan da büyük ilgi
Brezilya’daki zirveye yalnızca BRICS’in üye ülkelerinin siyasi elitleri ve medya temsilcilerinin değil, ancak Batılılar da dâhil olmak üzere düzinelerce başka ülkeden çok sayıda delegasyonun da katıldığını belirtmek gerekiyor. Örgütün son on beş yılda izlediği evrimsel yolun bilhassa Amerikalı ve Avrupalı delegeler üzerinde şaşkınlıkla karışık büyük bir etki bıraktığı görüldü. Nitekim Fransız gazeteci ve siyasetçi Georges Kuzmanovic, zirvenin sonuçlarını yorumlarken, organizasyonun artan olgunluğunu ve sürdürülebilirliğini gösterdiğini vurgulayıp: “Bu, G20 veya önceki BRICS zirvelerinden tamamen farklı bir format” diyordu. Kuzmanovic’e göre mevcut zirvenin benzersizliği, genişleyen BRICS ülkelerinin -on ülke, Suudi Arabistan ve on ortak daha- BM’nin reforme edilmesinden terörle mücadeleye, oradan ülke egemenliklerinin korunmasına dek birçok kritik konuda fikir birliğine varabilme becerisinde yatıyordu. “NDB’nin çalışmaları gibi mühim konularda 20 ülkenin nasıl anlaşabildiği şaşırtıcı” diyen Fransız siyasetçi, bunun teşkilatın kapasitesini gösterdiğinin altını çizdi.
Mevcut ideolojik ve jeopolitik çatışmalar ve ihtilaflar bağlamında BRICS’in sadece yeni bir ekonomik ve politik gündem değil, ama aynı zamanda son on yılların liberal deneyimlerine kültürel bir alternatif de sunması dikkate değer. Özellikle Rio de Janeiro’daki zirvede, sporun siyasallaştırılmasına ve Batılı ülkeler ile Uluslararası Olimpiyat Komitesi’ne LGBT gündeminin sokulmaya çalışılmasına tepki olarak “Uluslararası BRICS Oyunlarının” düzenlenme girişimi duyuruldu. Geçen yıl Paris’teki yaz Olimpiyat oyunları sırasında tüm dünyanın tanık olduğu skandal olaylara karşı duyarlılığıyla bilinen Georges Kuzmanovic “Avrupa’nın artık sporda tuhaf bir politikası var – trans bireyler kadınlarla yarışıyor. Ancak bu artık değişmeye başladı” şeklinde konuşurken BRICS’in spor alanındaki girişiminin; ideolojik eğilimler, siyasi çatışmalar veyahut da ulusötesi şirketlerin ticari çıkarları yerine, adil rekabet ruhuna dikkat çektiğine işaret ediyor.
Örgütün attığı yapısal adımlar
Günümüzde eski küreselleşme fikirleri Amerikan izolasyonizminin, ticaret savaşlarının ve siyasi çatışmaların etkisiyle derin çatlaklar ve çöküşler yaşarken BRICS, geçmişte temel uluslararası mimariyi oluşturan devletlerin ve blokların çifte standartlarından adeta bıkmış olan “Küresel Güney”in çoğu ülkesi için bir çekim noktası haline geliyor. Bugün ekonomik yaptırımlar, gümrük tarifeleri ve de bankacılık ödeme sistemleri “siyasi şantaj” araçları olarak kullanılırken, BRICS tarafından inşa edilen alternatif mekanizmalar ise gerçek bir değer kazanıyor. Dünya ticaretinin dolarizasyonunun sona erdirilmesi, Batı tekelinden bağımsız yeni bir BRICS ödeme sisteminin geliştirilmesi, ticarette ulusal para birimlerinin kullanımının yaygınlaştırılması gibi köklü adımlar; tarihsel olarak çok dar bir ülke çevresinin ve onların siyasi ve finansal elitlerinin çıkarlarına yönelik olan IMF ve Dünya Bankası gibi taraflı kurumlardan istikrarlı bir finansal bağımsızlık çerçevesi oluşturma yolunda.
En zengin ülkelerden oluşan bir grubun onlarca yıldır insanlığın geri kalanının iradesine tam anlamıyla ipotek koyduğu tek kutuplu dünyanın çöküşü koşullarında BRICS, daha kapsayıcı, daha adil ve daha uygulanabilir yeni normların geliştirildiği platform olduğunu kanıtlıyor. Organizasyona mensup devletler; toplam GSYİH’den küresel enerji üretimine ve oradan nüfus payına kadar birçok temel göstergede çoktandır G7 ülkelerinin önünde yer alıyorlar. Ancak daha da önemlisi “domine etmeye” değil ancak eşitliğe, karşılıklı saygıya ve çıkar dengesine dayanan alternatif bir uluslararası ilişkiler felsefesi sunuyorlar…
Fotoğraf: brics.br
***
Medya Günlüğü sosyal medya hesapları: