Cumartesi, 10 May 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Köşe Yazıları

Bir zamanlar yazlık sinemalar

İlhan İlmenöz
Son güncelleme: 4 Haziran 2023 00:39
İlhan İlmenöz
Paylaş
Paylaş

Yaz aylarının başladığı şu günlerde çocukluğumuz ve gençliğimizde en büyük eğlencemiz yazlık sinemalardı.

Televizyonun henüz olmadığı ya da çok fazla yaygınlaşmadığı yıllardı. Okulların kapanması ile birlikte başlayan ve her semtte en az 5-6 tane olan yazlık sinemalar, yediden yetmişe herkesin gittiği, yaz akşamlarının en güzel sosyalleşme mekanlarıydı.

Kirece boyanmış bembeyaz perdeleri, her sinemanın birbirinden farklı renklerde olan arkalarından birleştirilmiş tahta sandalyeleri, gazoz, sandviç, dondurma vb. satan büfeleri ve her gece arka arkaya oynatılan filmler, o yılları yaşayanların hafızalarında dün gibi yer etmiştir.

Her sinemanın o hafta oynayacak filmlerini tanıtan megafonlu ve film afişleri ile donatılmış araçları, gündüzleri mahalle aralarında dolaşarak semt sakinlerine haber verirdi. Çocuklar yavaş yavaş giden bu araçların arkasında koşar, afişleri okumaya, görmeye çalışırlardı.

Akşam yemeğinden sonra tüm hazırlıklar yapılır hava daha kararmadan sinemanın yolu tutulurdu. Kimi aileler minderini, yiyecek içeceğini, çiğdemini (biz İzmirliler için çekirdek) evden götürür, dönüşte serinleyecek hava için herkes yanına ceket-kazak tarzı hafif bir şeyler alırdı.

Bazen bilet kuyruğuna girilir, kapıda biletleri kontrol eden görevli biletleri biraz ortadan yırtarak geri verirdi. Hemen girişte minder kiralayan görevli ile karşılaşırdınız. Tahta sandalyelerin sert zeminini adeta lüks bir koltuğa çeviren bu minderlerden kiralamak biraz da zenginlik belirtisi idi. Yine film aralarında verilen molalarda gazoz ve sandviç almak başka bir zenginlik göstergesiydi.

Yazlık sinema günlerimizde en çok özendiklerimiz ise hemen sinemaların çevresinde oturan ve tüm filmleri balkonlarından beleş izleyen semt sakinleri olurdu. Tabii bize cazip gelen bu durumun onlar için bir işkence olduğunu sonradan böyle bir evde yaşayan arkadaşımdan öğrendim. Düşünün en az bir hafta boyunca her akşam sürekli yüksek ses, aynı film, aynı replikler, aynı müzikleri dinlemek ve ezberlemek onlar için güzel olabilir. Hele bazı filmlerin çok beğenildiği için haftalarca oynadığı olurdu.

Çocukluğumda yazlık sinemalara dair aklımda en çok kalanlardan biri de; daha sinemaya gitmeden evde pazarlık yapılır, sıkı sıkı tembihlerde bulunulurdu. Gazoz ya da dondurma dışında başka bir şey istemek yoktu.

O yıllar revaçta olan Cincibir, Sensun, Yedi Gün, Uludağ, Elvan gibi markalar aklımda kalmış. Her markanın bazen portakallısını, bazen siyahını, bazen de sadesini denemek ve kapaklarını toplamak ayrı bir zevkti. Tabii her yörenin tanınmış yöresel gazozları da vardı. Dondurma deyince de o yılların tek hazır dondurması Sütsan lezzeti bir başkaydı.

Sandviç almak biraz lükse girerdi, o yüzden akşam yemeğini evde güzel yememiz öğütlenirdi. O yüzden sinemada tüm gece boyuncu büfelerden yayılan o mis gibi sucuk kokusunu hiç unutamam. Gazoz da hemen alınmaz ilk filmin bitmesi beklenirdi. Yukarıdan aşağı hafif eğimli olan bazı sinemalarda o gazoz şişlerini yuvarlamak çocuklar için en büyük eğlencelerden biriydi.

Bir yandan film izleyip çiğdem çıtlatırken, bazen filmin en heyecanlı yerinde film kopar, homurtular, söylenmeler arıza giderilen kadar sürerdi. Eğer arıza uzun sürerse ıslıklamalar, yuhalamalar hatta “makiniiissstt” diye bağıranlar olurdu.

Bazen film aralarında sazıyla bir ses sanatçısı ya da o filmde oynamış bir sanatçı galaya gelir, kısa bir konuşma yapar ya da bir iki parça okur giderdi. O yıllar için bu önemli bir olaydı.

Herkesin mahallesine, evine dönüşü, kucakta taşınan çocuklar, uykulu ve yorgun bedenler ile ritüel tamamlanır ve bir sonraki sinema keyfine kadar gece sonlanırdı. O yılları yaşayıp da bunları özlemeyen var mı bilmiyorum ama gerçekten  güzel günlerdi. Belki de sinemaları değil çocukluğumuzdaki o sıradan ve basit yaşamlarımızı, anılarımızı özlüyoruz.

Televizyonların yaygınlaşması ile birlikte önce birer birer yazlık sinemalar kapandı sonra semt sahaları… Ve yerlerine yükseldi beton yığını ucubeler…

Affan Dede’ye para saysak satar mı bize çocukluğumuzu?

Keşke hiç bitmeseydi horoz şekerimiz ve süzülseydi uçurtmalarımız hep göklerde…

Esen kalın…

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
Yazanİlhan İlmenöz
Takip et:
Yaşama ve olaylara, bardağın dolu tarafından bakmayı ilke edinmiş tarihçi eskisi... Doğayı, denizi, gezip görmeyi, okumayı ve öğrenmeyi çok seven gerçek bir hayvansever... Müzik, spor ve yabancı dizi tutkunu İzmir aşığı... Aklına ne gelirse, özgürce, hiçbir kişi, kurum ve ideolojiye bağımlı olmadan yazmayı seven bir amatör...
Önceki Makale Korsanların tuzağına nasıl düştüm
Sonraki Makale İnsan bilmek ister

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

Köşe Yazıları

Hariciye geleneğimiz ve kurumsallaşma…

Hasan Sevilir Aşan
8 Mayıs 2025
EditörKöşe Yazıları

Delilik ve “toplu itlaf”

Emre Dilek
8 Mayıs 2025
Köşe Yazıları

Sahip olmanın kırılganlığı

Erdal Çolak
7 Mayıs 2025
Köşe Yazıları

Tabutun yanında savaştan bahsetmek

Okay Deprem
6 Mayıs 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?